Muhtasar ilmihal - Hasan Arıkan (Resimli Namaz Hocası)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Arif Arslaner

  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: A'raf şehri
  • 4502
  • +1462/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Sen, Seni Sevdiğinle Bil Ey Can! "O" Seninledir.
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Muhtasar ilmihal
« Yanıtla #65 : 17 Ekim 2010, 18:57:32 »
Nefs-i Emmâre

"İnsanda iki ruh vardır: Birine ruh-i hayvânî denir ki, bu Cenâb-ı Hakkın celal sıfatının tecellîsi ile yaratılmıştır. Birine de ruh-i sultânî denir. O da Cenâb-ı Hak'kın cemâl sıfatının tecellîsi ile yaratılmıştır . Beden ülkesinde bu iki padişahın birer veziri ile birer şeyhulislâmları vardır ki, vücüt iklimini onlarla idare ederler. Ruh-i hayvanînin veziri aklı maâş ve mercii (danışmanı), Şeytan'dır. O, Şeytanlarla istişâre eder. Ruh-i sultanînin de veziri aklı maâd ve şeyhulislâmı melektir. O da onlarla istişare eder. Ruh-i hayvanînin zevki, yiyip içmek, giyip kuşanmaktır. Yani zâhirde insana lezzet verecek ne varsa onların hepsinden safâ ve kuvvet bulup, ruh-i sultanîye gaalip gelir. Ruh-i sultanînin zevki, zikir, fikir , ibâdet ve Allâh'ın emirlerine itâat ve yasaklarından kaçınmaktır. Ruh-i sultanî, işte bunları yapmakla ruh-i hayvanîye gaalip gelir.

Yukarıda anlatıldığı gibi, bunlar vücütta hükmederler. Birinin sıfatı diğerinin sıfatına zıt olduğu için daima birbirleriyle muhârebe ve mücâdele ederler. Ruh-i hayvanînin aslı "emmâre bissüü" dür. Yani mübâlağa ve şiddetle kötülüğü emredicidir. Ona "nefis" ismi verilir. İşte bu sıfat Cenâb-ı Hakkın celal sıfatının mazharıdır ki, daima hakkın rızâsına muhalif şeylerden lezzet ve kuvvet bulur.

Ruh-i sultanînin asıl sıfatı sâfiyedir. Ona sıfat-ı insan ismi verilir. (İnsan bu sıfata sahip olduğu zaman kamil insan olur.) Bu sıfat Cenâb-ı Hakk'ın cemâl sıfatının mazharıdır ki, daima Cenâb-ı Hakkın rızâsındadır ve ondan bir adım ayrılmak istemez. Bu sebeble, bu iki sıfat birbirine tamamen zıt olup, vücut ülkesinde muhârebe ederler.

Meselâ, bir vücutta ruh-i sultanî ruh-i hayvanîye gaalip olmayıp, ruh-i hayvanî kendi haline bırakılırsa, sıfatı emmârelikte kalır. Zamanla ruh-i hayvanî ruh-i sultanîye gaalip olur ki, o kimse hayvan gibidir. Belki daha alçak olup "hasireddünya vel âhireh" (Dünya ve ahıreti hüsranda) kalır. Amma, ruh-i sultanî, ruh-i hayvânîyi kendi hâline bırakmayıp, her an mücâhede ve muhârebe ederse, o zaman ruh-i hayvanîyi ister istemez kendine bağlar. Her emrine itaat ettirerek ilahî emri yerine getirmiş olur. İşte bu kimselerin kurtuluşa ereceği umulur. Fakat yine de düşmesinden korkulur. Çünkü nefsin hîlesi çoktur."

Çevrimdışı Arif Arslaner

  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: A'raf şehri
  • 4502
  • +1462/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Sen, Seni Sevdiğinle Bil Ey Can! "O" Seninledir.
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Muhtasar ilmihal
« Yanıtla #66 : 17 Ekim 2010, 18:57:56 »
Cihad

Cihad, sırf Allâhü Teâlânın dinini yaymak için yapılan gayretlerdir. Müslümanlar her gün yerine getirmekle mükellef bulundukları ibâdet vazifelerinin yanında ayrıca cihadla da me'murdurlar.

