Tıbbi sözlük

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı drfm

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: Antalya
  • 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
Tıbbi sözlük
« Yanıtla #5 : 10 Kasım 2008, 20:38:09 »
- D -

Dahiliye: İç hastalıkları ile ilgilenen bilim dalı.
Daknomania: Öldürme dürtüsü.
Dakriyoadenit: Gözyaşı bezi iltihabı.
Dakriyosistit: Gözyaşı kesesi iltihabı.
Dakriyosistektomi: Gözyaşı kesesinin ameliyatla çıkartılması.
Dakriyosistografi: Kontrast madde verilerek gözyaşı kesesi ve kanalının radyolojik olarak incelenmesi.
Dakriyosistorinostomi: Gözyaşı kanalının tıkalı olduğu durumlarda uygulanan, kesenin burun boşluğuna direnajını sağlayan ameliyat.
Dakriyolit: Gözyaşı taşı.
Daktilit: El veya ayak parmağı iltihabı
Daltonizm: Renk körlüğü.
Debilite: Zeka geriliği.
Defekasyon: Dışkının dışarı atılması.
Defekt: Eksiklik, kusur.
Defibrilatör: Kalbin normal dışı hızlı atımını durdurarak tekrar normal kalp ritmine dönmesini sağlayan araç.
Deflorasyon: Kızlık zarının yırtılması.
Deformite: Şekil bozukluğu.
Deformasyon: Şeklini bozma.
Dekübitis: Uzun süreli yatan hastalarda hareketsizlik sonucu sırtta ve kalçalarda açılan yaralar.
Dekompresyon: Baskı yapan gücün veya baskının kaldırılması.
Dekonjestan: Konjesyonu (şişme) azaltan, dekonjessif.
Delirium: Zehirlenmeler, ateşli hastalıklar, epilepsi, histeri ve akıl hastalıklarında görülebilen, titreme, hallüsinasyonlar ve saldırganlıkla birlikte bilincin kaybolması tablosuna verilen isim.
Demans: Bunama, muhtelif formları vardır. Senil Demans, Presenil Demans, Toxic Demans.
Demonstrasyon: Göstererek öğretme.
Dejenerasyon: Dokuların normal yapılarının bozulup normal fonksiyonlarını yapamıyacak hale gelmeleri.
Demoralizasyon: Moral çöküntü.
Demiyelinizasyon: Sinir liflerinin etrafını saran myelin tabakasının kaybı.
Dansitometre: Yoğunluk ölçen cihaz.
Deontoloji: Aynı meslek grubunda olan insanların birbirleri ile olan ilişkilerinde uyulması öngörülen ahlaki, moral değerler.
Depilasyon: Kılların çıkartılması işlemi.
Depresyon: Ruhsal ve bedensel çöküntü, isteksizlik.
Dermabrazyon: Deri üzerindeki benler veya yara izlerini ortadan kaldırma amacı ile yapılan kazıma işlemi.
Dermatit: Cildin iltihabi durumu.
Dermatoloji: Cildiye, cilt hastalıklarını inceleyen bilim dalı.
Dermis: Ciltte en üst tabaka olan Epidermis'in altındaki tabakaya dermis adı verilir.
Düşük: Fetusun, gebeliğin 28. haftasından önce ölümü, ve rahmin (uterusun) dışına atılmasıdır.

Çevrimdışı drfm

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: Antalya
  • 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
Tıbbi sözlük
« Yanıtla #6 : 10 Kasım 2008, 20:38:47 »
- E -

