Anadolu’nun Müslüman-Türklerin hâkimiyetine girmesi hakkında yazılmış halk destanı.
Dânişmend Gâzi ve Melik Gâzi’nin kahramanlıklarını, gazâlarını anlatan, Battalnâme tarzında yazılmış olan Dânişmendnâme’nin ne zaman ve kimin tarafından yazıldığı kesin olarak bilinmemektedir.
Eser ilkönce Anadolu Selçuklu Sultânı İkinci İzzeddîn Keykâvus’un emriyle İbn-i Alâ tarafından derlendi. İbn-i Alâ halk arasındaki rivâyetlerin doğrularını toplayıp, Dânişmendnâme’yi yazdı. Hikâye edilen vak’alarla adı geçen kahramanların târihten alınmış olması ve coğrâfî isimlerin Anadolu’ya uygunluğu, eserin Türk edebiyâtında uzun süre târih kitabı gibi kabul edilmesine sebeb oldu. Osmanlı Hükümdârı Sultan İkinci Murad’ın emriyle Tokat Dizdârı Ârif Ali, Dânişmendnâme’yi Türkçe olarak aralarında manzum parçaların da bulunduğu bir nesir diliyle 17 bölüm hâlinde yazdı.
Dânişmendnâme’nin konusu özetle şöyledir: Peygamber efendimizin hicretinden 360 sene sonra, Battal Gâzinin torunlarından Melik Ahmed Dânişmend, halîfeden izin alarak, birçok beyle birlikte Anadolu’da fetihlere başlar. Uzun bir zamandır harâb olan Sivas’ı mâmur hâle getirerek buraya yerleşir. Burada mücâhidleri ikiye ayırır. Turasan idâresindeki mücâhidler İstanbul üzerine giderler. Fakat Alemdağ önlerinde şehid olurlar. Melik Ahmed Dânişmend ise Sivas’tan Karadeniz’e kadar olan bölgeyi fethetmeyi kararlaştırır. Artuhi isminde bir Hıristiyanın Müslüman olmasına vesîle olur ve onu yanından ayırmaz. Tokat, Zile, Amasya, Çorum ve Niksar bölgelerini fethederek halkı Müslüman olmaya davet eder.
Halkın büyük bir kısmı İslâmiyeti seve seve kabul eder. Ancak bir müddet sonra Niksarlılar dinden çıkarak bölgedeki birçok Müslümanı öldürürler. Dânişmend Gâzi, Niksar’ı tekrar alarak Canik’e doğru yola çıkar. Fakat yolda pusuya düşürülerek şehid edilir. Vasiyeti üzerine Niksar Kalesi karşısında bir yere defnedilir.
Dânişmend Gâzinin şehid edilmesinden sonra Hıristiyanlar kaybettikleri yerleri tekrar alırlar. Dânişmend Gâzinin oğlu Melik Gâzi Bağdat’a giderek halîfenin huzuruna çıkar. Babasının fethettiği yerleri Hıristiyanlardan tekrar alır. Niksar’a babasının mezârının üzerine bir türbe yaptırır. Melik Gâzinin fetihlerini Anadolu Selçukluları hâkimiyetine bağlayan destanda olaylar birbiri arkasına devam ettirilerek anlatılır.
Battalnâme’nin bir devamı olarak kabul edilen bu eserde münâcaatlar, Allah’a sığınıp yardım dilekleri, Hızır aleyhisselâmın görünüp yaraları iyileştirmesi, bâzı Hıristiyanların rüyâlarında Peygamber efendimizi görerek Müslüman olmaları, kimi Hıristiyan kızlarının mücâhidlerle evlenmeleri gibi dînî motifler yanında târihî ve efsânevî unsurlar da çoktur. Eserin son bölümü bir sonsözden ibârettir. Yazar burada dünyânın fâniliğinden bahsederken dînî ve ahlâkî nasihatler verir. Dânişmendnâme’de târihî, masallaştıran ve pekçok vak’a için yanında târihe ışık tutan parçalar da vardır. Eserde gazâlara kimlerin hangi sıra ile katıldıkları belirtilmekte, özellikle başı açık, yalın ayak harb eden dervişlerin küffâr ile yapılacak gazâya yürüyüşleri hakkında bilgi verilmektedir.
Dânişmendnâme’nin kahramanı olan Melik Dânişmend Gâzi, Battal Gâziye benzeyen bir kişi olup, bilgili, dindar ve usta bir kumandandır. Bir kılıç darbesiyle, düşman askerinin başını ve vücudunu oturduğu atın eğer kayışına kadar ikiye böler. Muhârebe esnâsında attığı naralarla koca bir orduyu dağıtır.
Halk şâirleri tarafından bu tür eserlerin nazmında çok kullanılan “Mefâîlün mefâilün faûlün” vezninde ve o devir halkının kolay anlayabileceği dille söylemiş ve yazılmış olan Dânişmendnâme, târihçiler için kaynak eserlerden sayılmıştır. Osmanlı târihçileri devirlerinin târih zevkine uygun buldukları bu eserden bir târih kaynağı olarak faydalandılar. On beşinci asırda yaşayan Ârif Ali yazdığı Dânişmendliler târihini anlatan Mirkât-ül-Cihâd adlı eserinde Dânişmendnâme’den çok faydalandı. Anadolu’da birçok yazması bulunan eserin bir nüshası da Pâris Millî Kütüphanesindedir. İstanbul’da Millet Kütüphânesi Ali Emiri Bölümü (Tarih Nu: 571) ile Belediye (İnkılap) Kütüphânesi Muallim Cevdet Bölümü (Nu: K.441)nde birer nüshası daha vardır. Eser, 1960 senesinde batı dillerine tercüme edilerek La Geste de Melik Dânişmend, Etude Critique Dânişmendnâme adı altında yayınlandı. Eser üzerinde son ilmî çalışma İréne Melikof tarafından yapılmış ve La Geste Melik Dânişmend Tome I, Edition Critique Tome II adı ile iki cilt hâlinde yayımlanmıştır.