Bid'at ve bâtıllarla mücâdele etmek, îmanı ve ahlâkı kemiren şer cereyanların ortadan kaldırılması için malı, canı ve bütün varlığı ile çalışmak her müslüman için başlıca vazifedir.

Cihad, ilâ-i kelimetillah için yapılır. Yâni kelime-i tevhidin nurunu yaymak, bu nurla müşerref olanların imânını küfürden korumak, bu nurla müşerref olmayanlara da bu nuru aşılamak için yapılır. Hak ile bâtıl çeşitli şekil ve sûrette dâimî mücâdele hâlinde olduklarından cihâd da her yerde, her zaman kıyâmete kadar vardır. Bu mücâdelede her müslüman hakkın ve haklının yanında yerini almakla hakkın zaferi küfrün de mağlûp edilmesi için bütün gücü ile uğraşmak ve çalışmakla vazifelidir.

Cihadın bu şekli zâhirî olanıdır. Bir de bâtınî cihad vardır ki, bu da insanın kendi vücudundaki nefse karşı yaptığı cihattır. Bu ise cihatların en büyüğüdür.

Peygamber Efendimiz'in cihadın ehemmiyetini bildiren mübârek hadislerinden bazılarının meâlleri:

"Bir kimse Allâh yolunda cihad etmeyerek ve gönlünden cihâd etmeyi geçirmeyerek ölürse bir nevi nifak üzere ölür." Neûzübillâh

"Cihâd, kadın ve erkek her müslümana farzdır."

"Cihâddan kaçan, müslümanım demesin."

Çevrimdışı Arif Arslaner

  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: A'raf şehri
  • 4502
  • +1462/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Sen, Seni Sevdiğinle Bil Ey Can! "O" Seninledir.
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Muhtasar ilmihal
« Yanıtla #67 : 17 Ekim 2010, 18:58:18 »
Müslümanların Cemiyet İçindeki Vazifeleri

Komşu Hakkına Riâyet

Âile ve akrabalarımızdan sonra bize en yakın olan komşularımızdır. Komşu hakkını son derece gözetmek; elimizle, dilimizle ve diğer hareketlerimizle onları katiyyen rahatsız etmemek gerekir. Çünkü Peygamber Efendimiz: "Bana Cebrâil komşu hakkı hususunda o kadar çok tavsiyelerde bulundu ki, nerede ise komşuyu komşunun malına vâris kılacak sandım" buyurmuşlardır.

Müsâfire Karşı Vazifelerimiz

"Her kim ki Allâh'a ve âhiret gününe imân ederse müsâfire ikram etsin" buyuruyorlar. Ayrıca müsâfir, geldiği yerde yokluk ve darlığa sebep olmayıp, bil'âkis bereket ve bolluk vesilesi olacağını beyanla "Müsâfir geldiği eve on nasibi ile gelir. Birini yer, dokuzu orada kalır" buyuruyorlar. Evleri ve imkânları müsait olan müslümanların, islâmî hususlara riâyet ederek, müsâfire ikramda bulunmaları çok önemli vazifelerdendir.

Diğer İctimâî Vazifelerimiz

a) Başkalarının haklarını tanımak ve hiç kimseye zarar vermemek, nâmus ve mülk haklarına riâyet etmek,
b) İyilik yapmak, kimseye haset etmemek,
c) Başkaları ile istihzâ ve alay etmemek,
d) Başkalarının ayıplarını ortaya çıkarmamak.

