Sukut-i isyan - Sukut-i damlalar

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Leb-i Damla

  • La taknetû..!
  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: Sadabad
  • 2529
  • +270/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • UMUT Dünyası mı, UNUT Dünyası mı?
    • Uyanan Gençlik
Hüzzam*Hüzünce*Gülce*Yürekce
« Yanıtla #20 : 29 Eylül 2008, 01:17:53 »
Sen Bilirmisin?[/b]

Sen bilirmisin insan nasıl kendini unutur.nasıl haykırmak isterde sesi bogazında düğüm olur.Konusmak istersin konusamazsın,kaçmak istersin kaçamazsın,hatta gözlerindeki yaşlar bitmiştir,ağlayamazsın...

Sen bilirmisin benzine su bulanmıs bir insan titrek,cılız bir kibritin aleviyle nasıl tutusur nasıl sokaklara,evlere,hatta kendine bile sıgmaz olur.Düşünmek istersin düşünemezsin,unutmak istersin unutamazsın...
sen bilirmisin,nasıl bir örümcek kemirir durur beynini.

Ey sevdiğim,bende bilmezdim bir zamanlar hatta düşünmezdim bile bu kadar acımasız değildir derdim insanlar.Ama oluyormus,ama öğretiliyormus insana.Yudum yudum ömründen çalıp,hayallerini,umutlarını,daha da ötesi kendini bile unutabiliyormus insan.

Haykırıyor,bazen kendime ama elden ne gelir bütün dertler,acılar yine benimle.Olsun diyorum varsın buda olsun alışırım diyorum,işte bu arada bir mermi daha vuruluyor beynime.Olmuyormus bir tanem,alışılmıyormus bu acıya.

Acınında acısı vardır bende biliyorum.Ama kalbim kaldırmıyor artık,öylesine yorgun,öylesine gecmişim ki kendimden,artık insanlar bile vazgecer olmus benim bu halimden.zaman diyorum,ilaç diyorum,buda gecer diyorum.Ama itiraf edeyim mi sana

buna artık bende İNANMIYORUM......



Çevrimdışı Leb-i Damla

  • La taknetû..!
  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: Sadabad
  • 2529
  • +270/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • UMUT Dünyası mı, UNUT Dünyası mı?
    • Uyanan Gençlik
Hüzzam*Hüzünce*Gülce*Yürekce
« Yanıtla #21 : 29 Eylül 2008, 01:37:12 »
Tutulu dillerin gecede kulaklara mırıldandığı çocuk hikayeleri gibi üflendim sokaklara. Hani senin gözlerine yağmur biriktirdiğin zamanlarda ki kadar kimsesizim şimdilerde , bu kentte... Uzak denizlerden geçen gemiler misali, yağmur bulutların dağılsın diye rüzgar dileyen gözlerin kadar kimsesizim gökyüzünde ...

 Düşlerime takılmış eğreti bir öğretinin peşinden ,ne desem kandırsam ki kendimi ; Her yenilgi başlangıç noktam dediğim ne çok kalbim var (seni sevdiğim ) bilsen .. Benim tüm sevdiklerim senken , öyle tedariksiz , öyle düz, hecesiz, vurgusuz .Hep biraz daha farklıyken , hep biraz daha benken .

Ben herkes kadar senken acemi aynalar karşısında. Gülüşlerim ağır aksak ve çukurken , yanaklarımda. Seni nasıl anlatırımda kandırırım kendimi bilmiyorum .. Şehirlerin kesmekeş kalabalıklarından kaçarak sığındığımda sana , Bilmeliydim hal bu ki sabahına mavi kuşlardan hiç biri kalmayacak avuçlarımda...

Avuntuların beni bir süre sonra vardırmayacak başka sahil kasabalarına.. Bilmeliydim bünyemde ağırlaşan sevdaların beni dibe çekeceğini .Tut ki gecedir zaten zaman; İhbarım verilmiş tüm ihanet adreslerinde , kaçsam an meselesi yakalanmam.. Bilmeliydim dilek dilenmek ahmak işi yıldızlardan ve çıkartıp her sabah güneşe sermek yüreğimi , Hani senin gözlerine yağmur biriktirdiğin zamanlarda ki kadar kimsesizim şimdilerde...

