Karadeniz bölgesinin Orta Karadeniz bölümü ile Anadolu’yu bağlayan geçit bölgede kurulmuş bir ilimiz.
Güneybatıda Kırıkkale, kuzeyde Sinop, Kastamonu ve Samsun, güneyde Yozgat, doğuda Amasya, batıda Çankırı ile çevrilmiştir. 39°51’ ve 41°20’ kuzey enlemleri, 34°04’ ve 35°28’ doğu boylamları arasında yer alır. Orta Anadolu platosunun kuzey kısmındadır. Denizden yüksekliği 770 metredir. Trafik kod numarası 19’dur.
İsminin MenşeiSultan Alparslan’ın 1071 Malazgirt Zaferinden sonra, Anadolu kapıları Türklere açılmış, buraları Türklere yurt olmuştu. Bu akınlar sırasında Bizanslıların Nikonya (Yonkoniye) dedikleri bu yerleşim alanında, Oğuzların, Alayuntlu obasına bağlı Çorumlu oymağı da yerleşerek, geleneklerine uygun olarak kendi oymaklarının adı olan Çorumlu adını vermişlerdir. Bu kelime daha sonraları Çorum hâline dönmüştür. Bir başka rivâyete göre de Nikonya’da yaşayan Bizanslılar buralara hâkim olan Danişmentlilere önce bağlılık gösterip, sonra kötü niyetlerinin anlaşılmasıyla Bizanslılara Cürümlü denilmiş. Bu kelime daha sonra Çorum hâline dönmüştür. Yine Selçuklu Sultanı Kılıçarslan, havasının iyi olması dolayısıyla hasta oğlu Yâkûb’u ve diğer hastalıklı ve çelimsizleri buralara göndermiş ve bunlar sağlıklarına kavuşmuşlardır. Bundan dolayı şehre Çorum adı verilmiştir. Bunlardan başka Çevrim, Cevr-i Rum kelimelerinden geldiği de söylenmektedir.
Târihi
Boğazkale kazılarında elde edilen eserler ve çevredeki mağaralar Çorum ve çevresinin çok eski bir yerleşim alanı olduğunu göstermektedir. Binlerce yıllık medeniyet üstüste gelmiş bir târih şehridir.
Boğazkale ve çevresinde yapılan kazılarda M.Ö. 4000-5000 yıllarına âit olduğu tesbit edilen kalıntılar bulunmuştur. M.Ö. 1700 yıllarında kurulan Hitit Devleti ve bundan sonra kurulan devletler pekçok târih mîrâsı bırakmışlardır. Başkenti Hattuşaş olan ilk Hitit Devleti, M.Ö. 1200 yıllarına kadar hüküm sürmüş, sonra Frigler Devleti kurulmuştur. Güneye çekilen Hititler, bir müddet daha yaşamış ve târih sahnesinden silinmiştir. Hititlerden daha ileri olduğu tesbit edilen Frigler de M.Ö. 676 târihine kadar Çorum’a birçok târih mîrâsı bırakmışlardır. Kafkaslardan Anadolu’ya gelen Kimmerler, her yeri yakıp yıkarak Frigler devrine son vermiş ve bölgeyi yağmaladıktan sonra çekip gitmişler, daha sonra Çorum ve çevresine Asurlular hâkim olmuştur. Bu sırada doğuda büyüyen Medler M.Ö. 612 yılında Asurluları yenerek buraları ele geçirmişlerdir. M.Ö. 585 yıllarında parçalanan Medlerin yerine Persler hâkimiyet sürmüştür. M.Ö. 332’de Makedonya imparatoru İskender, Anadolu’yu almış, İskender’in ölümünden sonra M.Ö. 276 yıllarında Galatlar Çorum’a hâkim olmuştur. Pontus Rum tehdidi altında kalan Galatlar, Roma İmparatorluğu’na bağlanmış, böylece Bizanslılar hâkimiyet sürmeye başlamıştır. Bu târihten sonra 1071 yılına kadar Çorum, Bizanslıların prensliği olarak uzun yıllar kalmış, bu arada İslâm orduları zaman zaman buralara seferler düzenlemiştir. Emevîler zamânında İstanbul’u kuşatan İslâm ordusu, geri dönerken Eshâb-ı kirâmdan Kereb-i Gâzi, Süheyb-i Rûmî ve Ubeyd-i Gâzi’nin Çorum civârında şehîd oldukları ve mübârek kabirlerinin Hıdırlık mevkiinde olduğu rivâyet edilir.
Büyük Türk sultânı Alparslan’ın 1071’de Malazgirt Muhârebesiyle Anadolu kapıları Türklere açılmış, Bizans hâkimiyeti son bulmuştur. Dânişmend Ahmed Gâzi, Amasya’yı aldıktan sonra, o zamanki adıyla Nikonya olan Çorum’u almak üzere amcasının oğlu Çavlı Beyi gönderdi. Yapılan çetin muhârebeden sonra 1075’te Çorum fethedildi. Alayuntlu boyundan Çorumlu oymağının başı İlyas Bey, buraya vâli tâyin edildi. Daha sonraları Anadolu Selçukluları, bu bölgede Dânişmendlileri yenerek hâkimiyet kurdular. 1243 yılında Baycu Noyan komutasındaki Moğol saldırısına uğrayan Selçuklular, Çorum ve çevresinden çekilmiş, böylece Çorum bir süre başsız kalmış, ferdî mücâdeleler olmuştur. 1308’de kurulan İlhanlılar bölgeye hâkim oldular. Daha sonra da Eratna Beyliğinde kalan Çorum, 1398’de Yıldırım Bâyezîd Han zamânında Osmanlı topraklarına katılmış, bundan sonra bir daha Osmanlılardan çıkmamıştır. Selçuklular ve Osmanlılar tarafından birçok eserlerle îmâr edilen Çorum’da sık sık meydana gelen zelzelelerden dolayı pekçok eser tahrib olmuştur.
