Çocuklara Sınır Koymak Gerek Anne 'evet', baba 'hayır' diyor, çocuk isyan ediyor.
Çocuklara neden sınır koymak gerekiyor?
Çocukların günlük yaşamda ilk fark ettiği şey, anne ve babaların sınırları oluyor. Eğer sınır konulmazsa sürekli duvara çarpmak, yani istenmeyen davranışları ısrarla tekrar etmek istiyor. Çarpayım ki beni durdursunlar diye düşünüyor. Bazı anneler ve babalar, çocuklarına karşı o kadar esnek davranıyor ki, çocuk duramıyor, çarpamadığı için de annesini, babasını, evde bulunan başka insanları, arkadaşlarını ısırıyor, tırmalıyor, kendi saçını, yüzünü yoluyor, kısacası zarar veriyor. Annesi hiç tepki vermeyince de ilgisini çekebilmek için daha da şiddetlendirerek yapmaya devam ediyor.
Küçük Yaşta Uzmana Başvurmak Gelecekte Sağlıklı İlişki Kurmasını Sağlar Aileler, çocukları ne kadar küçük yaşta uzmana başvurursa, gelecekte çocuklarının sağlıklı ilişkiler kurabilmeleri o kadar kolay oluyor.
İki-üç yaş, ergenliğin provasıdır. Çocuklarının her şeye 'hayır' dedikleri bu dönem 2 yaşında başlar, tedavi görmezse 8-9 yaşına kadar devam eder. Çocuk okulda istekleri yapılmadığı için tepki gösterir, köşede kalır ve yanına arkadaşlarını yanaştırmaz. Bu çocuklar ergenlik döneminde çevresi tarafından dışlanır ve okuldaki mutsuzluğunu da eve taşırlar.
Aileler bir şeye söz verdikleri zaman yaparlar,özellikle de maddi bir şey için söz vermişlerse tutukları sözü yerine getirirler.
Ancak sıra davranışlarla ilgili bir kısıtlamaya gelince, örneğin o gün yaramazlık yapmışsa, annesi dışarı çıkmamasına yönelik bir ceza vermişse, anne bunu çocuk ağlıyor, mızmızlanıyor diye dayanamayıp uygulamaktan vazgeçer.
Verilen cezanın uygulanmadığını gören çocuk, benzeri bir durumda yine aynı şekilde tutturup ağlayarak sonuca ulaşmış olur.
Şiddet Gören Çocuğun Anne ve Babasına Güveni Azalır Çocuk neden kısıtlandığını bilmeyip dayak yiyince, anne ve babasına güveni sarsılıyor.
Anne ve baba çocuğu koyacakları sınır ya da verecekleri ceza konusunda birlikte karar verirler. Ancak çocuğun bu karardan haberi yoksa ve çocuğun düşüncesine göre birdenbire kısıtlamayla karşı karşıya kalıyorsa daha beter tuttururlar. Sonunda anne ve babanın sabrı taşar ve çocuklarına ya sert davranır ya da bir tokat atıp susmasını sağlar.
Anne ve Babanın Fikirleri Uyumlu Olmalı Anne ve baba ayrı telden çalınca çocuklar sınırları asla öğrenemezler.
Ailede hem anne hem babanın uyumlu olduğu çok az durum vardır. Anneler hekimle ilişkilerde çok açık davranırlar ve daha rahat iletişim kurarlar. Ancak babalar çocuklarını psikiyatri hekimine getirdiklerinde, çocuklarının her isteğini yerine getirmekten ötürü gayet mutlu davranırlar ama işbirliğine çok yanaşmazlar.Genellikle babaların yaklaşımı daha çok çocuklarının sorunlarının büyüyünce geçeceği yönünde olur. Çocuk sonuçta 'bu yanlıştı yapmayayım' diyemez. Babalar küçücük çocuklardan bu olgunluğu sergilemesine beklemektedirler.
Çocuğun İnat Dönemine Dikkat Eğer çocuk inat dönemine girdiği iki yaşında hekime getirilirse, anne ve baba da hekimin önerilerini uygularsa çocuğun kişiliği gerçekten çok iyi şekillenir.
Çocukluk sorunlarına zamanında müdahale etmek ve ruhsal gelişimine bu dönemde önem vermek gerekir Çünkü çocukluk döneminde çözülmeyen sorunlar yetişkinlikte daha sert tepkilere, çözümsüzlüklere yol açar. Sorunlu çocuklar büyüdüklerinde örneğin sevgilisi terk ettiği zaman, kendini suçlu, yetersiz, güvensiz hissederler.
Çocuk Eleştirilmelidir Çocuk eleştirilmeyi öğrenmezse, büyüyemez.
Anne ve babasının yanında eleştirilmeyi öğrenmiş, hatta bazen de sert bir şekilde eleştirilmiş çocuklar, başkaları olumsuz tepkiler gösterdiğinde bunları olumlu algılarlar.
Ama hep kabul görmülmüşse, biri onu eleştirdiğinde çok sert tepki gösterir ve karşısındakini küçümser.
Bu şekilde yetiştirilen çocuklar ise gelecekte başarısız olur, yalnız ve mutsuz bir şekilde yaşarlar.