Eccrinology (ekrinoloji): Dış salgı bezlerini konu alan bilim dalı.
Ecto (ekto): Dış
Edema (ödem): Vücudun her hangi bir yerinde hücre dışında anormal su birikmesi.
E.E.G: Elektroansefalografi kelimesi için kullanılan kısaltma.
Effekt: Tesir, etki.
Effektif: Etkili, tesirli.
Efervesan: Suya atıldığı zaman küçük gaz kabarcıkları çıkartarak köpüren, eriyen.
Effüzyon: Vücut boşluklarında veya doku içerisinde sıvı birikmesi. "Plevral effüzyon" iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesidir.
Ejekulasyon (ejeculation): Meninin penisden dışarı atılması.
E.K.G: Elektrokardiogram kelimesi için kullanılan kısaltma.
Ekinokok: Köpek ve kurtlar, nadiren kedilerde bulunan bir parazit olup larvaları memeli canlılarda büyüyerek hidatik kistleri yaparlar.
Eklampsi: İlerlemiş gebeliklerde veya doğumdan hemen sonra yüksek kan basıncı, ödem ve idrarda protein yükselmesi ile karekterize nöbetler ve önlem alınmazsa bilincin kaybolması hali.
Eko: Yankı.
Ekokardiyografi: Kalp, damar sisteminin teşhisinde kullanılan ultrasonik bir yöntem.
Ekokardiyogram: Ekokardiyografi yoluyla elde edilen çizelge.
Ekoensefalogram: Beynin ekoensefalografi ile elde edilen çizelgesi.
Ekolali: Hastanın kendisine söylenilen sözleri anlamsız şekilde aynen tekrarlaması.
Eklampsi: Gebelerde plasentadan gelen toksinlerle oluşan bilinç kaybı ve konvulsiyonlarla birlikte seyreden tablo.
Eksizyon: Bir dokunun çıkartılıp atılması.
Ektazi: Genişleme. Örn. Bronşektazi.
Ektoderm: Gastrulasyon safhasındaki embriyoda oluşan üç tabakadan dışdaki; dış hücre tabakası.
Ektopi: Her hangi bir organın normal bulunması gereken yerde değilde, vücudun başka bir yerinde olması hali.
Ektropion: Göz kapaklarının serbest kenarlarının dış tarafa kıvrılmaları.
Ekzema: Deride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen cilt rahatsızlığı. Akut ve Kronik diye ayrıldığı gibi Yaş ve Kuru ekzema cinsleri de vardır.
Elektroansefalografi: Beynin elektriki faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
Elektrokardiografi: Kalp adelesinin faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
Emolient: Yumuşatıcı
Endokrinoloji: İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır.
Endokrinolog: Endokrin sistemin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi.
Ensefalon: Beyin.
Envazyon (invasion): Yayılma, örneğin kafatasındaki bir tümörün beyin dokusuna envazyonu denince tümörün beyine yayılması kastedilir.
Epispadias: Uretranın ön duvarının yokluğu sonucu uretranın penisin üst yüzeyine açılmasıyla belirgin doğuştan anomali.
Epitel: Organ ve vücut yüzeylerini örten hücre tabakası.
Erozyon: Deri veya mukozada görülen, sınırlı bir bölgede epitel kaybı, yüzeyel yaralar. Örneğin; Cervical erozyon, halk arasında rahim ağzında yara olarak bilinir.

Çevrimdışı drfm

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: Antalya
  • 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
Tıbbi sözlük
« Yanıtla #7 : 10 Kasım 2008, 20:39:28 »
- F -