Osmanlı devrinde Çorum, Sivas-Rum beylerbeyliğine bağlı 8 sancaktan biriydi. Tanzimâttan sonra Ankara eyâletinin 5 sancağından biri oldu. Cumhûriyet devrinde ise il hâline getirildi.
Fizikî YapıÇorum’un % 39’u dağ, %48’i plato, % 2’si yayla ve % 11’i ovadır.
Dağları: Çorum’un yarısına yakın kısmı dağlarla kaplıdır. Canik, Ilgaz, Küre dağ silsilelerinin uzantıları veya başlangıç noktalarını sınırları içerisine alır. Bu dağ silsileleri Çorum’da yüksek olmayan, orta yükseklikte kalker bir yapı gösterir. Sivri ve sarp tepelere pek rastlanmaz. En yüksek tepeler:Erenler Tepesi (2907 m), Türbetepe (1981 m), Dursun Tepe (1948 m)dir. Dağları genellikle çıplaktır. Orman örtüsü çok azdır. Başlıca dağları; Eşerli Dağ (Kaldırım Tepe 1776 m), Alagöz Dağı (1650 m), Kartal Dağları (1700 m), Teke Dağı (1700 m), Kavak Dağı (1600 m)ve Sakarözü (1675 m)dür. Bu dağlar arasında Kırkdilim Boğazı vardır.
Ovaları:Çorum’un %11’i ovalarla kaplıdır. Esasında birer yayla olan bu ovaların yükseklikleri 450-500 m arasında değişir. Bâzıları ise 1000 metreye kadar yükselir.
Çorum Ovası: Denizden 800 m yükseklikte, 375 km2lik bir alanı kaplar. Alüvyonlu topraklarla kaplı bir ovadır. Bozboğa Ovası: Merkez ilçe sınırları içinde kalan ova denizden 820 m yüksekliktedir. Alüvyonlu topraklarla kaplıdır. Hüseyin Ova: Alaca ilçesini ve çevresini içine alan ova, 264 km2dir. Denizden yüksekliği 725-875 metredir. Dedesli Ovası: Kızılırmak’ın her iki yakasında İskilip ilçe sınırlarında 250 km2lik bir alanı kaplar. Alüvyonlu topraklarla kaplı verimli bir ovadır. Seydim Ovası, Taybı Ovası, Mecitözü Ovası, Osmancık Ovası, Düvenci Ovası, Hamamözü Ovası, Kuyumcu Ovası, Sungurlu Ovası, Delice Ovası, başlıca ovalarıdır.
Akarsuları: İlin en önemli akarsuları Kızılırmak ve bu ırmağa dökülen Delice Irmağı. Yeşilırmağa dökülen Çekerek ırmağı, Budaközü, Ovacık Suyu, Devrez Çayı, Çat Suyu, Mecitözü Çayıdır.
Göller: Çorum’da önemli göl yoktur. Eymir, Kırgöz ve Uyuz gölleri çok küçük olup yazın suları hiç yok gibidir. Osmancık ve Kargı’da yüksek dağlar üzerinde tektonik özellikte bulunan birkaç ufak göl varsa da önemli değildirler. İl sınırları içerisinde Çorum Barajı hâricinde baraj da yoktur. Ancak inşâatına devâm edilen Alaca Barajı ve Kızılırmak üzerine plânlanan Obruk Barajı projesi devâm etmektedir. DSİ tarafından yaptırılan sulama gâyeli Ahmedoğlan, Evciyeni, Kışla, Seydim I, Seydim II, Alacahöyük, Geven, Bozdoğan, Çopraşık, Örükkaya, Çatak, Soğucak, İbrâhimköy, 100. Yıl Göleti, Aksu, Geykoca, İnegâzilli göletleridir. Bunlar 11.594 dekar alanı sulamaktadır.
İklim ve Bitki Örtüsü
Çorum, Karadeniz ikliminden İç Anadolu iklimine geçiş yeri üzerinde yer alır. Genel olarak yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlıdır. İlkbaharı kısa, sonbaharı uzun geçen Çorum ilinde en sıcak ayları temmuz-ağustos, en soğuk ayları ocak-şubattır. Kuzeyden güneye doğru gidildikçe iklim sertleşir. En fazla yağış mayıs ayında düşer. Yıllık ortalama nisbî nem oranı % 65’tir. Kar yağışları, genellikle kasım-nisan ayları arasında olur. Genellikle kara iklimi hüküm sürer. Sıcaklık +39,4 ile -25,6°C arasında seyreder. 30 senelik yağış ortalaması 395 milimetredir.
Tabiî bitki örtüsü açısından çok fakirdir. İç Anadolu ikliminin hüküm sürdüğü Çorum ilinde, iklime paralel olarak step bitki topluluklarına rastlanır. Yüzyıllardır kesilmesi sebebiyle çok küçük bir alan ormanlarla kaplıdır. Boş bulunan orman alanlarında hızlı bir şekilde ağaçlandırma çalışmaları sürdürülmektedir. Çorum ilinin % 9’u ormanlıktır. Tarım yapılmayan arâzi % 2 olmasına rağmen, yazları sıcak ve kurak geçmesi sebebiyle yeşillik bilhassa yaz ve sonbaharda görülmez.
Ekonomi
Ekonomi tarım ve hayvancılığa dayanır. Faal nüfûsun % 85’i tarım sektöründe çalışır. Son 10 sene içinde sanâyi sektöründe gelişme eskiye nazaran hızlanmıştır.
