Çiçekli bir bitkide üreme

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Çiçekli bir bitkide üreme
« : 22 Ağustos 2012, 15:01:13 »
Çiçek:
Yüksek yapılı bitkilerin üreme organıdır. Çiçeğin yapısında; çanak yapraklar, taç yapraklar, erkek organ ve dişi organ bulunur.
Çanak yaprak, taç yaprak, erkek organ ve dişi organın hepsini taşıyan çiçeğe, tam çiçek denir. Çiçekli bitlilerin bir bölümünde erkek organ ve dişi organdan biri bulunmaz. Eğer erkek organ yoksa bu çiçeğe, dişi çiçek denir. Çiçekte yalnız erkek organ bulunursa, bu çiçeğe erkek çiçek denir. Çiçekte bulunan çiçek sapı, çiçeği bitkinin dalına bağlar. Çiçek sapının ucunda ise çiçek tablası bulunur.

 
• Tam Çiçek: Bir çiçekte yukarıda saydığımız kısımların hepsi varsa buna tam çiçek denir.
• Eksik Çiçek: Erkek ya da dişi organdan yalnızca birini bulunduran çiçektir.
• Erselik Çiçek: Erkek ve dişi organların ikisini birden bulunduran çiçektir.


Çiçeğin bölümleri:

1.Çanak yaprak: Çiçeğin en dış bölümündeki yeşil yapraklardır. Yapısı normal yaprağa benzer. Tomurcuğu dıştan örter. Bu yapraklar çiçeği korur.

2.Taç yaprak: Çiçeğin dıştan ikinci bölümünü oluşturur. Değişik renklerde olabilir. Taç yaprakların renkleri ve çiçekten salgılanan bal özü böceklerin ilgisini çeker. Bu nedenle çiçeğe konan böcekler tozlaşmayı sağlar. Taç yaprakların renkli oluşu bu açıdan önemlidir.

3.Erkek organ: Bir çiçekte çok sayıda erkek organ bulunabilir. İki bölümden oluşur. Bunlar sapçık ve başçıktır. Sapçık bölümü, başçık bölümünü çiçeğe bağlar. Başçık bölümü dört kesecikten oluşur. Bu keseciklere, polen (çiçek tozu) keseleri de denir. Polen çiçekteki erkek üreme hücreleridir. Polenler olgunlaşınca polen keseleri patlar ve olgunlaşmış polenler çevreye yayılır.

 4.Dişi organ: Çiçeğin en iç bölümünde bulunur. Kaba bir sürahiye benzer. Dişi organ, dişicik tepesi, dişicik borusu ve yumurtalıktan (ovaryum) oluşur. Dişicik tepesi nemli ve yapışkan durumdadır. Polenler dişicik tepesine yapışarak burada çimlenir. Dişicik tepesi ile ovaryum arasındaki bölüme ise dişicik borusu denir. Dişicik borusu çimlenen polenin ovaryuma ulaşmasını sağlar. Yumurtalık ise en alttaki şişkin bölümdür. Burada yumurta hücresi bulunur.

-Çiçekli bitkilerde tozlaşma ve döllenme arasındaki ilişki: Erkek organların başçığındaki polenlerin dişi organın tepeciğine taşınmasına, tozlaşma denir. Tozlaşma olayı, böceklerle, kuşlarla, rüzgarla, insan eliyle veya başka yollarla olur.
Tozlaşma olayı genellikle canlılar tarafından gerçekleşir. Böcekler ve kuşlar çiçeklerin bal özüyle beslenirken bir çiçekten diğerine de polenleri taşır. Böceklerin ve hayvanların yanı sıra rüzgar yoluyla da tozlaşma olur. Batıklık ve sularda yaşayan bitkilerde tozlaşma su yoluyla olur. Bazen bitkilerde verimi yükseltmede veya bilimsel çalışmalarda insan eliyle yapay tozlaşma da yapılır.

