şeytan nedir???

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Halime

  • ***Sen kaldırım taşlarını dize dur önüme, ben toprağa basa basa senden uzaklaşıyorum ***
  • *****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: İsk€nd€run
  • 2695
  • +198/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Ve Birgün Bu Dünya Gül Bahçesine Dönecek..
şeytan nedir???
« : 02 Ağustos 2008, 02:00:07 »


Şeytan Nedir ?

    Kötü ruhun, kötü birinin, kötülüge tesvik edenin, kötülügün temsilcisinin, karanlik ve delàletin önderinin,
Allah'in ve O'nu seven, O'na kullukta bulunan herkesin büyük düsmaninin müsahhaslastirilmis sekli veya kötülügün sembolü olmus varlik.

    Seytan (Satan) Ibranice asilli bir kelime olup, rakip, muhalif gibi anlamlara gelir.
Hz. Adem (a.s.) topraktan yaratilan ve ilim ile nimetlenen, akil günesi ile aydinlanan Adem (a.s.)'in  her vechile
üstünlügü meydana çikmisti. Güzel melekler artik o pàyenin Adem (a.s.)'a verilmesindeki hikmeti anlamis bulunuyorlardi. Güzel ve masum melekler Hz. Adem'e hürmetlerin en güzelini gösteriyorlardi. Fakat Iblis Hz. Adem'i kiskandi. Birden kibir ve gurur ile doluvermisti. Bu gurur onun felaketi olacakti.

    Hz. Adem'e ilk secde eden Cebràil'dir. Pesinden Mikàil, sonra Israfil ve daha sonra da Azràil...
Ve en sonra  mukarrebin denilen yakinlik melekleri.

    Hz. Adem (a.s.)'e edilen secde kulluk secdesi degil, tàzim secdesidir. Ve Adem'in kadrini sànini ilàndir.
Ve meleklerin emri  ilàhiye ne kadar muti olduklarinin delilidir.

     Hz. Adem (a.s.)'a secdeyi kabul etmedigi andan itibaren, "hayirdan ümidini kesmis, pismanlik ve üzüntü duyan" anlaminda Iblis; secde etmeyis sebebi olarak da "beni dumansiz atesten, onu ise çamurdan yarattin" diyerek hükümsüz bir bahane ve kendisince geçerli bir gerekçe gösterdigi ve Adem'i Cennet'ten çikarmaya çalistigi andan itibaren de Seytan adini almistir.

     SEYTAN Arapça  "setane"  kökünden rahmetten uzaklasti, Hak'dan  uzak  oldu; "Sata"   kökünden  ise, öfkeden tutustu, helak olacak hale geldi gibi manalara gelip insanlardan,  cinlerlerden ve  hayvanlardan isyan eden ve zarar veren her seyin adi olmustur. Haset, öfke gibi  insana mahsus olan  her kötü huy ve davranis da seytan diye isimlendirilmistir.
Seriat örfünde ise, Yüce Allah'in Adem'e secde emrine karsi gelip isyan ettigi için ilàhi rahmetten kovulan ve insanlarin amansiz düsmani olan, cin taifesinin inkarci kesiminden gizli bir varliktir. (el-Kehf, 18/50)

     Diger  isimleri  ise Gaur, Vesvs, Hannàs,  Kàfir,  Sagir,  Marid,  Tàif,  Fàtin Mel'un, Medhur, Mekzu,  Kefr,  Hazul,  Adüvv,  Mudill,  Merid'dir.

     Yaratilisi ve Hz. Adem'e secde emrinden önceki durumu: Evrende Adem (a.s.)'den önce  yaratilmis melek ve cin adinda iki varlik mevcuttu  (el-Bakara, 2/31;  el Hicr, 15/26-29).
Seytan, cin denen varlik grubuna mensup idi  (el-Kehf, 18/50).

     Hz. Adem'e secde emrine kadar hissiyatina dokunan bir teklif yapilmamis ve imtihan  olunmamisti. Onun bu ana kadar, Allah'in emirlerine göre mi, yoksa öz nefsinin isteklerine göre mi  hareket ettigi bilinmiyordu. Adem'e secde emri onun hissiyàtina ters düstü. Emri yerine  getirmekten kaçindi. Gerekçe, kendisinin atesten, Adem'in ise topraktan  yaratilmis olmasiydi. Böylece o,  itiraf ve özür dileme yerine itirazi ve hayati tercih etti. Ona göre atesten yaratilmis olmak bir  üstünlük sebebiydi. (Sàd, 38/71-58)

    Böylece o, atesin topraktan üstünlügü gibi iki madde arasinda, aslinda olmayan bir farklilik
görmüstü. Her iki madde yaraticisinin da Allah oldugunu itiraf etmesine ragmen Adem'in yeryüzünde Allah'in halifesi olmasi, Allah'tan bir ruh tasimasi gibi asil üstünlükleri bilmezden gelmisti (el-Hicr, 15/29; Sàd, 38/72).