Tarım: Orta Anadolu ile Karadeniz geçit bölgesinde yer alan ilde umûmiyetle kışları soğuk ve yazları sıcak ve kurak step ikliminin hâkim olması, bu iklim karakterine uygun olarak hubûbat zirâatı ön plânda gelir. Ekiliş alanları îtibâriyle buğday ve arpa önemli bir üretim potansiyeline sâhiptir. Kızılırmak’ın suladığı alanda pirinç tarımı yapılır. Bunlardan başka patates, mısır, fasulye, çavdar, kendir, yem bitkileri ve diğer sebzeler de ekilmektedir. Tarım âlet ve makinaları bakımından ihtiyâca cevap verecek şekilde olan Çorum’da modern tarıma geçiş hızla devâm etmektedir.
Nohut, mercimek, şekerpancarı, ayçiçeği, soğan, keten ve kenevir bol yetiştirilir. Meyve olarak kavun, karpuz, ceviz, armut, ayva, kayısı, kiraz, erik ve elma yetişir. Ahmet Bey, Çatalkara ve Tokat, Narince sofralık üzümleri meşhurdur.
Hayvancılık: Çorum’un ekonomik yapısında, hayvancılık önemli bir yer işgâl eder. Tarımla uğraşan her âilede hayvancılık da yapılır. Bunun hâricinde toplu işletmeler kurulmakta, özellikle tavukçuluk her geçen gün ilerlemektedir. 10.000 tavuk kapasiteli 5 işletme, 15.000 tavuk kapasiteli 2 işletme, 20.000 tavuk kapasiteli 2 işletme, 50.000 tavuk kapasiteli bir işletme açılmıştır. Koyun, kıl keçisi, tiftik keçisi, manda ve sığır beslenir. Çorum ilinde arıcılık günden güne gelişme göstermektedir. Çorum için hayvancılığın tarımdan ileri olduğu il olarak bahsedilir.
Ormancılık: Orman sahası 360.000 hektara yakındır. Ayrıca 15.000 hektar fidanlık vardır. Çorum’un 147 köyü orman içinde ve 180 köyü orman kenarındadır. Bu köylerin nüfûsu 200.000’e yakındır. Her yıl yaklaşık 70.000 m3 sanâyi odunu ve 130.000 ster yakacak odun istihsal edilir.
Asırlar önce Çorum orman bakımından çok zengindi. Ormanların tahribi ile ormanlar sâdece dağlar üzerinde kalmıştır.
Mâdenler: Yeraltı kaynakları çok zengin olan Çorum’da mâden işletmesi büyük sermâyeyi gerektirdiği için, özel teşebbüsce işletilen mâden çeşitleri çok azdır. Çorum ilinde mâden deyince akla kömür gelir. Osmancık, İskilip, Bayat hattı zengin linyit yatakları ile kaplıdır. Bu hat üzerinde Türkiye Kömür İşletmelerince işletilen Alpagut Dodurga linyitleri Çorum ve çevresinin kömür ihtiyâcını karşılamaktadır. Altı bin dekar işletme alanına sâhip Alpagut Dodurga Linyitleri İşletmesi 1964 yılında üretime geçmiştir. Henüz işletilmeyen MTA tarafından tesbit edilen mâdenler şunlardır:300.000 ton tuz rezervi, 200 ton pirit rezervi, 200 ton bakır rezervi ve daha başka mâdenler mevcuttur.
Sanâyi: Sanâyileşme açısından geri kalmış illerimizdendir. Îmâlât sanâyiinin il ekonomisindeki payı çok önemli değildir. 19 adet un fabrikası vardır. 1960 yılından sonra toprak sanâyii hayli gelişmiştir. Çorum’da 46 adet tuğla ve kiremit fabrikası mevcuttur. İldeki ilk devlet yatırımı 1957’de üretime geçen ve bugün 1200 ton kapasiteli olan çimento fabrikasıdır.
Çorum ilinde küçüklü büyüklü yaklaşık 102 adet fabrika mevcuttur. Bunların 100 tânesi özel sektöre, 2 tânesi kamu sektörüne âittir. Çorum ilinde alışılmış sanâyi kolları dışında deterjan, emâye, kâğıt, ağaç parke, fermuar, makarna, bulgur ve tereyağı fabrikası mevcuttur. El sanatlarından bakırcılık yaygındır.
Ulaşım: Çorum ili Ankara-Samsun karayolu üzerinde olması sebebiyle karayolu ulaşımı gelişmiştir. Demir ve deniz yolu yoktur.
Nüfus ve Sosyal Hayat
Nüfus: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 609.863 olup, 253.804’ü şehirlerde, 356.059’u köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 12.820 km2 ve nüfus yoğunluğu 49’dur.
Örf ve âdetler: Çorum ilinin yakın bir zamâna kadar bölge olarak sönük bir yerde olması, cemiyet hayâtında örf ve âdetlerde eskiye bağlılığın devâm etmesine sebeb olmuştur. Yeni yeni değişmeye başlamış bâzı yerleşim alanları ise hâlen atalarından kalan gelenek ve göreneklere bağlılığı sürdürmektedirler. Çorum’da geleneksel Anadolu yaşayışı hâkim olup, erkek, âilenin mutlak reisi ve hâkimidir. Bugün Çorum’un birçok köylerinde eski âdetler devâm etmektedir. Evlerde tezgâhlarda dokunan pamuklu bezler iç çamaşırı olarak kullanılmakta, yün ve tiftikten kumaşlar dokunmaktadır. Köylerin dışında örf ve âdetler yok denecek kadar azalmıştır.Kına türküleri ve halayları meşhurdur. Köy düğünlerinde davul zurna çalınır.
Halk oyunları: İğdeli gelin, Dillala, Çekirge, Bediriş oyunları meşhurdur.
