Alm. Tamburin (n), kleine Schelentrommel (f), Fr. Tambourin (m) à cymbales, İng. Tambourine with cymbals.
Yuvarlak dâire biçimindeki tahta kasnağın, bir veya iki yanına deri geçirilerek yapılan ve parmak hareketiyle çalınan bir müzik âleti.
Habeşistan’ın yüksek dağlarında yetişen hoş kokusu olan bir bitkiye de def ismi verilmektedir.
Yapılan kazılardan anlaşıldığına göre def’in târihi M.Ö. yaşamış Sümer ve Hititlere kadar ulaşmaktadır. Mezopotamya ve diğer yerlerde yapılan arkeolojik kazılarda, ellerinde def bulunan figürlere raslanmaktadır. Ayrıca Mısır, Fenike, genellikle Hindistan’da Orta ve Kuzey Asya ileAmerika kıtasında yaşayan topluluklar da defe önem vermişler ve onu eğlencelerinde kullanmışlardır. Seyahatları ile meşhur olan Evliya Çelebi eserinde deften bahsetmektedir.
Peygamberimiz her bakımdan karanlıkta olan Mekke halkına İslâmiyeti tebliğ etmeye başladığı zaman def yaygın halde kullanılıyordu. Allahü teâlâdan vahiyler geldikçe insanların kötü alışkanlıkları kaldırılıyor, zulmet nûra dönüyordu. İçki, her türlü çalgıların çalınması, dinlenmesi yasağı, kan dâvâsının kaldırılması, kardeşlik, yardımlaşma, kadınlara iyi muâmele, fâizin haram olması, devlet adamlarına itaat, daha binlerce insanları huzura saâdete götüren ilâhî emirler, bunlardan bâzılarıydı.
Peygamberimiz, sâdece kadınların düğünlerde def çalarak eğlenmelerine müsâade ettiler; “Düğününüzü def çalanlarla birlikte kutlayınız.” diye buyurdular.
Defler genelde yuvarlak olurlar. Dar köşeli olanları da mevcuttur. Bunlar kullanıldığı bölgelere göre isim almaktadır. Anadolu’nun bâzı yerlerinde def “dâire”, Trakyada “dâre” adı ile de bilinmektedir. Düğünlerde kullanılan defler de bunlardır.
Deflerin; Acem defi, zilli def, hânende defi, çingene defi vs. gibi çeşitleri vardır.