Sen gene kimsesiz yağmurları biriktir gözlerinde , ben ağlarım bu sefer..

Çevrimdışı Leb-i Damla

  • La taknetû..!
  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: Sadabad
  • 2529
  • +270/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • UMUT Dünyası mı, UNUT Dünyası mı?
    • Uyanan Gençlik
Hüzzam*Hüzünce*Gülce*Yürekce
« Yanıtla #22 : 29 Eylül 2008, 01:56:26 »
"Soğuk bir Ekim gecesinde,
bir yürek üşüdü..
Kapattı kapılarını..
Artık açması da zor,
tedavisi de zor.."

Ben sana en güzel gülüşümü bıraktım, ıssız, kelimesiz.. Çocuktuk belki, belki yeşermemişti aklım.. Eskitilmemiş bir hikaye bu, benim hafızamda ve hala.. Birbirimize aslı astarı olan sözler veremedik belki, astarı yüzünden pahalıydı belki, kimbilir..

Şimdi buradayım, başım ellerimin arasında yine, çarpıp parçalayacak duvar bulamamışken hala, “şimdi şu kapıdan girse..” diye sayıkladığım geceleri düşünüyorum...
Ne çok bekledim seni ve sen ne çok gelmedin.. Uzun yürüyüşler yapıyordum o zamanlar.. Sen kimbilir nerelerdeyken, karşıma çıkan her insana, “onu gördünüz mü?” diye soramıyordum bile..

Yaslandığım duraklara yazarken adını, her hecesinde düşüşlerim, yine de her hecesine sevdalanmalarım.. Yaşamadan bitmiyor  körolasıca..

Her bahar ısrarla pişman oluşum bu yüzden, bu yüzden eski gülüşlerimi bulamayışım, bu yüzden bu yaralar bereler.. Güvensizliğim, sebepsizliğim, bu yüzden..

Çevrimdışı Leb-i Damla

  • La taknetû..!
  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: Sadabad
  • 2529
  • +270/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • UMUT Dünyası mı, UNUT Dünyası mı?
    • Uyanan Gençlik
Hüzzam*Hüzünce*Gülce*Yürekce
« Yanıtla #23 : 02 Ekim 2008, 16:22:24 »
Susuşum bir garib hüznünde,
Yalnızlığım sende bir gamzelik rüzgar...
İçimde herşey senden bir hayal peşinde
rüyalarımdaki zifiri karanlıklar hüzün telinde
Ses...
Hayal...
kuşlarlar...
bir kahvenin aşk tadında...
Düşünmüyorum dünyayı, ve düşünmüyorum ayrılığı...
Susmananın acısı sukût lisaniyle,dualarımda...

Çevrimdışı Leb-i Damla

  • La taknetû..!
  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: Sadabad
  • 2529
  • +270/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • UMUT Dünyası mı, UNUT Dünyası mı?
    • Uyanan Gençlik
Hüzzam*Hüzünce*Gülce*Yürekce
« Yanıtla #24 : 02 Ekim 2008, 16:24:28 »
Susmak kabullenmektir habersiz geleni;
Bazen acı çekmektir,
Haklılığını bile bile boyun bükmektir,
Kelimelere küsmektir üzmemek için sevdiğini…

Susmak dinlemektir alabildiğine hırçın düşünceleri;

Bazen göz yaşlarını saklamaktır,
Hüznü sessizliğe zincirlemektir,
Göstermemek için toprağa düşeni…

Susmak sevmektir adını haykıramadığın kişiyi,

Bazen ödün vermektir,
Hicranıyla yüreği dağlamaktır,
Gitmesin diye sıkı sıkı örtmektir yüreğini…

Susmak hapsetmektir aşamadığın çaresizliği;

Bazen geleceği beklemektir,
Hatıralar uğruna sineye çekmektir,
Dostluk adına çiğnemektir gururunu…

Susmak ölmektir yaşamak adına hayatı...