Mahallî yemekleri: Has baklava, oğmaç, pezi gömbe, kızartma katmer, mayalı, cızlak, mantı, tutmaç aşı, çatal aşı, lüle baklava, karaçuval helvası, hasıda, hedik, cilbir, borhana, keşkek, mücver, sasak beyni, İskilip dolması (torba pilav). İskilip turşusu çok meşhurdur. Turşu birçok illere tenekeler içerisinde sevk edilir. Leblebisi meşhurdur. Çorum denilince akla leblebi gelir.
Çorum’da sporun oldukça eski ve parlak bir geçmişi vardır. Özellikle karakucak güreşi Çorum yaylalarında belki de yüzyıllara dayanan bir geçmişe sâhiptir.
Millî Sporcular
Güreş: Âdil Candemir (Londra Olimpiyat Şampiyonu), Tevfik Kış (Dünyâ ve Olimpiyat Şampiyonu), Mahmut Atalay (Dünyâ ve Olimpiyat Şampiyonu), Hamit Kaplan (Dünyâ ve Olimpiyat Şampiyonu), Dursun Alıcı (Balkan ikincisi), İzzet Büyük (Dünyâ dördüncüsü), Kâzım Yıldırım, Hayri Polat, Şevket Ilgaç, İsmâil Çevik (Balkan üçüncüsü), Hüseyin Teke, Mehmet Uysal, Kemal Saydam, Muhammed Bodur.
Halter: Hasan Has (Millî, Türkiye rekortmeni, Balkan ikincisi).
Atletizm: Rıza Kepçeli, 1950 yılında Atatürk Kır Koşusu Ortaokullar Türkiye Şampiyonu. Kamber Duran, 1971-1972 yıllarında İlkokullar Uzun ve Yüksek Atlama Türkiye birincisi ve rekortmeni.
Çorum’da Anadolu örneğine uygun olarak güreş, cirit, at yarışları, avcılık ve sinsin adı verilen çoğunlukla davul ve zurna çalınarak oynanan, halkın iştirakiyle gerçekleştirilen sporlar yapılagelmiştir.
Eğitim: Okur-yazar nisbeti % 71’dir. Erkeklerde bu oran % 80, kadınlarda % 62’dir. İl dâhilinde 11 anaokulu, 964 ilkokul, 51 ortaokul, 11 lise, 17 meslekî ve teknik okul vardır.Yüksek okul olarak 19 Mayıs Üniversitesi’ne bağlı 1 adet Meslek Yüksek Okulu ve ayrıca 200 kişilik bir yetiştirme yurdu mevcuttur.
Yetişen meşhurlar:
Akşemseddîn; asıl adı Mehmed Şemseddîn olup, Şamlıdır. 1390 yılında doğmuştur. Osmanlı İmparatorluğunun büyük bir din âlimi, aynı zamanda doktordur (Bkz. Akşemseddîn). Koca Mehmed Paşa; Sultan İkinci Murad Han zamânında 10 yıla yakın vezîriâzamlık yapmıştır. Osmancıklıdır. Doğum yılı kesin olarak bilinmemektedir. 1439 yılında ölmüştür.
Şeyh Muhyiddîn-i Yavsî, İskilip’te doğdu. İskilip, Amasya ve İstanbul’da tahsilini yaparak o zaman Amasya vâliliği yapan Şehzâde İkinci Bâyezîd’e hoca oldu. Babası Mustafa İmâdî ölünce, Zeynîye Tekkesi şeyhi oldu.
Ebussuud Efendi, Şeyh Muhyiddîn-i Yavsî’nin oğludur. Doğruluk ve iyi ahlâk sembolüdür. Bu sebepten doğruluk ve güzel ahlâkta temâyüz eden birine; “Sen Ebussuud Efendinin torunu musun?” denir. İskilipli olan bu büyük âlim, uzun yıllar Kânûnî’ye şeyhülislâmlık yapmıştır.
Elvan Çelebi, Baltacı Mehmed Paşa, Yedisekiz Hasan Paşa, Çorum’un yetiştirdiği diğer büyüklerdendir.
İlçeleri
Çorum’un biri merkez olmak üzere 14 ilçesi vardır.
Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 186.377 olup, 116.810’u ilçe merkezinde, 69.567’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 136, Cemil bucağına bağlı 22 ve Seydim bucağına bağlı 34 köyü vardır. İlçe toprakları Çorum, Bozboğa, Ovasaray ve Seydim ovaları ile batı ve kuzeydoğuda yer alan Canik Dağlarından meydana gelmiştir. Ovalarını Çorum Suyu ve Kızılırmak sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, baklagiller, şekerpancarı ve meyvedir. Hayvancılık gelişmiştir. Köylerde el sanatları halkın ikinci bir meşgûliyet dalıdır. Çimento fabrikası, tuğla ve kiremit fabrikaları, gıdâ fabrikaları, yem fabrikası başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi, Çorum Suyunun doğusunda, Çorum Ovasının kenarında, ortalama yüksekliği 800 m olan bir alanda kurulmuştur. Ankara-Merzifon karayolu ilçe merkezinden geçer.
Alaca: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 54.814 olup, 20.646’sı ilçe merkezinde, 34.168’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 99 köyü vardır. Yüzölçümü 1371 km2 olup, nüfus yoğunluğu 40’tır. İlçe toprakları Bozok platosunda yer alır. Hüseyin Ova ilçenin tek düzlüğü olup, alüvyonlu topraklardan meydana gelmiştir. İlçe topraklarını Alaçay sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, şekerpancarıdır. Sebzecilik ve meyvecilik gelişmiştir. Üzüm, dut, kiraz, kayısı, erik, kavun, karpuz ve ceviz yetiştirilen başlıca meyvelerdir.
