6. Sınıf İngilizce 4. Ünite - Daily Life And Rountines - Konu Anlatımı

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
DAILY LIFE AND ROUTINES ünitesinde öğreneceğimiz konular;

a-Daily routines,günlük yaptığımız işlerden bahsetmek.

b-Present Simple Tense, İngilizce geniş zaman konusu.

c-Adverbs of Frequency ,Sıklık zarfları


B-Simple Present Tense

Simple Present Tense konusunu,geniş bir şekilde önceki konu anlatımına bakabilirsiniz.

Kısaca değinecek olursak;

*Alışkanlık haline getiriğimiz aktiviteleri ifade etmek için kullanılır.

I have breakfast at 7 o’clock every morning.(Her sabah saat 7 de kahvaltı yaparım.)

She goes to cinema every Sunday.(O her pazar sinemaya gider)

-Present Simple (Geniş zaman) kullanırken eğer özne “he,she,it” ise fiile “-s” takısı getirilir.

He plays football at weekends.(O haftasonları futbol oynar.)

*Eğer fiil”-ss,-x,-ch,-sh” harfleri ile bitiyorsa “-s” takısı  “-es” e dönüşür.

-watch -watches

brush-brushes

*Eğer fiil “-y” harfiyle bitiyorsa ve “y”den önce sessiz harf varsa “-y”  düşer yerine “-ies” yazılır.

cry-cries

dry-dries

“-y”  den önce sesli harf varsa sadece “s” getirilir.

play -plays

*Cümleyi olumsuz yapmak için fiilin başına “don’t” ya da “doesn’t” eklenir.

*Cümle olumsuz yapılırken özne “he,she,it” ise cümleye “doesn’t” eklenir ve olumlu cümlede fiile getirilen “-s” takısı atılır.

She likes ice-cream. (O, dondurmayı sever.)

She doesn’t like ice-cream.(O, dondurmayı sevmez.)

*Cümleyi soru haline getirirken cümlenin başına “do” ya da “does” getirilir.

Do you play basketball?

Does he play basketball?

*Present Simple(geniş zaman) ile cümle kurulurken bazı zaman zarfları kullanılabilir.

Every

Önüne geldiği kelimeye “her” anlamı katar

every day- her gün

every week- her hafta

On

Günlerin önüne gelir.

On Monday- pazartesi

On Sundays-pazar günleri

Frequency Adverbs (Sıklık Zarfları)

always- herzaman     / I always  do my homework.(Ben herzaman ödevlerimi yaparım. )

generally/ usually-genellikle /  My father usually drinks coffee after dinner.(Babam genellikle akşam yemeğinden sonra kahve içer.)

often -sık sık / Engin often watches TV in the evenings.(Engin sık sık akşamları TV izler.)

sometimes -bazen / My brother sometimes goes to work by bus.(Erkek kardeşim bazen işe otobüsle gider.)

rarely/seldom -nadiren / I rarely drink coke.(Ben nadiren kola içerim.)

never-hiçbir zaman / My sister is a vegetarian so she never eats meat.(Kız kardeşim vejetaryen dolayısıyla  hiçbir zaman et yemez.)

Ünite Kelimeleri:

wake up       uyanmak          
listen to music    müzik dinlemek
have breakfast    kahvaltı yapmak       
take care       özen göstermek
have lunch     öğle yemeği yemek       
stay at home    evde kalmak
have dinner    akşam yemeği yemek    
visit relatives    akrabayı ziyaret etmek
brush teeth    diş fırçalamak       
have bath    banyo yapmak
make the bed    yatağı toplamak       
take a shower    duş almak
get on the bus    otobüse binmek       
wash face    yüz yıkamak
go to school    okula gitmek       
arrive       varmak    
get up       kalkmak          
put on       giymek    
watch tv       tv izlemek       
spend       harcamak, geçirmek
live in a flat    dairede yaşamak       
do exercise    egzersiz yapmak
go to bed       yatmak          
go out       dışarı çıkmak
chat to a friend    arkadaş ile sohbet etmek    
documentary    belgesel    
do homework    ev ödevi yapmak       
go swimming    yüzmeye gitmek
read a book    kitap okumak       
relative       akraba    
swim       yüzmek          
together       beraber, birlikte
play football    futbol oynamak       
have breakfast    kahvaltı etmek
collect stamp    pul toplamak       
have lunch       öğle yemeği yemek
plant       bitki (dikmek)       
have dinner    akşam yemeği yemek
draw picture    resim yapmak       
come home    eve gelmek
get dressed    giyinmek          
finish work    işi bitirmek
wash the dishes    bulaşıkları yıkamak       
go shopping    alışverişe gitmek
grow vegetables    sebze yetiştirmek       
ride a bicycle    bisiklete binmek
carry       taşımak          
fly kite       uçurtma uçurmak
catch fish       balık tutmak       
clean room    oda temizlemek