Alm. Hölle (f), Fr. Enferr (m), İng. Hell.
Âhirette kâfirlerin sonsuz, Müslümanlardan günahkâr olanların da günahları kadar kalıp azâb görecekleri yer. Allahü teâlânın bütün peygamberleri, insanlara Cehennem azâbını haber vermişler, inanmayanları bununla îkâz etmişlerdir.
Bu dünyâda, gönderilen peygamberlere inanmayanlara, emredilenleri yapmayanlara cezâ olarak, Allahü teâlâ tarafından Cehennem hazırlanmıştır. Cehennem sonsuzdur. Dünyâda Allahü teâlânın emir ve yasaklarını kabul etmeyenler, Cehennem’de sonsuz azâb içinde kalacaklardır. Bunlara hiçbir sûrette kurtuluş ümîdi yoktur. Îmân ile ölenlerden, günâhları şefâat ve ihsân ile affedilmeyenler de Cehennem’e girecek, günahları kadar burada kaldıktan sonra çıkarılarak temiz bir hâlde Cennet’e sokulacaktır.
Cehennem ve oradaki azâbın nasıl olduğu bu dünyâda herkes tarafından tam anlaşılamaz. Bu husus ancak âhirette tam olarak anlaşılacaktır. İslâm dîninin bildirdiği husûsiyetleri ile bâzı açıklamalar yapılabilir.
Müminlere mükâfât ve nîmet için hazırlanmış Cennet, kâfirlere de azâb için hazırlanmış olan Cehennem (şimdi) vardır. Her ikisini de Allahü teâlâ yoktan var etmiştir. Kıyâmette her şey yok edilip, tekrar yaratıldıktan sonra, ebedî olarak varlıkta kalacaklar hiç yok olmayacaklardır.
Cehennem meleklerine Zebânî denir. Bunlar Cehennem’de emrolunan vazîfeleri yapar. Cehennem ateşi bunlara zarar vermez. Denizin balığa zararlı olmadığı gibidir. Cehennem Zebânîlerinin büyükleri on dokuzdur. En büyüğünün adı Mâlik’tir.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde kendisine inanmayanlar ve günâhkârlar için hazırladığı Cehennem’ini haber vermektedir. Âyet-i kerîmelerde meâlen buyruldu ki:
Görüşleri ve akılları, bu dünyâ çerçevesine sıkışmış olanlar, âhireti bırakarak dünyânın çabuk geçiçi zevklerinin arkasından koşuyor. Gece-gündüz düşündükleri ve sıkıntılara katlanarak özledikleri bu nîmetlerden dilediğimizi, istediklerimize kolaylıkla ve bol bol veririz. Fakat bunlara böylece iyilik etmiyoruz. Cehennem azâbını hazırlıyoruz. Bunlar âhirette rahmetten uzaklaştırılıp, kötü bir hâlde, Cehennem’e sürükleneceklerdir. Her biri çabuk biten ve arkasından sıkıntılar ve felâketler bırakan bu dünyâdaki haramların lezzetlerine bağlanmayıp da vâdettiğim sonsuz ve hakîkî ve hiç değişmeyen âhiret nîmetlerini isteyerek, gösterdiğim ve beğendiğim iyilikleri yapanlara gelince, bunlar Kur’ân-ı kerîmde bildirdiğim yolda yürüdükleri için, bütün iyiliklerini beğeniriz. Kimseyi umduğundan mahrûm bırakmayız. Nîmetlerimizi hepsine serperiz. Senin Rabbinin nîmetlerinin yetişmediği kimse yoktur. (İsrâ sûresi: 18)
Kâfir olanlara gelince, onlara Cehennem ateşi var. (İkinci defâ haklarında hüküm verilip) öldürülmezler ki, ölsünler (de rahata kavuşsunlar). Üzerlerinden Cehennem’in azâbı da hafifletilmez. İşte (Allah’ı ve nîmetlerini inkâr eden) her nankörü böyle cezâlandırırız. O kâfirler Cehennem’de şöyle derler: Ey Rabbimiz! Bizleri çıkar (dünyâda şirk gibi) yapageldiklerimizden başka sâlih bir âmel yapalım. (Allah onlara şöyle buyurur:) Size düşünecek kimsenin düşüneceği kadar ömür vermedik mi? Hem size peygamber de geldi. O hâlde (ateşin azâbını) tadın. Çünkü zâlimleri (Allah’ın azâbından) kurtaracak yoktur. (Fâtır sûresi: 36-37)
Âl-i İmrân sûresi 85. âyet-i kerîmede meâlen: Muhammed (aleyhisselâm)in getirdiği İslâm dîninden başka din isteyenlerin, dinlerini Allahü teâlâ sevmez ve kabul etmez. Dîn-i İslâma arka çeviren, âhirette ziyân edecek, Cehennem’e gidecektir.
