Dağcılık - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı busegül

  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Adana
  • 20005
  • +360/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Allah birdir ve Muhammed (s.a.v.) onun elçisidir.
    • Uyanan Gençlik
Dağcılık - Ansiklopedik Bilgi
« : 06 Mart 2013, 10:22:03 »
Alm. Bergsteigen (n), Bergsport, Alpinismus (m), Fr. Alpinism (m), İng. Mountaineering, Alpinism.
İnsanoğlunun erişilmesi zor olan zirvelere çıkma arzusundan doğan bir çeşit spor.

Bu arzu insanı en zor şartlarda bile yılmadan başarıya ulaştırmaya zorlar. İşte dağcılık, insanların gücünü isbât etme duygusunun bir ifâdesidir. Bu sebepledir ki, gerek deney ve gerekse araçların yardımıyla günümüzde başlı başına bir spor olmuştur. Ağır bir spor olduğu için hem güç hem de rûhî yönden sağlam kişiler tarafından yapılabilir. Soğukkanlılık ve âni karar verme, son noktaya varıncaya kadar tehlikeleri göze alabilmek esastır.

Sağlam kişilerin yapabileceği bir spor olduğundan, bu spora başlayacak olanların tam teşekküllü sağlık kurullarından rapor almaları lâzımdır; yoksa 2000-4000 m mesâfelerden sonra “dağ hastalığı” (dağ tutması)na yakalanmaları muhtemeldir. Bu rahatsızlık kandaki oksijen basıncının azalması sonucu ortaya çıkar. Orta kulakta ve barsakta bulunan havanın genişlemesi sonucu, kulak ağrıları, solunum sıklıkları ortaya çıkar. Bu durumlar ortaya çıkınca tırmanmaktan vazgeçmelidir.

Dağcılık malzemeleri: Rüzgâr geçirmeyen elbise, yün iç çamaşır, özel ayakkabı, kalın çorap, başlık, kar gözlüğü, buz baltası, üzengi, delikli çivi, tırmanma ipi, pusula, izci çakısı, piton, buz tırnağı, çekiz, halka, uyku tulumu, burgu, takoz, barometre ve çok yükseklere çıkıldığında oksijen tüpü.

Dağcılık terimleri:

1. Birbirine halatlarla bağlanmış gruba “kâfile”;

2.Yamaç üstündeki düzlüklerde ağaç veya taştan yapılmış evlere “dağ evi”;

3. Fırtınalı havalarda geçici olarak barınmaya mahsus küçük dağcı kulübelerine “kulübe sığınak”;

4.Tırmanılması güç yerlerde herhangi bir ihtimale karşı sökülmeden bırakılan halata “sâbit halat”;

5. Keçi ve katırların ilerlemesine elverişli taşlık yola “keçi yolu”;

6. Deniz seviyesinden olan yüksekliği ölçmeye yarayan âlete “antimetre”;

7. Dağcıların tırmanışta karşılaşabilecekleri tabiî engellere “buz, buzullar bölgesi, kar, çığ, kasırga”;

8. Buzulların vâdiye yürümesine “kayma”;

9. Dağcıların aşacakları engellere “çok sarp ve dik eğilimli kaygan yerler”;

10. Hatâsız tırmanışlara “kolay ve serbest tırmanış”;

11. Dağcılık sporunda geri plânda dağcı işçileri, tecrübeli önderlerine “kılavuz, taşıyıcı, eğitmen ve sığınak bekçisi”;

12. Kayalık ve dik yamaçlara “duvar kayalar”;

13. Kaya duvarının yatay kısmına “teras”;

14. Birbirine çok yakın iki kaya duvarı arası boşluğa “düz kayalar koridorları”;

15. Düşey bir kaya ile dışarıya doğru dik açı yapan çıkıntı duvara “dam”;

16. İki sarp yüzeyin birleştiği yatay tepe çizgisine “mahya”;

17. Bir çatlak üzerinde buzul köprüsüne “kaya gagaları, buzul çatlakları köprüsü”;

18 .İki kılçık çizgisi arasındaki oyuk bölgeye “eyer”;

19. Bir kaya duvar üzerindeki büyük kayalık çıkıntıya “mahmuz”;

20. Bir yanı kapalı küçük vâdiye “körboğaz”;

21. Buzul kütlesinin bloklar olarak parçalandığı bölgeye “buzul boğaz”denir.

Tırmanma tekniği:
Yokuşta yürürken yorulmamak için (S) çizerek çıkmalıdır. Çok dik yerlerden inerken ağırlıklarını topuklarına vermelidir. Çok yorulmamaya ve terlememeye dikkat etmelidir. Az su içmelidir. Dik kayalara tırmanırken ayaklarla iyi basmalı ve sağlam tutunmalıdır. Gücünü ve irâdesini zamânında ve yerinde kullanmalıdır. Çıkışlarda az mola vermeli yuvarlanacak kaya ve çığ tehlikesini dâimâ göz önünde bulundurmalıdır.