Çevrimdışı Arif Arslaner

  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: A'raf şehri
  • 4502
  • +1462/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Sen, Seni Sevdiğinle Bil Ey Can! "O" Seninledir.
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Muhtasar ilmihal
« Yanıtla #68 : 17 Ekim 2010, 19:02:51 »
Bazı Duâlar

Sabahleyin evden çıkarken okunur:

بِسْمِ ٱللهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى ٱللهِ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِٱللهِ ٱلْعَلِىِّ ٱلْعَظِيمِ


"Bismillâhi tevekkeltü alellâah lâa havle velâa kuvvete illâa billâahil aliyyil azıym."

Sabahları, bilhassa çarşı ve pazarda okunur:

لاَ اِلٰهَ اِلاَّ ٱللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ ٱلْمُلْكُ وَلَهُ ٱلْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ وَهُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ ٱلْخَيْرُ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ



"Lâa ilâahe illellâahü vahdehüü lâa şeriyke leh lehü'lmülkü ve lehü'l-hamdü yuhyii ve yümiytü ve hüve hayyün lâa yemüütü biyedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadiyr."

Mânâsı:

"Allâh'dan başka hiçbir ilah yoktur. Ancak tek o vardır. Onun ortağı yoktur. Öldürür ve diriltir. O diridir, ölmez. Hayır, onun yed-i kudretindedir. O, her şeye kaadirdir."

Bu duâ her sabah 11 defa okunur. Çarşıya çıkarken, yollarda, sokaklarda her yerde okunur. Peygamber Efendimiz: "Bunu okuyana Cenâb-ı Hakk bir milyon hasene verir, bir milyon günahını siler, derecesini de bir milyon yükseltir" buyurmuşlardır. Okuyan mü'minin imânı tazelenmiş olur. Bu duâ şefâat-ı Resûlüllâh'a en büyük vesiledir.

سُبْحَانَ ٱللهِ مِلْئَ ٱلْمِيزَانِ وَمُنْتَهَى ٱلْعِلْمِ وَمَبْلَغَ ٱلرِّضٰى وَزِنَةَ ٱلْعَرْشِ



"Sübhâanellâahi mil'elmiizâan ve müntehe'l-ılmi ve mebleğarrızâ vezinetel-arş."


Mânâsı:
"Allâh'ı mîzanın dolusunca, ilmin nihâyetince, rızâsı büyüklüğünce ve Arş'ın ağırlığınca tesbih ederim."

Bu duâ sabah ve akşam üç defa okunur. Ömürünün uzun ve mes'ud olması, imanla ölmek, kabir azabından kurtulmak, sırat köprüsünden geçmek ve Cennet'e vâsıl olmaya vesile olur.

Helaya Girerken Okunacak Dua

اَعُوذُ بِٱللهِ مِنَ ٱلْخُبْثِ وَٱلْخَبَآئِثَ


"Euuzü billâahi minel hubsi vel habâais"

Helâdan Çıkınca Okunacak Duâ

ٱَلْحَمْدُ ِللهِ ٱلَّذِى اَذْهَبَ عَنِّى ٱْلاَذٰى وَعَافَانِى مِنْ ذٰلِكَ



"Elhamdü lillâhillezî ezhebe annel ezâ ve aafâanii min zâlik."

Mânâsı:

"Hamd olsun O Allâh'a ki, bizden ezâyı giderdi ve ondan beni kurtardı."

Helâdan çıkınca bu duâyı okumaya devam edenler idrar ve abdest yollarında hastalık görmezler.
Helâ ve hamama sol ayakla girilir, sağ ayakla çıkılır. Eve ve câmiye ise sağ ayakla girilir, sol ayakla çıkılır.


Korkulu Bir Rüya Görünce Yapılacak Duâ

Korkulu bir rüya gören kimse, rüyanın çıkmaması için "Hüvellâhüllezî..." âyetinden başlayıp Haşir sûresi'nin sonuna kadar okur ve bir Fâtiha, onbir ihlâs-ı şerîf okuyup Peygamberimizin ruhuna hediye ederek,

"Ya Rabbi, eğer gördüğüm şu rüya hayır ise hayrında dâim, şerse hayra tebdil eyle. Hayır ise bize, şerse düşmanlarımıza olsun" diye duâ eder.