İlçe merkezi, Hüseyin Ovada Alaçay kıyısında kurulmuştur. Çorum-Yozgat karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 49 km mesâfededir. İlin tahıl ambarı olması yüzünden, ilçe, tahıl ürünlerinin alım-satım merkezi durumundadır. Hitit yerleşim merkezlerinden olan Alacahöyük kalıntıları, ilçe merkezine 15 km mesâfede Haramözü köyündedir. İlçe belediyesi 1920’de kurulmuştur. Eski adı Hüseyinabad’dır.
Bayat: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 35.010 olup, 8090’ı ilçe merkezinde, 26.920’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 35 köyü vardır. Yüzölçümü 784 km2 olup, nüfus yoğunluğu 45’tir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyi ve orta bölümünü Köroğlu Dağlarının uzantıları engebelendirir. Dağların yüksek kesimlerinde yaylalar vardır. Kızılırmak ve kolları ilçe topraklarını sular. Akarsu vâdilerinde küçük ovalar yer alır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday ve pirinçtir. Hayvancılık ekonomik açıdan ikinci derecede gelir kaynağıdır. Yaylacılık usûlü ile en çok küçükbaş hayvan beslenir. Hayvancılığa bağlı olarak yapağı ve tiftik işlenmesi gelişmiştir.
İlçe merkezi Bayat Suyu kenarında, tepelik bir alanda yer alır. İl merkezine 79 km mesâfededir. İskilip-Ankara karayoluna 13 kilometrelik bir yolla bağlıdır. İskilip’e bağlı bucakken, 1958’de ilçe oldu ve aynı sene belediyesi kuruldu.
Boğazkale: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 10.425 olup, 2501’i ilçe merkezinde, 7924’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 15 köyü vardır. Sungurlu ilçesine bağlı bucak merkeziyken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları dalgalı düzlükler ve tepelik alanlardan meydana gelmiştir. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, şekerpancarı, soğan, patates, üzüm ve mercimektir.Hayvancılık gelişmiştir.
Dodurga: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 13.550 olup, 3974’ü ilçe merkezinde, 9576’sı köylerde yaşamaktadır. Osmancık ilçesine bağlı belediyelik köyken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa, pirinçtir.Hayvancılık ve arıcılık gelişmiştir.
İskilip: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 51.877 olup, 19.624’ü ilçe merkezinde, 32.253’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 59 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. En yüksek noktası Kös Dağıdır (2065 m). Kızılırmak ve kolları ilçe topraklarını sular. Güney ve güneydoğusunda Kızılırmak’ın taşıdığı alüvyonlu topraklardan meydana gelen küçük ovalar vardır. Dağların yüksek kesimlerinde yaylalar, alçak kesimlerinde ise çam ormanları yer alır.
Ekonomisi tarım ve küçük sanâyie dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, şekerpancarı, elma, üzüm, patates ve armut olup, ayrıca az miktarda pirinç yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiş olup, en çok koyun, Ankara keçisi ve sığır yetiştirilir. Küçük el san’atları, dericilik ve kunduracılık yaygındır.
İlçe merkezi, yüksek dağlık bir kesimde İskilip suyu vâdisinde yer alır. İl merkezine 55 km mesâfededir. İlçe belediyesi 1872’de kurulmuştur. Çorum’un en eski ilçesidir.
Kargı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 26.762 olup, 5858’i ilçe merkezinde, 20.904’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 49, Hacıhamza bucağına bağlı 9 köyü vardır. Yüzölçümü 1301 km2 olup, nüfus yoğunluğu 21’dir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Dağlar Kızılırmak ve Devrez çayı vadisiyle yarılmıştır. Kuzeyinde Ilgaz Dağları, güneyinde Köroğlu Dağları yer alır. Devrez Çayı ve Kızılırmak vâdilerinde küçük ovalar vardır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri; pirinç, buğday, arpa, patates, elma, armuttur. Akarsu vâdilerinde sebze ve meyve yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiş olup, en çok koyun, kıl keçisi ve Ankara keçisi beslenir. İlçe topraklarında kireçteşı, mermer ve traverten yatakları vardır.
İlçe merkezi, Kızılırmak Vâdisinde yer alan ovanın kuzeyinde kurulmuştur. İl merkezine 116 km uzaklıktadır. Samsun-İstanbul karayolu ilçeden geçer. Belediyesi 1936’da kurulmuştur. Kastamonu’ya bağlı ilçeyken 1953’te Çorum’a bağlandı.
Laçin: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 12.584 olup, 1570’i ilçe merkezinde, 11.017’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 15 köyü vardır. Merkez ilçeye bağlı bir bucakken, 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları genelde düzdür. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, şekerpancarı ve meyvedir.Hayvancılık ve el sanatları köylerdeki halkın ikinci bir meslek dalıdır.
Mecitözü: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 32.059 olup, 6287’si ilçe merkezinde, 25.772’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 55 köyü vardır. Yüzölçümü 959 km2 olup, nüfus yoğunluğu 33’tür. İlçe toprakları orta yükseklikteki düzlüklerden ve dağlardan meydana gelir. Güneyinde Karadağ yer alır. Dağlardan kaynaklanan suları Çorum Çayı ve Efenik Çayı toplar.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa, patates, soğan, elma ve baklagiller olup, ayrıca az miktarda armut ve üzüm yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiştir. İlçe, gelişmemiş bir yerleşim merkezi olup, Çorum-Amasya karayolu kuzey kıyısında yer alır. İl merkezine 37 km mesâfededir. Belediyesi 1892’de kurulmuştur.