     Bu anlayis Seytan'a, Allah'in huzurundan kovulma, rahmetinden ümit kesme ve kiyamete  kadar
O'nun lànetini hak etme disinda hiç bir sey kazandirmadi. Çünkü o dar görüslüydü, maddenin ötesini görememisti.
Maddeyi tek ve gerçek ölçü sanmakla seytanca bir yanilgiya düsmüstü.

     His ve duygulariyla hareketi sonucu kendi nefsinden kaynaklanan yanilgisini Allah'in emrine tercih etmekle insanin üstünlügü gerçegini kabul etmemisti. Çünkü bu secde emri yalniz Adem'in sahsina degil, zürriyeti de dahil, insan nev'ine verilen bir seref  ve imtiyazdi.

     Seytan'in bu itirazi, büyüklük taslamaya ve neticede kendisini inkàra götüren bir isyana dönüstü. Çünkü o,
neticede sahibini alçaltacak olan bir büyüklük anlayisina sahipti.

     Nihayet Allah'tan su hitap geldi: In oradan!  Orada büyüklenmek sana düsmez, defol!...
Sen alçagin birisin! Defol oradan. Sen artik kovulmus birisin. Dogrusu hesap gününe kadar lànet sanadir.
(el-A'raf, 7/13; el-Hicr, 15/34-35; Sàd, 38/77-78)

Böylece Hz. Adem'e karsi büyüklük taslamasi ve secde emrine isyani neticesinde ilàhi rahmetten  ebediyen kovulusu "Iblis" adini almasina sebep oldu. Hz. Adem'e secde emri karsisinda isyan eden ve hakikatle ilgili bütün baglari koparilan ve melekler arasindaki yerini de kaybederek tamamen  yalniz kalan seytan bu defa intikam pesine düstü. Bir baska deyisle seytanca tutum içerisine girdi. Hedefi insandi. Çünkü insan yüzünden ilàhi rahmetten uzaklastirilmisti. Amacina ulasabilmek  için de Allah'tan kiyamete kadar mühlet istedi.

***
--Hay aksi seytan !...
   Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem bunu duyunca söyle buyurdu:
--Öyle deme.Öyle deyince seytani büyütmüs olursun.O kadar ki bir evi doldurmus olur.
   Söyle de: "Bismillah" O zaman seytan bir sinek kadar küçülür."

Çevrimdışı sultane

  • Her sözüm...Her kelamım yüreğimden alıntıdır!
  • ****
  • Join Date: Ağu 2008
  • Yer: pc başından ...
  • 514
  • +43/-0
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: şeytan nedir???
« Yanıtla #1 : 06 Ağustos 2008, 21:15:27 »
  öppp   öppp 

 asss aarroo

Çevrimdışı ...katre...

  • ....€vindar....
  • ****
  • Join Date: Ağu 2008
  • Yer: Düşlerin Yeşermeye Başladığı Sınır Şehrinden....
  • 828
  • +30/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • !!!..GOD IS THE LIGHT..!!!
Ynt: şeytan nedir???
« Yanıtla #2 : 10 Ağustos 2008, 08:31:54 »
 aarroo 103

Çevrimdışı riyazet

  • *
  • Join Date: Ağu 2008
  • Yer: mersin
  • 22
  • +2/-0
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: şeytan nedir???
« Yanıtla #3 : 10 Ağustos 2008, 16:10:44 »
GÖREVİ

 Belirli bir zamana kadar mühlet verilen şeytan, hatasını anlayıp tövbe ederek suçunu affettirme  yoluna gitmedi.
Bilakis daha da azgınlaştı.
     Kendisine, kıyamete kadar meşgul olabileceği bir hedef seçti. Bu hedef, İlàhi rahmetten uzaklaştırılmasına sebep olan insandı. Gönlünü intikam duyguları bürümüştü.