Hayırlı bir rüyanın da çabuk çıkması için, yine 1 Fâtiha, 11 İhlâs-ı şerîf okunup, Resûlüllah Efendimize hediye edilmelidir.

Zengin Olmak İçin

Biiznillah, zengin olmak için şu duâyı üçer defa sabah akşam okumalıdır:

يَا حَمِيدَ ٱلْفِعَالِ ذَا ٱلْمَنِّ عَلٰى جَمِيعِ خَلْقِهِ بِلُطْفِهِ


"Yâa Hamiyde'l fiaali zelmenni alâa cemii ı halkıhii bilutfihii."

Mânâsı:

"Ey bütün yaptıkları övülmeye lâyık olan ve lütfu ile bütün mahlûkâtına ihsan sahibi olan (Allâh'ım)"

Akşam Yatarken Okunacak Duâ

ٱَللّٰهُمَّ بِٱسْمِكَ اَمُوتُ وَاَحْيٰى


"Allâahümme bismike emüütü ve ahyâa."

Mânâsı:

"Allâh'ım; isminle ölür, isminle dirilirim."

Yataktan Kalkarken Okunacak Duâ

ٱَلْحَمْدُ ِللهِ ٱلَّذِى اَحْيَانَا بَعْدَ مَا اَمَاتَنَا وَاِلَيْهِ ٱلْبَعْثُ وَٱلنُّشُورُ



"Elhamdü lillâahillezii ahyâanâa ba'de mâa emâatenâa ve ileyhil ba'sü vennüşuur."

Mânâsı:

"Hamd olsun o Allâh'a ki, öldükten sonra bizi diriltti. Öldükten sonra dirilip haşrolmak (toplanmak) onadır."

Devamında Büyük Fayda Olan Dualar

ٱَللّٰهُمَّ اَرِنَا ٱلْحَقَّ حَقًّا وَٱرْزُقْنَا ٱْلاِتِّبَاعَ اِلَيْهِ وَاَرِنَا ٱلْبَاطِلَ بَاطِلاً وَٱرْزُقْنَا ٱْلاِجْتِنَابَ عَنْهُ



"Allâahümme erine'l hakka hakkan verzükne'l-ittibâa ileyh ve erinel bâtıle bâtılen verzükne'l-ictinâabe anhü."


Mânâsı:

"Ey benim Allâh'ım, bize hakkı hak olarak göster ve bizi hakkâ tâbi kıl; ve bâtılı bâtıl olarak göster ve ondan ictinap ettir."

ٱَللّٰهُمَّ يَا مُقَلِّبَ ٱلْقُلُبِ ثَبِّتْ قَلْبِى عَلٰى دِينِكَ وَطَاعَتِكَ ٱْلاِسْلاَمِ



"Allâhümme yâa mukallibe'l-kuluub, sebbit kalbii alâa diynike ve taatike'l-islâm."

Mânâsı:

"Ey kalbleri döndüren (kalblere hükmeden) Allâh'ım; benim kalbimi dinin ve İslâmî itâatın üzerine sâbit kıl."

Belâya Uğramış Bir Kimseyi Görünce Okunur

ٱَلْحَمْدُ ِللهِ ٱلَّذِى عَافَانِى مِمَّا ٱبْتَلاَكَ بِهِ وَفَضَّلَنِى عَلٰى كَثِيرٍ مِمَّنْ خَلَقَ تَفْضِيلاً


"Elhamdü lillâahillezii aafâanii mimmebtelâake bihii ve faddalenii alâa kesiyrin mimmen haleka tafdiilâ.

Mânâsı:

"Hamd olsun o Allâh'a ki, senin mübtelâ olduğun şeyden bana âfiyet verdi ve beni yarattığı bir çoklarından üstün kıldı."

Bu dua belaya uğramış bir kimse görülünce, o belânın kendisine de isabet etmemesi için okunur.
İnsan katiyyen başkasına gülüp, onu ayıplamamalı. Zirâ güldüğü şey kendi başına da gelebilir.