Dağa tırmanmada güçlük dereceleri:

1. Derece güçlük: Ellerden faydalanmaksızın tırmanılan hafif eğimli sırtlar.

2. Derece güçlük: Ellerden arasıra faydalanmayı gerektiren hafif eğimli sırtlar.

3. Derece güçlük: Tırmanılması güç yerler, dik yamaçlar.

4. Derece güçlük: Halat kullanmayı ve iyi bir dağcılık tekniğini gerektiren, tırmanılması çok güç dik, fakat ellerle tutmaya elverişli yamaçlar.

5. Derece güçlük:Tutulması çok güç, halatsız tırmanılması imkânsız dik engelli yamaçlar.

6. Derece güçlük: Dik olduğu gibi yüzeyleri kaygan kayalık. Buraya tırmanmak için halat ve çivilerden başka üzengi kullanmak gerekir.

Türkiye’de dağcılık sporu:

Memleketimizde spor olarak dağcılık çalışmaları 1920’lerde başladı.Türkiye’de ilk dağa tırmanış Hamilton ismindeki bir İngiliz’in Erciyes Dağına yaptığı tırmanıştır. Birinci Dünyâ Savaşından sonra, dağcılık daha çok askerî bir hareket olarak kendini gösterdi. 1924’te Albay Cemil Cahit Bey, subay ve erlerden meydana gelen bir grupla Erciyes’in doruğuna çıktı. 1926’da “Dağcılık Tâlimgâhı” adı alltında ilk dağcılık okulu kuruldu.

Dağcılık sporundaki önemli gelişmeler 1930’lu yıllarda kendini gösterdi. İlk dağcılık kulübü o dönemin İstanbul Vâlisi Muhittin Üstündağ tarafından “Türk Yürüyücülük, Dağcılık ve Kış Sporları Kulübü” adıyla kuruldu (1933). Aynı senelerde Bursa’da Bursa Dağcılık ve Kış Sporları Kulübü kuruldu. Bu gelişmelerden sonra dağcılık sporu târihinde ilk federasyon, 1938 yılında “Dağcılık ve Kış Sporları Federasyonu” olarak kuruldu. 1939’da aynı federasyon “Türkiye Dağcılık ve Kayak Federasyonu” şeklini aldı.

Başkanlığına Latif Osman Çıkıgil ve ekibi getirildi. 1966 yılında ise yalnız dağcılıkla ilgili “Türkiye Dağcılık Federasyonu” kuruldu. Başkanlığına yine Latif Osman Çıkıgil getirildi. Bu çalışmalardan sonra dağcılık sporuna ilgi arttı. 1969’da ilk defâ Avusturya ve Alman dağcıları ile Türk dağcıları Cilo ve Ağrı dağlarına tırmandılar. Bundan bir yıl sonra Türk dağcıları da İtalya, Almanya ve Avusturya’da o ülkenin dağcılarıyla tırmanmaya başladılar (1970). 1977 yılında Dünyâ Dağcılar Birliği (UIAA)ne üye olundu. Bu târihlerden sonra üniversiteler de dağcılık sporuyla alâkalanmaya başladılar. Türkiye’de hemen her mevsim tırmanmaya elverişli dağlar bulunmaktadır. Umûmiyetle bu spor ülkemizde üniversite gençleri tarafından yapılmaktadır. Yurdumuzda yeni yeni tanınan bu spor gün geçtikçe gelişmektedir.

Yurdumuzda Dağcılık Sporuna Elverişli Dağlar

Karadeniz bölgesi:

Kaçkar Dağı 3932 m

Verçinin Tepe 3709 m

Hunut Dağı 3580 m

Varoş Dağı 3458 m

Akdeniz bölgesi:

Demirkazık Tepe 3756 m

Torasan Dağı 3374 m

İç Anadolu bölgesi:

Erciyes Dağı 3917 m

Küçük Erciyes 3703 m

Büyük Hasan Dağı 3268 m

Doğu Anadolu bölgesi:

Cilo Dağı 4146 m

Büyük Ağrı 5137 m

Mercan Dağı 3449 m

Küçük Ağrı 3896 m

Süphan Dağı 4058 m

Marmara bölgesi:

Uludağ 2545 m

Rekortmen dağcılık:
1786 Fransız Paccord ve Boluent 4810 m yüksekliğindeki Cervin Tepesine, 1897 İngiliz Chympe 4478 m yüksekliğindeki Cervino Tepesine, 1897 İçviçreli Zurbriggen ve İngiliz Fit Zigereld Tonganı’daki 6010 m yüksekliğindeki Klinanjora Tepesine, 1899’da İngiliz H.J. Mackinder Arjantin’deki 7040 m yüksekliğindeki Acancagya Dağına, 1950’de Fransız Mavire Herzo ve Luisla Chenal, Nepal’daki 8091 m yüksekliğindeki Anna Puma Dağına, 1953’te Yeni Zellendalı E.Hillary ve Nepali N.Tensing Nepal’daki 8882 m yüksekliğindeki Everest Dağına tırmanmışlardır. Bayan dağcılar olarak 1950 yılında Claude Kogan 8135 m yüksekliğindeki Chonyu Dağının 7550 metresine ulaşmıştır. Yine Tibetli iki bayan doğuda 7595 m yüksekliğindeki Kongur Tiube Dağına tırmanmayı başarmışlardır.