Cüretkàr bir edà ile bu duygularını Yüce Allah'a şöyle açıkladı:
     "-Beni  azdırdığın için yemin ederim ki, yeryüzünde kötülükleri onlara güzel  göstereceğim."  (el-Hicr, 15/39)

    Görüldüğü gibi, Yüce Allah isyanından dolayı şeytanı hemen huzurundan kovmamış, önce ona konuşma fırsatı vermiş, hatasını anlayıp tövbe etme imkànı tanımış fakat o, inat ve küfründe ısrar edince, bulunduğu makamdan indirmiş ve tasarladığı plànlarını şöylece sınırlayıvermiştir:
     "Halis kullarım üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır" (el-Hicr, 15/42).
    -Yerilmiş ve koğulmuş olarak defol. Yemin olsun ki, insanlardan sana kim uyarsa; sizin hepinizi  Cehennem'e dolduracağım."  (el-A'raf, 7/18)

 

Çevrimdışı riyazet

  • *
  • Join Date: Ağu 2008
  • Yer: mersin
  • 22
  • +2/-0
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: şeytan nedir???
« Yanıtla #4 : 10 Ağustos 2008, 16:11:28 »
HAVVA'NIN  YARATILIŞINDAN  SONRA

 Bilindiği gibi ilk insan olarak yaratılan Hz. Adem erkekti;
Adn Cenneti'nde ikamet  ediyordu. Burası Adem'in ilk vücut Nimetine mazhar olduğu hilkat bahçesiydi. Kendi cinsinden ve nefsinden eşi de yaratıldı.  (er-Rum, 30/21)

    Eşinin adı Havva  idi. Artık evrende iki insan vardı: Adem ve Havva. Böylece insanın Cennet hayatı başlamıştı, devam ediyordu. Öte yanda, Adem'i kendi felaketine sebep bilen şeytan, ondan öç almayı  planlıyordu. Bunun üzerine Adem ve eşini Allah şöyle uyardı:  "Ey Adem!  Eşin ve sen Cennette kal, orada olandan istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz. .."   (el-Bakara, 2/35, Tàhà, 20/117-119)

    Şimdi imtihan edilme sırası Adem'e gelmişti. Aslında Adem'e ve eşine yaklaşmaması tavsiye edilen  ağaç, aynı zamanda bir imtihan sahasıydı. Onun meyvasından yemek ise, yasak bir fiilin işlenmesi,  sorumluluk sahasının dışına çıkılması ve Allah'ın  koyduğu bir yasağın çiğnemesi demekti.

    Nihayet "şeytan" oradan ikisinin de ayağını kaydırttı..." ve onların yanılmalarını sağladı  (el-Bakara, 2/36). Adem ve eşi, melek olma veya Cennet'te ebedi  kalma ihtimallerini duyunca, şeytanın kendile- rine düşman olduğunu unuttular. "Ağaca yaklaşmayın" emrine sabırsızlık edip ondan yediler (Tàhà, 20/115). Ağaçtan meyve tadınca ayıp yerleri kendilerine açılıverdi. (Tahà, 20/121)
Allah  Adem'e  görevini  hatırlatarak "Ben sizi o Ağaçtan men etmemiş  miydim?   Şeytanın size apaçık bir  düşman olduğunu söylememiş miydim?" diye seslendi (el-A'raf, 7/22).

    Nimetin devamlılığı ve Cennet'te ebedi kalma arzusu onların bu duruma düşmesine ve şeytana uymalarına sebep olmuştu. Fakat hatalarını çok çabuk anladılar, meleklerin yolunu seçerek derhal tövbe ettiler (el-A'raf, 7/23). Allah da tövbelerini kabul etti (el-Bakara, 2/37 Tàhà, 20/122).

     Fakat cennette daha fazla kalmalarına müsaade etmedi ve şu emri verdi:
Birbirinize düşman olarak inin, siz yeryüzünde bir müddet için yerleşip geçineceksiniz. Orada yaşar,  orada ölür ve oradan dirilip çıkarılırsınız" (el-A'raf, 7/24-25).

    "Ey insanlar! Yeryüzündeki temiz ve helàl şeylerden yiyin, şeytana ayak uydurmayın, zira o sizin için apaçık bir düşmandır. Muhakkak size kötülüğü, hayasızlığı, Allah'a karşı da bilmediğiniz şeyi söylemenizi emreder"(el-Bakara, 2/168-169).

    Şeytanın kendilerine te'sir edemeyeceği kimseler de ayetlerde şu şekilde belirtilmiştir: "Şeytan seni  dürtecek olursa Allah'a sığın, doğrusu O işitir ve bilir. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan  tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler" (el-A'raf, 7/200-201).

    "Kur'àn okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a  sığın. Doğrusu şeytanın, inananlar ve yalnız Rablerine güvenenler üzerinde bir nüfuzu yoktur. Onun nüfuzu sadece, onu dost edinenler ve Allah'a ortak koşanlar üzerindedir." (en-Nahl,16/98-100)

    Allah'ın hàlis kullarına tesir edemeyeceğini, şeytan, bizzat kendisi de itiraf etmiştir.
(el-Hıcr, 15/28-43; el-İsra, 17/61)