Çocuklarınızı gözlemler misiniz? Veya çocuğunuzu gözlemlerken nelere dikkat etmeniz gerektiği hakkında bilginiz var mı? Ebeveynlerin büyük bir çoğunluğundan çocukları ile ilgili olarak şu tarz kaygıların ifade edildiğine şahit olurum.
- Sorun anlarında nasıl tepki vereceğimi kestiremiyorum.
- Bazen çocuğumun ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum.
- Daha başarılı olması için ne yapmalıyım bilemiyorum.
Her şeyden önce bu soruların cevabı için çocuğunuzu tanımalı ve davranışının nedeni hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Bunun dışında bu kaygıların izale edilebilmesi için evvela çeşitli eğitsel faaliyetlerden istifade etmeli ve çocuk eğitimine ve çocuk psikolojisine dair çeşitli kitaplar okumalısınız. Gerek bu kitaplardan, gerek eğitsel süreçlerden ve gerekse ebeveynlik güdü ve tecrübelerinden edindiğiniz bakış açısı ile çocuğunuzun ilk pedagogu siz olmalısınız. Tabii buradaki ifademden bu işin uzmanı pedagoglara gerek olmadığı anlamı anlaşılmamalıdır. Çocukla ilgili net bir yargıya ulaşılması gereken durumlar karşısında ve psikolojik sorunlar karşısında ilgili uzmandan yani bir pedagog, psikolog veya çocuk psikiyatristinden destek alınmalıdır. Burada kastettiğim sadece annenin pedagog hassasiyetinde olması gerektiğidir:
Ebeveynin pedagojik rolü nasıl olmalıdır?
1. Objektif olmalı: Ebeveynlerin büyük bir kısmı çocuklarının normal üstü bir zekaya sahip olduklarını düşünürler. Bir kısmı da çocuklarının davranışsal anlamda problemli olduklarına öylesine inanmışlardır ki çocuklarının hemen her davranışını bu düşüncelere bağlar, dolayısıyla objektif değerlendiremezler. Her iki durumda da ebeveynin çocuğunu ve çocuğunun davranışlarını objektif bakış açısı ile değerlendiremediği ve çocuğuna hatalı yaklaşımlar sergiledikleri görülür. Bu nedenle ebeveyn çocuğunu gözlemlerken ve davranışlarını anlamaya çabalarken objektif olmayı ve her davranışı kendi konumunda değerlendirmeyi ihmal etmemelidir.
2. Çok yönlü gözlemlemeli: Çocuk farklı ortamlarda gözlemlenmelidir. Evde, parkta, yemek yerken, hastayken, yabancı biriyle birlikteyken vs. Aynı davranışın farklı zaman ve ortamlardaki yansılamalarını bilmek ebeveynin çocuğa doğru tepkilerle yaklaşmasını ve çocuğunu anlayabildiği için davranışsal anlamda mesafe kat edebilmesini kolaylaştırır.
3. Peşin hükümlü olmamalı: Nice ebeveynler vardır ki “çocuğum yaramaz” veya “saygısız” diyerek gerek kendi zihinlerini bulandırıp çocuklarını tanıyamamış ve gerekse çevresindekilerin kendi çocuklarına önyargıyla yaklaşmalarına sebep olmuşlardır.
4. Uzmanlara danışılabilmeli: Ebeveyn çocuğunu kapsamlı olarak ve objektif olarak gözlemledikten sonra çocuğunu daha iyi tanıyabilecek ve çocuğundaki normal dışı süreçleri daha çabuk fark edecektir. Nasıl çocuktaki fiziksel bir hastalık karşısında bir çocuk hekimine başvuruyorsa psikolojik, davranışsal ve gelişimsel bir sorun karşısında da ebeveyn gözlemlediği nomal dışı süreç için ilgili uzmanlara (psikolog, pedagog, psikiyatrist, özel eğitim uzmanı, konuşma terapisti gibi) danışacaktır.
5. Çocuğa değerli olduğu hissettirilmelidir: Ebeveynin her hareket ve ifadesinde çocukta “annem-babam bana değer veriyor” düşüncesini uyandırabilmelidir.
DERSiN ÖZETi
İlk ebeveynlik deneyimleri
Bebeğin aile sistemine katılımı ile birlikte ebeveynin ruhsal ve sosyal anlamda değişiklikler yaşadığı görülür. Özellikle sosyal anlamda bebeğe daha endeksli bir yaşama merhaba diyen bireyler bununla birlikte ebeveynliğin ilk günlerinde karmaşık duygular içinde olabilirler. Annenin bu dönemde loğusalık psikolojisi içinde bulunduğu ve çevreden gelecek desteğe -ki bu destek özellikle eşi tarafından verilmelidir- ihtiyacı olduğu görülür. Bununla birlikte bebeği kabullenememe, suçluluk psikolojisi içinde olma gibi duygular da anne tarafından hissedilebilir. Bütün bunların zamanla kaybolacağı unutulmamalıdır. İlerleyen vak’alarda uzman desteği faydalı olacaktır. Baba da anne kadar olmasa bile karmaşık bir psikoloji içinde olabilir. Çevre desteği babaya da verilmelidir ki kendini daha rahat hissedebilsin.
Çocukla konuşmak, ona müzik dinletmek, kitap okumak yapılabilecekler arasındadır. Bununla birlikte evdeki iletişim süreçlerinin gergin bir şekilde olmaması gerekmektedir.