Âşık edebiyâtına kaynaklık eden ve uzunlamasına açılan antoloji.
Cönklerin uzunluğu enine göre fazla olup, boyuna açılırlar. Bu yüzden halk arasında “sığır dili” veya “dana dili” olarak da anılırlar. Hemen her türlü malzemeyi bulundurduklarından güçlükle manevra yapabilen gemiler için de bu tâbir kullanılmıştır.
Cönkler bulundurdukları malzemeye göre dört şekilde sınıflandırılır. Bunlardan birincisi, yalnız bir şâirin şiirlerine yer verenler veya herhangi bir hikâyeyi içine alanlardır. İkinci olarak, halk şiiri yanında divan şiirine de yer verenler. Üçüncüsü, yalnız halk şâirlerinin şiirlerini bulunduranlar. Son olarak da, şiir yanında rüyâ tâbiri, büyü ve İslâmî mevzulara ayrılanlardır.
Bu defterler, daha ziyâde halk arasında şiir meraklıları tarafından tertiplenmiştir. Bu bakımdan tek nüshaları vardır ve kütüphânelere verilmeleri zordur. Meraklının zevkine göre, ciltli ve ciltsiz şekilleri vardır. Bunları okuyanlar bellerindeki kuşaklarında taşırlar ve dededen gelen bir zevkin halk arasında devâmını sağlarlar. Cins bakımından kâğıtları âharlı ve âharsız olmasının yanında, yerli ve yabancı cinsten olanları da vardır. Daha ziyâde 17. asırdan sonra görülmüşlerdir. Bâzı şiirlerin aslını bulmakta ve manzûmelerin eksikliklerini tamamlamakta, bir de şiirlerin hangi şâire âit olduklarını belirtmekte aydınlatıcı rol oynarlar.
Cöngün edebiyât târihi içinde yer alan tezkire ve şiir mecmuâları ile benzer ve ayrılan yönleri de vardır. Bu durum tezkirelerle karşılaştırılınca, tezkirelerin nüsha sayısının fazlalığını, bir yazarının bulunduğunu, telif târihinin olduğunu, yalnız divan şiiriyle yazan şâirlerin biyoğrafilerine ve şiirlerine yer verdiklerini ve bir devlet büyüğüne sunulduğunu zikretmek gerekir. Buna karşılık cönkler tek nüshadır. Şekil îtibâriyle sığır dili gibi uzunlamasına açılmakta, kütüphânelerden çok şiir meraklılarının elinde bulunmaktadır. Muhtevâ bakımından halk edebiyâtı mahsullerine ağırlık verilmekle berâber, divan şiiri yanında, büyü, halk ilâçları, duâlar vs. yer vermektedir.
Tezyinât bakımından îtinâlı olanları, tezkilerelere nisbetle oldukça az görünür. Şiir mecmuaları ile de derleme ve tek nüsha oluşları, toplayıcının zevkine göre ortaya konulmaları bakımından benzerlik gösterirler. Yalnız muhtevâda şiir mecmuaları ekseriyâ dîvân şiirine yer vermişlerdir. Bunun yanında, duâlar ile ilaç vs. konularına yer veren mecmualar da vardır ve ekseriyâ kütüphânelerde toplanmışlardır. Okuyucuları da okumuş kültürlü tabakadır. Özen gösterilerek ciltlenmiş ve tezyin edilmiş mecmualar da oldukça fazladır. Bunlar şekil bakımından tezkirelere benzerler ve cönkler gibi uzunlamasına açılmazlar.