İnsanların günlük fiziksel, zihinsel ve duygusal enerjilerini hesaplamaya yarayan Bioritm, 19. yüzyılın ünlü fizikçilerinden Wilhelm Fliess çalışmalarıyla doğdu. 23 ve 28 sayılarının insan hayatına olan etkilerini inceleyen Fliess'e, 1904 yılında Viyana Üniversitesi'nden Dr. Hermann Swoboda destek verdi.
Swoboda, 33 sayısını araştırarak Fliess'in bioritm tezini tamamlamış oldu. Buna göre insanların doğduğu gün sıfırdan başlayan bioritm döngüsü, 23, 28 ve 33 günlük periyotlar halinde tekrarlanıyor. Yani bu inanışa göre, insanların duygusal, fiziksel ve zeka kapasitelerinin günlere göre nasıl farklılık göstereceği çok önceden belli olabiliyor.
Yıllar boyunca bioritm tezinin doğrulanmasını sağlayan pek çok olay da yaşandı.Bunların arasında en çok dikkat çeken ise 1972 Olimpiyatlarında 7 altın madalya kazanan Mark Spitz'in başarısı gelir. Spitz, yarışmaların yapıldığı 2 Eylül 1972 günü, fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak bioritm çizgilerinin en üst seviyesindedir. Bu da bioritm döngüsünün varlığına inanmak için bir sebep oluşturur.
Bioritm döngüleri nelerdir?
Bioritm döngüleri fiziksel, zihinsel ve duygusal olmak üzere üçe ayrılır. Hepsinin temsil ettiği enerjiler farklıdır…
Fiziksel
23 günlük periyotlardan oluşur. Göz ve el koordinasyonu, kuvvet, güç, fiziksel dayanıklılık ve hastalıklara karşı direnci temsil eder. Yüksek olması, o gün içinde fiziksel kuvvetinizin fazla olacağının işaretidir.
Zihinsel
33 günlük periyotlardan oluşur. Algılama, mantıksal beceri, sebep - sonuç ilişkileri kurma, öğrenme kabiliyeti ve problem çözme gibi yetenekleri gösterir. Yüksek olması, o gün içinde zihinsel çizginizin pozitif olacağına işarettir.
Duygusal
28 günlük periyotlardan oluşur. Aşk, nefret, depresyon, iyimserlik, kötümserlik, tutku gibi duyguları içerir. Yüksek olması, o gün içinde pozitif enerjinizin yüksek olacağına işarettir