Kur'ân-ı Kerim Herkese Hitap Eder?

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı busegül

  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Adana
  • 20005
  • +360/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Allah birdir ve Muhammed (s.a.v.) onun elçisidir.
    • Uyanan Gençlik
Kur'ân-ı Kerim Herkese Hitap Eder?
« : 30 Kasım 2012, 15:39:11 »
Kurân’ın her harfi, her kelimesi ve her ayetinin baktığı o kadar çok yön ve gözettiği o kadar çok mana vardır ki, bunların bütününü insan aklının kavraması mümkün değildir.
Ve herkes ondan aynı derecede istifade edemez.

Bu sebeple muhatapların doğrudan anlayamadıkları konuları, akıllarının seviyesine yaklaştırmak için Kur'ân, ifade tarzı olarak bir çocuğun hatta hiç öğrenim görmemiş bir ihtiyarın bile üzerinde düşünebileceği, kolaylaştırılmış bir metot kullanır.

Kurân’daki her ayet her seviyeden aklın kabiliyeti miktarınca, hisse alacağı bir tarzda vahyedilmiştir. Kurân’a bakıldığında manalarının, sinek kadar küçük akılları doyurduğu gibi dağ gibi akılları da tatmin ettiği görülür.

• “İşte onlar, Rablerinden bir hidâyet üzeredirler, kurtuluşa erenler de işte ancak onlardır.”
(Bakara, 5)

Bu ayette manaca bir genişlik görülür. Kimlerin kurtuluşa erdiğini ve hangi amaçlarına ulaşacaklarını ayet şarta bağlamamış ve açıkça belirtmemiştir.

(Bir kısım kulların amacı cehennem ateşinden kurtulmaktır.)
*Bu ayet haramdan ve günahtan çekinip Allah’ın (cc) hoşnut olmadığı işlerden korunana: “Sen cehennemden kurtulursun.” der.

(Bir kısım kullar cenneti elde etmek ister.)
*Bu ayet dinin emirlerine uyan fazilet sahiplerine: “Sen cennete kavuşursun.”der.
(Bir kısım kullar da yalnız Allah’ın (cc) kendisinden hoşnut ve razı olmasını ümit eder.)
*Bu ayet Allah’ı (cc) hakkıyla bilen iman ve Kur'ân hakikatlerini tanıyanlara: “Sen Allah’ın (cc) rıza ve hoşnutluğuna erişirsin.” der.

(Bir kısım kullar ise Allah’ı (cc) görebilmeyi tek gayesi bilir.)
*Bu ayet Allah (cc) âşıklarına da: “Sen Allah’ı (cc) görmekle şereflenirsin.” der.

• “Doğmamıştır ve doğrulmamıştır! Ve O’na hiçbir şey denk olmamıştır.”
(İhlas, 3–4 )

*Bu ayetten her seviyedeki insanın anlayacağı mana; Allah’ın (cc) baba, oğul, akran ve eşten münezzeh (uzak) olduğudur.
*İlmi seviyesi daha yüksek olan insanlar yukarıdaki mana ile birlikte “doğan ve yaratılan varlıkların ilâh olamayacaklarını” da anlarlar. (Hz. İsa ve melekler gibi)

*Daha ileri bir seviye ise; Allah’ın (cc) ezelî ve ebedî olduğunu, hiç bir yönden ne zatının, ne sıfatlarının, ne de fiillerinin benzeri, dengi, misli ve misali olmadığını ve “ol der oluverir” (امركن فيكون) emri ile her şeyi kendi iradesiyle ortak ve yardımcısı olmadan yaptığı manasını çıkarır.

• "Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birisinin babası değildir; fakat Allah’ın Resulü ve Peygamberlerin sonuncusudur. Allah ise her şeyi hakkıyla bilendir."
(Ahzab, 40)

*Bu ayetten her seviyedeki insanın anlayacağı mana; Hz. Muhammed’in (asm), peygamberlik şefkatiyle "çocuğum" dediği Zeyd'in (ra) boşadığı eşini, Allah'ın (cc) emriyle almakla çocuğunun karısını almış olmayacağıdır.
*İlmi seviyesi daha yüksek olan insanlar yukarıdaki mana ile birlikte, Peygamber’e (asm) bağlanıp, olgunluğuna dayanarak, onun pederane şefkatine güvenip itaatte ve ibadette kusur ve hata yapmamalıyız manasını çıkarır. Evet, çok insanlar var ki, büyüklerine ve liderlerine güvenip tembellik ederler. Hatta bir kısım Alevîler Hz. Ali’nin (ra) yüksek veliliğine güvenerek “bizim namazlarımız kılındı” diyecek kadar ileri gitmişlerdir.
*Bazı âlimler ise bu ayetten "Hz. Muhammed’in (asm) genç denecek yaşta erkek çocuğunun kalmayacağını ve neslinin bir hikmete binaen kızından devam edeceği manasını da çıkarmışlardır…"

İşte pek çok yerlerde Kur'ân sözü kısa keser ki herkesin hissesi bulunsun.
Serbest bırakır ve şarta bağlamaz ki herkese hitap etsin.
Kapalı bırakır ki çok manaları ifade etsin.