Oğuzlar: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 11.846 olup, 5867’si ilçe merkezinde 5979’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 7 köyü vardır. İskilip ilçesi merkez bucağına bağlı belediyelik bir köyken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânun ile ilçe oldu. Eski ismi Karaören’dir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, şekerpancarı, patates, üzüm ve armuttur. Hayvancık gelişmiştir.
Ortaköy: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 13.073 olup, 3353’ü ilçe merkezinde, 9720’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 242 km2 olup, nüfus yoğunluğu 54’tür. İlçe topraklarının kuzey ve kuzeybatısı dağlık, doğusu ise ovalıktır. Çekerek Çayı ilçe topraklarını sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa ve soğan olup, ayrıca az miktarda patates, üzüm, pirinç ve armut yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiştir. İlçe merkezinde çeltik fabrikaları vardır. İlçe merkezi, Çekerek Suyuna dökülen Karahicip Deresi kıyısında kurulmuştur. İl merkezine 53 km mesâfededir. Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir. Mecitözüne bağlı bucakken, 1959’da ilçe oldu ve aynı sene belediyesi kurulmuştur.
Osmancık: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 52.490 olup, 21.347’si ilçe merkezinde 31.143’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 24, Kamil bucağına bağlı 12 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Doğusunda Çal ve Ada dağları, batısında Köroğlu Dağları yer alır. İlçe topraklarını Kızılırmak sular.
Ekonomisi tarım ve mâdenciliğe dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa, pirinç, patates, soğan ve az miktarda üzüm, elma ve armuttur. Hayvancılık ve arıcılık gelişmiştir. İlçe topraklarındaki mermer ve linyit yatakları işletilir.
İlçe merkezi, Kızılırmak’ın güney kıyısında yer alır. Tosya-Merzifon karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 61 km uzaklıktadır. Baltacı Mehmed Paşa Osmancık’ta doğmuştur ve burada dört târihî çeşme yaptırmıştır.
Sungurlu: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 81.665 olup, 30.521’i ilçe merkezinde, 51.144’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı
köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikte dalgalı düzlükler ve tepelik alanlardan meydana gelmiştir. Kızılırmak’ın kollarından Delice Suyu ilçe topraklarını sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, şekerpancarı, soğan, patates, üzüm, mercimek, elma ve nohuttur. Sebze ve meyve yetiştiriciliği yaygındır. Hayvancılık gelişmiş olup, en çok sığır besiciliği yapılır. Un ve tuğla fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. Dokumacılık yaygın yapılan el sanatıdır. İlçede bentonit yatakları vardır.
İlçe merkezi, Samsun-Ankara karayolu üzerinde Budaközü Çayı kenarında kurulmuştur. İl merkezine 70 km mesâfededir. Eski ismi Budaközü’dür. Merkez ilçeden sonra en hızlı gelişen ve en büyük ilçedir.
Uğurludağ: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 27.331 olup, 7356’sı ilçe merkezinde, 19.975’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 33 köyü vardır. İskilip ilçesine bağlı bir bucakken, 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri tahıl, şekerpancarı ve patatestir. Hayvancılık yaygın olarak yapılır.
Târihî Eserler ve Turistik Yerleri
Çorum târihî eserler bakımından gerçek bir hazînedir. Başlıcaları şunlardır:
Çorum Kalesi: Kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Evliyâ Çelebi Seyâhatnâmesi’nde Dânişmendliler tarafından yapıldığı bildirilmektedir. Kale, şehrin güneyinde az yüksek platform üzerinde ovaya hâkim bir yerde kurulmuştur. Kare biçiminde olup, her kenarı 80 metredir. Kale içinde ahşap evler ve minâresi yıkılmış büyük bir mescit vardır.
İskilip Kalesi: Yüz metre yüksekliktedir. Üç tarafı kayalarla çevrilidir. Yalnız kuzeybatı kısmı girişe elverişlidir. Etrâfı surlarla çevrilidir. Dört yanında burçlar bulunmaktadır. Kalenin güneye bakan kısmında bir kapısı vardır. Kalede iki gizli yol bulunmaktadır. Birisi büyük Câmi yönünde, birisi de Tabakhâne Mahallesine çıkmaktadır. Kalenin kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir.
Osmancık Kalesi: Eski Osmancık ilçesinin doğusunda çok dağlık olan Kandiber denilen kalenin içerisinde kurulmuştur. Surlarının uzunluğu 2500 m, yüksekliği 27.5 metredir. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Kale içerisinde kayaları oymak sûretiyle yapılmış bir hamam harâbesi bulunmaktadır.
Ulu Câmi: Çorum’un en büyük câmisidir. Minberinin kapısı üstünde 706 senesi Safer ayının onuncu günü (1306 Ağustos) yazısı bulunmaktadır. Sultan Alâeddîn Keykubât’ın kölesi tarafından yaptırılmıştır. Çeşitli zelzelelerde yıkılıp yeniden yapılmıştır. En son olarak Çabarzâde Süleymân Bey ile oğlu Abdülfettah Bey zamânında bugünkü şekli inşâ edilmiştir. İnşaat, 1810 senesinde tamamlanmıştır.
Hıdırlık Câmii: Eshâb-ı kirâmdan Süheyb-i Rûmî’ye saygı nişânesi olmak üzere ilk defâ Hıdır oğlu Hayreddîn Bey tarafından yaptırılmıştır. Beşiktaş Muhâfızı Çorumlu Yedisekiz Hasan Paşanın Süheyb-i Rûmî’den bahsetmesi üzerine, Sultan İkinci Abdülhamîd Hanın emri üzerine şimdiki câmi ve türbe yapılmıştır.