Sabah Namazının Farzı ile Sünneti Arasında Okunacak Duâ

يَا حَىُّ يَا قَيُّومُ يَا ذَا ٱلْجَلاَلِ وَٱْلاِكْرَامِ اَسْئَلُكَ اَنْ تُحْيِىَ قَلْبِى بِنُورِ مَعْرِفَتِكَ اَبَدًا يَا ٱَللهُ يَا ٱَللهُ يَا ٱَللهُ يَا بَدِيعَ ٱلسَّمٰوَاتِ وَٱْلاَرْضِ


"Yâa hayyu yâa kayyûmü yâa zelcelâali ve'l-ikraam. Es'elüke en tuhyiye kalbii binuuri ma'rifetike ebeden yâa Allâhü yâa Allâhü yâa Allâhü yâa bedîassemâavâati vel'ardı."

Mânâsı:

"Ey Hay ve Kayyûm olan (Allâh'ım); Ey celâl ve ikram sahibi olan (Allâh'ım)! Ey gökleri ve yeri eşi ve benzeri olmayan bir mükemmellikte yaratan (Allâh'ım) ! Ey Allâh'ım, ey Allâh'ım, ey Allâh'ım! Kalbimi mârifet nûrunla ebediyyen ihyâ etmeni istiyorum."

Bu duâyı sabah namazının sünneti ile farzının arasında en az üç defa okumaya devam eden kimseye son nefesinde imanla gitmek nasib olur.

Sabah Erken Kalkmak

Bütün rızıklar, sabah fecir vaktinde taksim olduğu için, bu vakti uykuda geçirenler rızıklarını tam alamazlar. Evdeki ufak, büyük herkesin kaldırılması yerinde olur. Güneş doğduktan sonra isterlerse tekrar uyurlar.

Duâları mümkün olursa üçer defa okumalıdır. Zira üçer defa okumak duânın kabûlüne sebep olur.

Çevrimdışı Arif Arslaner

  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: A'raf şehri
  • 4502
  • +1462/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Sen, Seni Sevdiğinle Bil Ey Can! "O" Seninledir.
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Muhtasar ilmihal
« Yanıtla #69 : 17 Ekim 2010, 19:04:28 »
Salevât-ı Şerifeler
Salât-ı Münciye

ٱَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلاَةً تُنْجِينَا بِهَا مِنْ جَمِيعِ ٱْلاَحْوَالِ وَٱْلاٰفَاتِ# وَتَقْضِى لَنَا بِهَا جَمِيعَ ٱلْحَاجَاتِ# وَتُطَهِّرُنَا بِهَا مِنْ جَمِيعِ ٱلسَّيِّئَاتِ# وَتَرْفَعُنَا بِهَا عِنْدَكَ اَعْلَى ٱلدَّرَجَاتِ# وَتُبَلِّغُنَا بِهَا اَقْصَى ٱلْغَايَاتِ# مِنْ جَمِيعِ ٱلْخَيْرَاتِ فِى ٱلْحَيَاتِ وَبَعْدَ ٱلْمَمَاتِ# اِنَّكَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

 


"Allâahümme salli alâa seyyidinâa Muhammedin ve alâa âali seyyidinâa Muhammedin salâaten tünciinâa bihâa min cemî'ıl-ehvâali ve'l âafâat. Ve takdıy lenâa bihâa cemî'alhaacâat ve tütahhirunâa bihâa min cemî'ıs-seyyi'âat ve terfeunâa bihâa ındeke a'led-derecâat ve tübelliğunâa bihâa aksa'l gaayâat. Min cemî'ıl-hayrâti fi'l-hayâati ve ba'del-memâat. İnneke alâa külli şey'in kadiyr."