Fabism: Bkz Favism
Fabulist: Asılsız şeyler anlatan kişi.
Fab Fragmanı: Immünglobulin molekülünde bulunan, antijen bağlayan fragman.
Fab sınıflaması: FAB terimi French-American-British sözcüklerinin baş harflerinden oluşur. Akut lenfoblastik lösemi (ALL) ve akut myeloblastik lösemide (AML) neoplastik hücrelerin morfolojik özelliklerine göre yapılan bir sınıflama sistemidir. FAB sınıflaması için wright boyaması, sitokimyasal boyalar ve bazı durumlarda (ör: AML - M7) elektron mikroskopla platelet peroksidaz pozitifliğinin gösterilmesinden de yararlanılır. FAB'a göre ALL olguları 3, AML olguları 7 kategoriye ayrılır. Hücre morfolojisine göre yapılmış bir sınıflama olmakla birlikte her grubun klinik davranışı, hatta tedaviye yanıtları farklıdır. Bu sınıflamanın doğru yapılabilmesi için periferik kan örnekleri ile karar verilmesi yeterli değildir, mutlaka kemik iliği yayması incelenmelidir.
Facet: Küçük düz yüzey
Fagositoz: Yabancı bir partikülün nötrofil tarafından etkisi hale getirilmesindeki en önemli aşamadır. Sırasıyla partikülün nötrofile tutunması, hücre içine alınması, fagositik vakuol (fagozom) oluşması ve degranülasyon kademelerinden oluşur.
Falciform: Orak şeklinde
Fallop Tüpleri: Her biri yaklaşık 10 ar cm. uzunluğunda, uterusun üst köşelerinden yumurtalıklara kadar uzanan iki borudur. Tuba uterina veya uterus tüpleri de denir.
Fallot's Tetralogy: Kalbin doğumsal bir anomalisine verilen isim.
Falks Serebri: Beynin sağ ve sol yarı kürelerini birbirinden ayıran, orağa benzediği için bu isim verilen kalın zar.
Familyal: Irsi, kalıtsal, herediter.
Farinks: Yutak.
Fascia: Kasların üzerini örten zar
Fasial Sinir: Yüz siniri, yedinci kafa çifti.
Fasial Paralizi: Yüz siniri felci, bu sinirin felcinde yüzün yarısı kısmen hareketsiz ve ifadesiz kalır. Santral ve Periferik olmak üzere iki türlü olur.
Fat: Yağ.
Fatal: Öldürücü, ölümle sonuçlanan.
Favizm: G-6PD (glukoz-6-fosfat dehidrogenaz) eksikliği olan bazı kişilerde bakla yenildiğinde ağır seyirli bir hemolitik kriz oluşur. Sadece bir kısım hastada oluşması nedeniyle bakla ile oluşan hemolizin tek nedeninin enzim eksikliği olmadığı, genetik veya immünolojik başka faktörlerin de rolü olduğu düşünülmekte ise de kesin mekanizma açıklanamamıştır. Favizm oluşumu G-6PD Akdeniz tipinde sık görülür.
Faz Spesifik İlaçlar: G1 spesifik; L-Asparaginaze S spesifik; Antimetabolitler, hidroxyurea, procarbazine G2 spesifik; Bleomycine, bitki alkaloidleri M spesifik: Bitki alkaloidleri
Febril: Ateşli, hummalı.
Fekalit: Barsakta bir kısım dışkının sertleşmesi sonucu oluşan dışkı taşı.
Feçes: Dışkı.
Femur: Uyluk kemiği.
Ferment: Bazı organların salgılarında bulunup kimyasal değişikliklere etki eden maddeler.
Fermentasyon: Mayalanma.
Ferritin: Demir elementinin vücutta depo edilen şekli.
Fertil: Gelişme yeteneği olan, doğurabilen.
Fertilite: Doğurma yeteneği, verimlilik.
Fetus: Üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen isim.
Fetal: Fetus'a ait.
Fibrin: Kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde.
Fibrinemi: Kanda fibrin bulunması.
Fibninüri: İdrarda fidrin çıkması.
Fibrom: İyi huylu bağ dokusu tümörü.
Fibro-Sarkom: Bağ dokusunun kötü huylu tümörü.
Fibröz: Lif dokusu
Fibula: Bacaktaki iki kemikten dış kısımda olanıdır. Üstte Tibia ile eklem yapar diz eklemi yapısına girmez, altta ise ayak bileği eklemine iştirak eder.
Filaria: Omurgalı canlıların kanında ve dokularında yaşayan kıl kurdu cinsi parazit. Elefantiazis denilen rahatsızlığa neden olur.
Frenik Sinir: Nervus Frenicus. Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran diafragmanın sinirine verilen addır.