Şeyh Muhiddîn Yavsî Câmii: İskilip’te Ebussuud Efendinin babası Şeyh Yavsî tarafından tek kubbeli olarak yaptırılmış, daha sonra Ebussuud Efendi tarafından ekleme yapılarak câmi büyütülmüştür. Câminin yanında Şeyh Muhiddîn Yavsî’nin türbesi vardır.
Büyük (Ulu) Câmi: 1839’da Göçükoğlu Hasan Usta tarafından yapılmıştır. İskilip’tedir. Büyük ahşap kubbesi vardır.
Mihri Hatun Câmii: Dördüncü Murad Han, Kargı’ya bağlı Karakire köyünde hastalanarak vefât eden hanımı için yaptırmıştır. 1943 zelzelesinden zarar gören yapı, tâmir ettirilmiştir. Sâdece minâresi ilk yapılış şeklini korumaktadır.
Sinan Paşa Külliyesi: Kargı ilçesindedir. Külliye câmi, sıbyan mektebi, han ve hamamdan meydana gelmiştir. 1507’de Sinan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Câmi avlusunu çevreleyen medrese zamânımıza ulaşmamıştır. Hamam 1956’da tâmir ettirilmiş olup, günümüzde kullanılmaktadır. Hanın bir kısmı yıkıktır.
Koca Mehmed Paşa Câmii: Sultan İkinci Murad’ın vezîri Koca Mehmed Paşa tarafından 1430 senesinde Osmancık ilçesinde yaptırılmıştır. Selçuklu mîmârî özelliği hâkimdir. Kapısı cevizden olup, üzerinde çok zarîf ve sanatkârane bir işçilikle işlenmiş oyma süslemeler vardır. Granit taştan yapılı mihrabın geometrik süsleri çok güzeldir. Câminin yanında imâret vardır.
Akşemseddîn Câmii: Fâtih Sultan MehmedHanın hocası Akşemseddîn tarafından yaptırılmıştır. Osmancık ilçesindedir. Günümüze ulaşan dershâne ve iki oda mescid olarak kullanılmaktadır.
Elvan Çelebi Zâviyesi: Mecitözü ilçesi Elvan köyündedir. Zâviye, câmi ve türbeden meydana gelen yapı, Osmanlı döneminin ilk zâviyelerindendir. 1352’de Âşıkpaşaoğlu Elvân Çelebi yaptırmıştır. Kündekari tekniğinin çok güzel bir örneği olan türbe kapısı, Çorum İl Müzesindedir.
Koyun Baba Türbesi: Sultan İkinci Bâyezîd döneminde Osmancık ilçesinde yaptırılmıştır. Türbe, tekke, imâret ve kervansaraydan meydana gelen külliyeden günümüze sâdece türbe kalmıştır. Ağaç işçiliğinin eşsiz bir örneği olan kapı, Çorum Müzesindedir.
Koyun Baba Köprüsü: Osmancık ilçesinde olup, Osmanlı köprü mîmârîsinin en güzel örnekleridir. İnşâsına 1486’da başlanmış, 1491’de tamamlanmıştır. Köprü, 250 m uzunlukta, 7.5 m yüksekliktedir. Dokuz kemerli, on beş gözlüdür.
Çorum Saat Kulesi: 1894 târihinde İkinci Abdülhamîd Hanın Beşiktaş muhâfızı, Yedisekiz Hasan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Saat Kulesi 27.5 m yüksekliğindedir. Tabanı sekiz köşeli olup, 5.3 m çapındadır. Her köşesi 2.1 metredir. Kulenin gövde çapı 3.9 m olup, 24 köşegenlidir. Kuleye döner merdivenle çıkılır. 81 basamağı vardır. Saatın rakamları dâiresi çapı 1.5 m olup, yelkovan uzunluğu 85 cm, akrep uzunluğu 70 santimetredir. Geniş ve çok derin bir temel üzerine oturtulduğu söylenmektedir. 68 cm genişliğinde, 1.70 m yüksekliğindeki kapısının üzerinde 60x95 cm ebadındaki kitâbesinde:
Şehinşâh-ı zamân Abdülhamîd Hân-ı keremkârın
Ferikân-ı kirâmından Hasan Pâşâ bî-hemtâ
Bütün evkâtını vakf ile ihyâ-i hayrâta
Muvaffak eylesin hem de aynı âmâline Mevlâ
Bu saat kulesi ezcümle hayrât-ı güzîninden
Yapıldı yümn-i evferle bu şehri eyledi ihyâ
Çıkıp bir vakt-i eşrefde yazıldı bâbına târih
Bu mevkat-ı celili yaptı bak heft heşt Hasan Paşa.
yazıları yer almaktadır.
Sungurlu Saat Kulesi: 1892 yılında Kaymakam Edip Bey tarafından yaptırılmıştır.
Güpür Hamamı: Ulucâmi karşısındadır. 1436’da yapılan hamamda sonradan bir takım değişiklikler yapılmıştır. Hâlen kullanılmaktadır.
Paşa Hamam: Çöplü semtinde bulunan hamam, Tâceddîn İbrâhim Paşa tarafından 1484’te yaptırılmıştır. Hâlen kullanılmaktadır.
Ali Paşa Hamamı: Çarşı içinde saat kulesi yanındadır. Çorum’un en büyük hamamıdır. Erzurum Beylerbeyi olan Ali Paşa tarafından 1573 yılında yapılmıştır. Hâlen kullanılmaktadır.