Mânâsı:

"Allâh'ım, Efendimiz Muhammed'e ve ehl-i beytine bizi bütün korku ve âfetlerden kurtaracağın, bütün ihtiyaçlarımızı göndereceğin, bütün günahlarımızdan temizleyeceğin, nezdindeki derecelerin en yücesine yükselteceğin, hayatta ve ölümden sonra bütün hayırların nihâyetine ulaştıracağın şekilde râhmet eyle. Muhakkak sen her şeye kaadirsin."

Salât-ı Fethiyye


 

ٱَللّٰهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ ٱلْفَاتِحِ لِمَا اُغْلِقَ وَٱلْخَاتِمِ لِمَا سَبَقَ نَاصِرِ ٱلْحَقِّ بِٱلْحَقِّ وَٱلْهَادِى اِلٰى صِرَاطِكَ ٱلْمُسْتَقِيمِ# وَعَلٰى اٰلِهِ حَقَّ قَدْرِهِ وَمِقْدَارِهِ ٱلْعَظِيمِ

 

"Allâahümme salli ve sellim ve bâarik alâa seyyidinâ Muhammedini'l-fâtihı limâa uğlika ve'l-hâtimi limâa sebeka nâasırı'l-hakkı bi'l-hakkı ve'lhâadii ilâa sırâatike'l müstakıym ve alâa âalihii hakka kadrihii ve mikdâarihi'lazıym."


Mânâsı:

"Allâh'ım salât ve selâm eyle ve mübarek kıl; kilitlenmişlerin açıcısı, öncekilerin sonuncusu, Hakka hak ile yardımcı, doğru yoluna hidâyet eden Efendimiz Muhammed'e ve onun ehl-i beytine onun kadrince ve azîm mikdarınca."

Salât-ı Nâriye



ٱَللّٰهُمَّ صَلِّ صَلاَةً كَامِلَةً وَسَلِّمْ سَلاَمًا تَآمًّا عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ ٱلَّذِى تَنْحَلُّ بِهِ ٱلْعُقَدُ وَتَنْفَرِجُ بِهِ ٱلْكُرَابُ وَتُقْضٰى بِهِ ٱلْحَوَآئِجُ وَتُنَالُ بِهِ ٱلرَّغَآئِبُ وَحُسْنُ ٱلْخَوَاتِمِ وَحُسْنُ ٱلْخَوَاتِمِ وَيُسْتَسْقَى ٱلْغَمَامُ بِوَجْحِهِ ٱلْكَرِيمِ# وَعَلٰى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ فِى كُلِّ لَمْحَةٍ وَنَفنسٍ بِعَدَدِ كُلِّ مَعْلُومٍ لَكَ




"Allâahümme salli salâaten kâamileten ve sellim selâmen tâammen alâa seyyidinâa Muhammedini'l-lezii tenhallü bi-hil'ukadü ve tenfericü bihi'l-kürabü ve tükdaa bihi'l-havâaicü ve tünâalü bihi'r rağaaibü ve husnü'lhavâatimi ve husnü'l-havâatimi ve yüsteska'l ğamâamü bivechihi'l-keriim ve alâa âalihii ve sahbihii fîi külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli ma'lûmin lek."


Mânâsı:

"Allâh'ım, kendisi hürmetine düğümler çözülen, gamlar-kederler açılan, ihtiyaçlar giderilen, isteklere, hüsn-ü hâtimelere güzel âkibetlere nâil olunan, kerem (cömertlik) sahibi yüzü-suyu hürmetine bulutların sulandığı, Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)'e ve onun âl ve ashâbına; her bakış ve her nefeste ve zâtınca mâlum olanların sayısınca, kâmil bir rahmet ve tam bir selâmet ihsan eyle."

Her gün Peygamber Efendimize çokça salevât okumalıdır. Bilhassa salât-ı münciye, salât-ı nâriye ve salât-ı fethiyye'ye devam edilmelidir. Herhangi bir sıkıntı anında bunların hatmi yapılarak duâ edilirse, Cenâb-ı Hakk dilekleri kabul eder. Salât-ı Münciye'nin hatmi 1000 , salât-ı nâriye'nin hatmi ise 4444 defa okumaktır.