Hindistan’da yetişmiş evliyânın büyüklerinden Muînüddîn-i Çeştî’nin insanları rûhen olgunlaştırmakta tâkib ettiği yol.
Çeştiyye yolunun büyüğü Muînüddîn-i Çeştî’nin asıl ismi, Hasan bin Gıyâsüddîn’dir. Muînüddîn lakabıyla tanındı. Seyyid olup, neseb-i şerîfleri hazret-i Ali’ye ulaşır. Peygamber efendimizin soyundandır. Evliyânın büyüklerinden Hace Osmân-ı Hârûnî’nin terbiyesinde yetişti. Hindistan evliyâsı arasında Çeştiyye tarîkatinin büyüğü sayılır. Zîrâ onun gayreti ile Hindistan’da İslâmiyet yayılmıştır.
Muînüddîn-i Çeştî, Peygamber efendimizin kabr-i şerîflerini ziyâreti sırasında Peygamber efendimizi baş gözüyle gördü ve aldığı bir emirle Hindistan’a gitti. Ecmir bölgesi ile Hind diyârını irşâd ederek, Cûkî denilen Hind kâfirlerini bozguna uğrattı. Hind diyârı, onun sebebiyle İslâmiyetle şereflendi. Sultânlar talebesi oldular. Kabr-i şerîfi Ecmir’de olup, feyz kaynağıdır. (Bkz. Muînüddîn Çeştî).
Hâce Kutbüddîn Bahtiyâr, Hâce Fahrüddîn, Şeyh, Hamîdüddîn Nâgûrî, Şeyh Vecîhüddîn gibi talebelerinden bâzıları vefâtından sonra Çeştiyye yolunun usûl ve âdâbını sonra gelenlere ulaştırdılar.
Muînüddîn-i Çeştî rahmetullahi aleyh, yolunun esâsı olarak buyurdu ki: “Sâdık talebe, bağlı bulunduğu hocasının, rehberinin söylediği sözleri ve nasîhat ve tavsiyelerini can kulağı ile dinler, onun sözünden dışarı çıkmaz. Riyâzet ve mücâhede yapar (Nefsin istemediği şeyleri yapar, nefsin istediği şeyleri yapmaz, nefsine uymaz). Büyük âlimlerin yoluna uyup, çalışır ve gayret gösterir. Bizim yolumuzun büyükleri on dört şeyi usûl edinmişler ve yapmışlardır. Maksâda kavuşmakta bunu zarûrî görmüşler ve bunları yapanlar maksâda kavuşmuşlardır.
Bu on dört makam şunlardır:
1) Tövbe, 2) İbâdet, 3) Zâhitlik, yâni dünyâya ve dünyâlığa düşkün olmamak, 4) Rızâ, kadere rızâ göstermek, 5) Kanâatkârlık, 6) Nefisle mücâdele ve onun isteklerine uymamak, 7) Sıddîklik, 8) Tefekkür, 9) İrşâd, 10) Sâlihler makâmı, 11) Muhlisler makâmı, 12) Ârifler makâmı, 13) Şükredender makâmı, 14) Makâm-ı muhibbân (Muhabbet sâhiblerinin makâmı).