Boğazköy (Hattuşaş): Anadolu’da yaşayan Hitit Devletinin başkentidir. Çorum’a 82 km, Sungurlu ilçesine 30 km uzaklıktadır. Boğazköy (Hattuşaş)ün çevresi 6-8 km uzunluğunda büyük bir sur ile çevrilidir. 7 kapısı vardır. Bu kapıların üçü önemlidir. Kral Kapı, Aslanlı Kapı ve Yer Kapıdır. Yer Kapıya 70 m uzunluğunda bir yeraltı tünelinden girilmektedir. Bu surlar içerisinde birçok tapınaklar vardır. En önemlisi Büyük Tapınak etrâfında çeşitli erzak küpleri mevcuttur. Bu tapınak içinde sütunlu galeriler, râhiplere âit odalar, adak sunma yerleri ve kurban kesme yerleri mevcuttur. Bugün yabancı istilâlar ve bir takım tahribat sonucu duvarların büyük kısmı yıkılmış, 1.5 m yükseklikte duvarlar kalmıştır. Hattuşaş şehrinin 5 tapınağının en büyüğü ve en önemlisi Büyük Tapınaktır. Kazılarda 10.000’den fazla yazılı tablet bulunmuştur. Dünyânın en zengin Hitit Müzesi Çorum’dadır.
Alaca Höyük (Arinna): Alaca’ya 22 km, Çorum’a 45 km, Boğazköy’e 37 km uzaklıktadır. Höyüğün genişliği 277 m, uzunluğu 310 m olup, 20 m yüksekliktedir. Alacahöyük’te ilk kazı yapılmasını sağlayan Türk bilgini İstanbul Müzeler Müdürü Halil Ethem Bey olmuştur. Kazıya 1906-1907 yıllarında başlanılmıştır. Altın, gümüş ve tunçtan yapılmış çok sayıda eser bulunmuştur. Büyük kısmı Ankara Müzesindedir. Geri kalanı Alacahöyük’tedir. Hitit İmparatorluğuna âit on binlerce eserin çıkarıldığı târihî bir hazînedir.
Yazılı Kaya: Hattuşaş şehrinin 2 km doğusunda yer alır. Bu kaya iki büyük galeriden ibârettir. Taptıkları şeylerin resimleri ile süslüdür. Büyük galeride insanlar sayısı 69, küçük galeride ise 18’dir. Bir açık hava tapınağı olarak kurulan muzzam kabartmaların M.Ö. 1300 yıllarında Üçüncü Hattuşil zamânında yapıldığı anlaşılmaktadır. Yazarlı, Büyük Gülücek, Eski Yapar, Kalın Kaya, Kalehisar ve Gerdek Kayada eski çağlara âit çeşitli târihî eser ve kalıntılar vardır.
Eski Ekin Mağarası: Yapma mağaradır. Yanından dere geçen bu mağara yığılmış taş basamaklarından çıkınca yontulmuş bir kapıdan dar bir koridorla geniş bir odaya geçilir. Odanın içerisinde oturma yerleri ve dışardan ışık alması için bir de penceresi vardır. Gerdek Kaya Mağarası: Çorum’a 12 km uzaklıkta Elmalı köyüne yakın bir yerdedir. Mağara tek bir odadan ibârettir. Dış duvarları üzerinde çok enterasan motifler vardır. Büyük Laçin Mağarası: Laçin’e bir km uzaklıktadır. Bir odadan ibârettir. Mescitli Mağarası: Kaya içine oyulmuştur. Köye iki kilometredir. Kapılı Kaya Mağarası: Kırkdilim Boğazının bitiminde yüksek odalı bir mağaradır. Geniş bir penceresi vardır. Yeni Kışla Mağarası: Mağaranın içerisi 8-10 m yüksekliğindedir. Köye bir kilometre uzaklıktadır. Molla Hasan ve Kadıderesi Mağarası: Yanyana dizilmiş üç dallı bir mağaradır. Köye 1 km uzaklıktadır. Alköy Mağarası: Cemilbey bucağına bağlı Alköy’ün yakınında yerden 4 m yükseklikte çok düzgün oyulmuş bir mağaradır. Sazak Mağarası: Saçayak boğazına 500 m uzaklıkta bir kaya üzerindedir. Mağarada ocak yerleri ve sedirler vardır. Böğdüz Kılıçören Mağarası: İçerisine, çok derin bir koridorla girilir. Bu mağarada söylentilere göre büyük bir hazînenin Bizanslılar zamânında saklandığı söylenmektedir. Mağaranın ağzı kapalıdır, az bir yeri açıktır. Kılıçören köyünün güneyindeki dağlardan birisidir.
Mesire yerleri: Çorum ilindeki mesire yerleri genellikle ormanlık bölgelerde toplanmıştır. Bâzıları şunlardır:
Belediye Parkı: 40.000 metrekarelik bir sahada ağaçlı, çiçekli bir mesire yeridir. 1884’te Kaymakam Mahmud Bey yaptırmıştır. Baha Bey Çamlığı: İl merkezine 2 km uzaklıkta Çamlık bir mesire yeridir. Hacılar Hanı Çamlığı: Çorum-Samsun yolu üzerinde il merkezine 30 km uzaklıkta, çam ve meşe ağaçlarıyla kaplı bir dinlenme yeridir. Soğuksu kaynakları çoktur. Çatak: Çorum’a 20 km uzaklıkta orman içi bir mesire yeridir. Keklik ve üveyik av kuşları çoktur.
Kaplıcaları: Çorum ilinde şifâlı su kaynakları varsa da az olup, yeteri kadar faydalanılmamaktadır. Bâzıları şunlardır:
Laçin Hamamı: İl merkezine 40 km uzaklıkta Laçin ilçesi yakınındadır. İçme kürleri idrar söktürücüdür. Arak Mâdenî Suyu: Çorum-İskilip karayolu üzerinde Karacaören köyü yakınındadır. Mîde, karaciğer, safra yolları ve metabolizma hastalıklarının tedâvisinde faydalıdır. Figani (Beke) Hamamı: Çorum-Mecitözü yolu üzerindedir. İdrar söktürücü özelliği vardır.