Çevrimdışı drfm

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: Antalya
  • 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
Tıbbi sözlük
« Yanıtla #8 : 10 Kasım 2008, 20:40:09 »
Gag: Ameliyatlarda kullanılan ağız ekartörü
Gain: Kazanç
Galaktemi: Kanda süt bulunması.
Galaktosel: Memede, içi süt dolu kist.
Galaktore: Memeden kendiliğinden süt gelmesi.
Galaktoz: Süt şekeri.
Galaktozüri: İdrarla galaktoz çıkması.
Galaktüri: İdrarın süt görünümünde çıkması.
Gall: Safra
Gallstone: Safra taşı
Ganglion: Lenf yollarının yada sinirlerin oluşturduğu nodül şekilde oluşum.
Gangren: Dokunun ölmesidir, ancak halk arasında daha çok bir uzvun vücuda bağlıyken ölmesi anlaşılır.
- G -

Gastrit: Mide iltihabı.
Gastroduodenit: Mide ve onikiparmak barsağının iltihabı.
Gastroenterit: İshalle seyreden mide barsak iltihabı.
Gastroenteroloji: Mide, barsak hastalıkları bilgisi.
Gastroenterelog: Mide, barsak hastalıkları uzmanı.
Gastroskopi: Hastaya yutturulan bir kamera ile midenin görerek muayene edilmesi.
Gastrointestinal: Mide - barsak.
Gastrolit: Mide taşı.
Gastromegali: Midenin genişlemesi.
Gastronomi: İyi yemek yeme bilimi.
Gastroptozis: Mide düşüklüğü.
Giardia: Tek hücreli organizmalardandır. Esas adı Giardia Lamblialis olup, sindirim sisteminde yerleşir.
Giardiasis: Giardia İntestinalis adlı mikroorganizmanın sebep olduğu hastalık.

Çevrimdışı drfm

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: Antalya
  • 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
Tıbbi sözlük
« Yanıtla #9 : 10 Kasım 2008, 20:41:09 »
- H -

Habenula: Epifiz sapı
Habitüel: İtiyadi, alışkanlığa bağlı.
Hair: Kıl, saç
Hallüsinasyon: Gerçekte olmayan şeyleri algılamak.
Halluks: Ayak başparmağı.
Halotan: Anestezik bir madde.
Hamartom: Yeni oluşmuş kan damarlarında meydana gelen tümör.
Hamartroz: Eklem boşluğuna kan dolması.
Haşiş: Esrar, haşhaş.
Hematom: Organ içerisinde veya aralarında kan birikmesi.
Hemoraji: Kanama.
Hemaglütinasyon: Kan yuvarlarının aglütinasyonu.
Hemanjiektazi: Kan damarlarının genişlemesi.
Hemanjiom: Kan damarlarından doğan tümörler.
Hematemez: Kan kusma.
Hematosel: Testis torbalarında kan birikmesi.
Hematolog: Kan hastalıkları uzmanı.
Hematomiyeli: Omurilikte kanama.
Herpes: Uçuk, içi sıvı dolu vezikül.
Herpes Simpleks: Aynı adı taşıyan virüsün sebep olduğu çeşitli deri ve mukoza bölgelerinde yaygın, küçük, içi sıvı dolu oluşumlar ile belirgin virütik enfeksiyon.
Hiler: Hilus'a ait. Örneğin, Hiler Lenf Adenopati denildiği zaman Hilus'a komşu lenf bezlerinde büyüme anlaşılır.
Hilus: Organlarda büyük damar ve sinirlerin, akciğerlerde solunum yollarının giriş kapısı.
Hiperkromazi: Pigment fazlalığı gösteren.
Hiperemi: Aşırı kan birikimi
Hipofiz: Beyin tabanında burun arkasının üst kısmına uyan bölgede hormon salgılayan bir bezdir.
Hipospadias: Penisin doğumsal bir şekil bozukluğudur. İdrar yolunun son kısmı olan üretra'nın dışa açılan deliğinin normal yerinde değil, penisin alt yüzünde herhangi bir yerde olması halidir.