Tuna Nehrinin sağ sâhilinde, Estergon Kalesinin karşısında ve batı yönünde bulunan eski bir Türk palankası.
(Palanka: Ağaç ve topraktan yapılmış, hendeklerle çevrilip muhkem hâle getirilmiş siper veya küçük kale.)
1075 yılına ait ilk yazılı kaynaklarda ismi Kakath olarak anılır. Macarların Párkány olarak isimlendirmesine karşın, şehir Türk yönetimine geçtiğinde Ciğerdelen olarak Türkçe bir ad verildi. 1683 yılında Türk yönetimi sona erince tekrar Párkány ismine dönüldü. 1920 yılında Triyanon Antlaşması'yla Çekoslovakya kurulunca şehir bu yeni ülkeye geçti ve 1948 yılına kadar Parkan olarak adlandırıldı. II. Dünya Savaşı sonrasında, 19. yüzyıl Slovak ulusal lideri Ľudovít Štúr onuruna şehrin adı Štúrovo olarak değiştirildi. 1991 yılında yapılan bir referandumla şehrin eski ismine döndürülmesi kararı çıkmışsa da Slovak hükümeti bu kararı kabul etmedi ve şehrin Slovakya'da adı Štúrovo olarak kaldı.
Estergon-Uyvar yolu üzerinde düzlük bir ovada kuruluydu. Ciğerdelen Kalesinin Tuna kıyısı rıhtım, duvarları ise dolma olarak yapılmıştı. Kalenin dört köşesinde balyemez topları ile tahkim edilmiş dört burç mevcuttu. 80 ev ve 10 dükkânı bulunan Ciğerdelen Kalesi bir dizdâr ve 250 muhâfız asker tarafından korunmaktaydı.
Önemli stratejik mevkilerden biri olan Ciğerdelen, Macaristan’daki Türk hâkimiyeti zamânında çeşitli askerî hareketlere sahne olmuştur. Burası Kânûnî Sultân Süleymân Han tarafından yaptırılan ayrı bir müstahkem mevki ile de meşhurdur. Zamânın tahkim usûlleri ile gâyet sağlam bir şekilde inşâ edilen bu mevki, bir top menzili kadar ilerde olup, geniş bir alanı kaplamaktadır.
Ciğerdelen’in ilk kuruluşu Macar hâkimiyeti zamânına rastlar. Ancak burası tam mânâsıyle Osmanlı döneminde imâr edilmiştir. 1543 yılında Estergon’un fethinden sonra kale çevresinde bulunan palanka ve stratejik mevkiler ele geçirilip tahkim edilmiştir.
1594’te Avusturya harpleri esnâsında düşman eline düşen Ciğerdelen, 1605 yılında Lala Mehmed Paşa Estergon’u alırken, Sinan Paşanın kuvvetleri tarafından yeniden ele geçirildi.
Ciğerdelen, Fâzıl Ahmed Paşanın Ağustos 1663 Uyvar Seferi esnâsında bir kere daha Osmanlı-Avusturya Savaşına sahne oldu. Ordusu ile Estergon’da konaklayan Fâzıl Ahmed Paşa, Kâdızâde İbrâhim Paşa kumandasındaki öncü kuvvetleri Ciğerdelen yakasına geçirerek, onları Tuna üzerinde kurulan köprünün muhâfazası ile görevlendirdi. Ciğerdelen’de tabura girerek gerekli güvenlik tedbirleri aldı. Avusturya kuvvetleri Osmanlıların Uyvar topraklarına geçişine mâni olmak için Türk öncü kuvvetlerine saldırdılar ise de Fâzıl Ahmed Paşanın gönderdiği yardımcı kuvvetlerin yetişmesi ile savaş Osmanlılar lehine bitti. Ciğerdelen gâlibiyeti Osmanlı ordusuna Uyvar yolunu açtığı gibi, kalenin alınışında da önemli rol oynadı.
Osmanlılar’ın Ciğerdelen’de yaptıkları son savaş, 1683 Viyana hezîmetinden sonradır. Dağınık bir şekilde Budin’e doğru çekilmekte olan Osmanlı ordusunu tâkibeden Avusturya ve müttefikleri Estergon’u kuşatmak üzere Komaron’a gelmiş, oradan yollarına devamla Ciğerdelen yakınlarına varmışlardı. Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın Estergon’a yardım için 30.000 kişi ile gönderdiği Budin Vâlisi Kara Mehmed Paşa, düşman öncü kuvvetlerini Ciğerdelen önünde perişan etti ise de, ertesi gün düşmanın asıl ordusu ile yapılan savaşta mağlub oldu. Dağılan ordusunun bir kısmı Estergon’a, bir kısmı da Budin’e sığınmak mecbûriyetinde kaldı.
Ciğerdelen mağlûbiyeti, senelerdir Osmanlı elinde bulunan Estergon Kalesinin düşmesine sebeb oldu.
Mehmed Paşanın Ekim 1683 Ciğerdelen mağlûbiyetinden sonra, Osmanlı atlıları artık bir daha Ciğerdelen dolaylarında varlık gösteremediler.