Çağrı ve Tuğrul beylerin Gaznelilere karşı Dandanakan’da 24 Mayıs 1040'ta kazandıkları, Büyük Selçuklu Devletinin kuruluşuna yol açan zafer.
Selçuklu liderleri Dâvûd Çağrı ve Tuğrul beyler, Oğuz boylarını yerleştirecek bir yurt bulup, devlet kurmak için geçici olarak kaldıkları Horasan’da, o bölgelere hâkim olan Gaznelilerle mücâdele hâlindeydiler. Yirmi seneden fazla devâm eden bu mücâdelelerin çoğunu Selçuklular kazanmış ve Gazne şehirlerinden bâzılarını ele geçirmişlerdi. Gaznelilerin baskıları, Selçukluları daha çok mücâdeleye sevk ediyordu.
Selçukluların, Gazneli Sultânı Mes’ûd’un 70.000 süvâri, 30.000 piyâde ve 60 muhârebe filinden müteşekkil ordusunu 1038 yılında Serahs’da yenmeleri, Gaznelileri haklı olarak endişelendirmişti.
Nitekim Sultan Mes’ûd büyük bir hazırlıktan sonra 1040 senesinin Mayıs ayında, ordusunun tekrar Serahs’a doğru harekete geçirdi. Selçuklular, Gazne ordusunun geçeceği yerlerdeki su kaynaklarını, kuyuları körelterek geriye çekiliyorlardı.
Selçuklu ordusunun baş komutanı Dâvûd Çağrı Bey, arasıra süvârî birlikleriyle baskınlar yaparak Gazne ordusunu hırpalıyor, sonra çöle doğru çekilerek, Gaznelileri kendisini tâkibe mecbûr ediyordu. Sultan Mes’ûd, Merv ve Serahs şehirleri arasında Kum Çölü kenarında, suları ve kuyuları bol Dandanakan Kalesine doğru savaşarak ilerleyip, askerin susuzluğunu gidermek istiyordu. Lâkin Dandanakan Kalesine geldiklerinde, bütün su kuyularının köreltildiğini gördüler. Kuyuları tekrar işler hâle getirmek teşebbüsünü kabul etmeyen Sultan, daha ileride suya yetişmek üzere harekete devâm edince, susuzluk, açlık, yorgunluk Gazne ordusu arasında fikir ayrılıklarına sebeb oldu. Hattâ birbirleriyle kavgaya başladılar. Hâdise büyüdü. Askerler arasında Sultan Mes’ûd’a karşı bir soğukluk meydana geldi. Sultânın yanından ayrılmak ve onu kendi hâline bırakmak için birbirlerini teşvike başladılar. Bu durumu fırsat bilen Dâvûd Çağrı Bey, askerlerini topyekün hücûma geçirdi. Kanlı bir çarpışma başladı. Bitkin hâlde bulunan Gazneli ordusu dağılmaya, hattâ kaçmaya başladı. Sultan Mes’ûd’un hassa ordusunu teşkil eden Gulamlardan bir kısmı Selçuklular tarafına geçince, Gazne ordusu iyice dağıldı. Sultan Mes’ûd ve vezîri, kaçan askerlerin geri dönmeleri için var güçleri ile çalıştılar. Fakat bozgun bir defâ başlamış asker dağılmıştı. Bütün çabalara rağmen toplamak mümkün olmadı. Artık Selçuklu akıncıları sultanın karargâhına kadar yaklaşmıştı. Harp meydanında sebatla direnmeye çalışan Sultan Mes’ûd’a:
“Sultânım! Bekleyecek zaman değildir. Ordu dağıldı, hassa askerleri bizi terk edip karşı tarafa geçtiler.Tehlikeli bir duruma düştük. Önümüz ve arkamız sarılmış durumda. Beklemenin ne faydası var. Acele burayı terk edelim!..” dediler.
Bunun üzerine Sultan Mes’ûd, yüz kadar askeriyle harp meydanını terkedip güçlükle kurtuldu.
Gazne ordusunun bütün hazîneleri, malları ve silâhları ele geçirildi. Bu zaferden sonra kurulan Büyük Selçuklu Devleti, Horasan ve Harezm’in en güçlü devleti hâline geldi.