Sukut-i isyan - Sukut-i damlalar

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı hamlet

  • ***
  • Join Date: Nis 2008
  • 146
  • +20/-1
Hüzzam*Hüzünce*Gülce*Yürekce
« Yanıtla #15 : 24 Eylül 2008, 11:02:40 »
Kalp kıran ve 'kalbi kırılan' olmaktan Rabbimize sığınıyoruz..
Kalp ki, Beyt-i Hüdadır…    okk   

leftt    +

Çevrimdışı Nadya

  • *****
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Konya
  • 2940
  • +237/-0
  • Cinsiyet: Bayan
Hüzzam*Hüzünce*Gülce*Yürekce
« Yanıtla #16 : 24 Eylül 2008, 13:20:13 »
yüegine sağlık hüzzam kardeşim  ahhh   öppp

                     (+)  goody

Çevrimdışı Leb-i Damla

  • La taknetû..!
  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: Sadabad
  • 2529
  • +270/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • UMUT Dünyası mı, UNUT Dünyası mı?
    • Uyanan Gençlik
Hüzzam*Hüzünce*Gülce*Yürekce
« Yanıtla #17 : 24 Eylül 2008, 23:09:17 »
Teşekkür edrim arkadaşlar... aarroo vvv

Çevrimdışı Leb-i Damla

  • La taknetû..!
  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: Sadabad
  • 2529
  • +270/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • UMUT Dünyası mı, UNUT Dünyası mı?
    • Uyanan Gençlik
Hüzzam*Hüzünce*Gülce*Yürekce
« Yanıtla #18 : 28 Eylül 2008, 19:01:01 »
Allah`ımm sen bilen ve görensin.
Seni sevdigimi biliyorsun..
Ben ise aciz ve unutkan, senin yarattığın bir kulum.
Seni sevmeyi hayatıma yansıt, her dakikam seni sevmenin getirdigi güzelliklerle dolsun.
Seni sevdiğimi bana unutturma, aklımdan bir an bile olsun çıkarma..
Senin sevgine layik bir kul et beni.(Amin)

Çevrimdışı Leb-i Damla

  • La taknetû..!
  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: Sadabad
  • 2529
  • +270/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • UMUT Dünyası mı, UNUT Dünyası mı?
    • Uyanan Gençlik
Hüzzam*Hüzünce*Gülce*Yürekce
« Yanıtla #19 : 28 Eylül 2008, 19:05:30 »
İnce Ağlamaklarımı Bilirim Ben;
incitici sözlerden sonra...

Karşıdakinin hassas yüreğinin incineceği düşünülmeden söylenen, yazılan, çizilen, saldırı hükmündeki sözlere ağlarım. Çünkü yüreğim emanettir bana Yaratandan. İncitenin yüreği de öyle.

Bilmezler mi ki, kendisini sevsinler diye yarattığı yüreklerin hırpalanması Rabbimin hoşuna gitmez!

Bilmezler mi ki, o kalpler aynalardan dolu bir saray. Lüzumlu mu orada çirkin bir görüntünün hâsıl olması? Hiç gerekir mi kristallerden ince ince işlenmiş çiçeklerin kırılması?

İşte öfke adlı zaaf tüm bunları unutturur da insana, zihnindeki kelimeleri acıya bular. İncitici hale getirir, ve fırlatır bir ok gibi karşısındakine...

İnce Ağlamaklarımı Bilirim Ben;

incitici sözlerden sonra...

Oysa böyle mi olmalıdır tepkiler? Hilm sahibi olmak zor mu kuluyken el-Halîm’in? Yumuşacık akınca sular hoş değil mi? Sel sularıyla hangi bağ bahçe beslenebilmiş ki?

İçinde karşısındakine söyleyecek sözlerini biriktirmiş patlamaya hazır bir bomba olmak ve öylece dolaşmak akıl kârı mı?

Ve en olmadık yerde patlamak...

‘Kalp aynalarla dolu bir saray,’ demiştim. Erzurumlu İbrahim Hakkı merhumun dilince:


“Dil beyt-i Huda’dır, ânı pak eyle sivâdan
Kasrına nüzul eyler o sultan gecelerde...”


İşte, Sultan kasrına nüzul eylediğinde, kendini görmeli aynalarda; öfke ile incitilenlerin buruk görüntülerini değil... Burukluk yerleşir kalplere, ve epeyce orada kalır. Düşüncesi bile üzer, incitir insanı. Aynalara yansır bu inciniş.

Tüm bunları düşünemeden dilinin verdiği harabiyete dur demeyen insan, farkında mıdır sözleri nereye gider? Farkında mıdır, o sözler nereleri deler de ne izler bırakır?

Öfkeyi ‘hilm’de eritmek ne güzel... Karşıdakinin kalbinde çiçekler açtırmak, hoş olmayan görüntüleri bir çırpıda değiştirmek ne güzel... Hem o zaman Sultanın nüzulüne hazır hale gelir kalp. Arınır kötülüklerden, kötü emellerden. İşte hilmin en büyük semeresi: kalbi temizlemesi...

İnce Ağlamaklarımı Bilirim Ben;

incitici sözlerden sonra...

Öfke gelip kapıya dayandığında, bunları ve dahasını düşünmeli inceden inceye.

En iyisi, gülümsemeli ve geçmeli öteye.

Geçmeli el-Halîm’in safına...