Nisâ sûresi, 13. âyet-i kerîmede meâlen:Allahü teâlânın ve peygamberi Muhammed (aleyhisselâm)in emirlerine aldırış etmeyenler, beğenmeyenler, asra, fenne uygun değildir, modern ihtiyaçlara kâfi değildir diyenler, kıyâmette Cehennem ateşinden kurtulamayacaklardır. Cehennem’de çok acı azâb vardır, buyruldu.
Cehennem’deki azâb çeşitlidir. Ateşle olduğu gibi, “Zemherir” denilen yerlerinde çok şiddetli soğukla da olacaktır. Bâzı kimselere, bir ateşe bir soğuğa daldırılarak azâb yapılacaktır.
Cehennem yedi tabakadır. Birinci tabaka en hafiftir. Fakat dünyâ ateşinden yetmiş kat daha şiddetlidir. Adı “Cehennem”dir. Burada Müslümanlardan bir kısmı yanıp, günahlarından temizleneceklerdir. Cehennem’in ikinci tabakası daha şiddetlidir. Adı “Sa’îr”dir. Burada Yahûdîler yanacaktır. Üçüncü tabakası daha şiddetli olup, adı “Sakar”dır. Burada şimdiki Hıristiyanlar azap görecektir. Dördüncü tabakanın adı “Cahîm”dir. Burada, güneşe, yıldızlara tapanlar azap görecektir. “Hutame” denilen beşincisinde, ateşe, öküze tapanlar, Budistler, Brehmenler yanacaktır. Altıncı tabakasının adı “Lazy” olup, burada, hiç dîni olmayanlar, müşrikler, komünistler, masonlar azâb görüp yanacaklardır. Cehennem’in yedinci tabakası, en dibi, en şiddetli tabakası olup, adı “Hâviye”dir. Burada, inanmadıkları hâlde inanmış görünen ve İslâm dîninden ayrılıp mürted olanlar yanacaktır. Bu yedi tabakanın isimlerinin sırası, bâzı dînî kaynaklarda başka türlü yazılıdır. Muhakkak olan şudur ki, Cehennem vardır ve sonsuzdur. Yedi tabakası vardır. İnanmayanlar burada sonsuz olarak azap çekeceklerdir.
Cehennem hakkında Peygamber efendimiz sallAllahü aleyhi ve sellem buyuruyor ki:
Cehennem’de deve boynu gibi yılanlar vardır. Öyle zehir akıtırlar ki, harâreti kırk yıllık yoldan alınır. Yine orada öyle akrepler var ki, her biri birer katır gibidir. Onların da akıttığı zehirlerin harâreti kırk yıllık mesâfeden alınır.
Hüzün kuyusundan veyâ vâdisinden Allah’a sığınınız. O, Cehennem’de bir deredir. Cehennem bile günde yetmiş defâ onun hareketinden Allah’a sığınır; Allahü teâlâ onu riyâkâr okuyucular (İslâm dînine riyâ ile inanan ve Kur’ân-ı kerîmi riyâ için okuyanlar) için hazırlamıştır.
Ey müslümanlar topluluğu! Allahü teâlânın sizi teşvik ettiği şeye rağbet ediniz ve O’nun yasak ettiklerinden kaçınınız. Allahü teâlânın korkuttuğu şeylerden korkunuz. O’nun cezâsından, azâbından Cehennem’inden korkunuz. Şu bulunduğunuz dünyâda O’nun ateşinden bir damla kıvılcım bulunmuş olsa, bu dünyâyı sizler için yaşanmaz hâle getirir.