 
TOZLAŞMA

Olgunlaşan erkek organdan dağılan çiçek tozlarının (polenlerin), çeşitli vasıtalarla dişi organın tepeciği üzerine gelmesine tozlaşma denir.
Tozlaşmanın başarılı olabilmesi için, bitkiler çok fazla polen üretir. Böylelikle çiçek tozlarının dişi organ tepeciklerine ulaşma olasılığı artar. Polenlerin dışında bulunan dış gömlek, uçuşmalarına yardımcı olacak yapı kazanmıştır. Milyonlarcası rüzgârla uçuşan çiçek tozlarının yalnızca çok az bir kısmı dişi organa ulaşır. Ancak, bu genellikle bitkinin neslini sürdürmesi için yeterli sayıdadır.
Tozlaşma, böcekler aracılığıyla da yapılır. Böcek vücudu üzerinde birçok çıkıntı ve kıllar vardır. Çiçek tozlarının yapısı da böceklere yapışmaya uygundur. Böcekler, vücutlarına yapışan çiçek tozlarını çiçekten çiçeğe taşırlar. Yağmur ve akarsular, kuşlar, insanlar, diğer birçok hayvanlar da tozlaşmayı sağlayabilir.

DÖLLENME

Tozlaşma ile dişi organın tepeciğine konan polen, buradaki nemli ve yapışkan sıvıya tutunur ve polenin dış gömleği açılır. Dişicik borusuna doğru bir uzantı oluşur. Bu uzantıya polen tüpü denir. Polen tüpü yumurtalığa kadar uzanır ve yumurta hücresini bulur ve birleşir.
İşte erkek üreme hücresi çiçek tozu (polen) ile dişi üreme hücresi yumurtanın birleşerek, çekirdeklerinin kaynaşması olayına döllenme denir. Döllenme sonucu döllenmiş yumurta hücresi zigot oluşur. Kısa süre içinde bölünmeye başlayan zigot, bitkinin küçük bir taslağı olan embriyoyu meydana getirir. Embriyoya bitki taslağı da denir. Embriyoda bitkinin kök, gövde ve yaprağın ilk taslağı oluşur.
Bu aşamadan sonra, çiçekte çanak ve taç yapraklarla erkek
organın görevi bitmiştir. Bu organlar sararır, solar ve dökülür.
 

ÇİMLENME

Döllenme olayından sonra oluşan tohumlar su, yağmur suları, rüzgâr ve canlıların etkisiyle çevreye dağılır. Çevreye dağılan tohumlar, uygun ortam şartlarında su alarak şişer ve kabuğu çatlayarak embriyosu serbest kalır. Bu olaya çimlenme denir.
Çimlenme demek, tohumun canlı kısmı olan embriyonun bölünüp çoğalarak kök, gövde, yaprak kısımlarını oluşturup, bitkiyi meydana getirmesi demektir. Çimlenme sırasında embriyonun ihtiyacı olan besin, besi doku (çenek) tarafından karşılanır. Çünkü bu esnada embriyo fotosentez yapamaz. Ancak, solunum yapabilir ve havaya karbondioksit verir.


Çimlenmenin olabilmesi için gerekli şartlar

1)Belli sıcaklık

2) Su (nem)

3) Oksijen ‘dir.

Çimlenme için ışık, besin, toprak, karbondioksit gerekli değildir!!! (Işık, su, yeterli sıcaklık, besin, toprak büyüme için gereklidir. Gübre, çimlenmeyi ve de büyümeyi hızlandırır.)
Çimlenme sırasında embriyo büyüklüğü, metabolik etkinlik hızı, solunum hızı, su emilimi, hücre sayısı, yeni dokuların oluşumu artarken, çenek büyüklüğü ve bitkinin kuru ağırlığı azalır. Bitkilerin ilk yaprakları oluşup, fotosentez olayına başladıkları andan itibaren kuru ağırlık tekrar artmaya başlar.

 
ÇİÇEKLİ BİTKİLERDE MEYVE VE TOHUM


Döllenmeden sonra bitki, embriyonun ve besin deposunun bulunduğu bir yapı oluşturmaya başlar. Tohum taslağı denen ve tohumu oluşturacak olan bu yapı, yumurtalık içinde meyve ile birlikte gelişir. Bitkinin tohumu olgunlaşır.

Tozlaşma ve döllenmeden oluşan embriyo gelişerek tohumu oluşturur. Koruyucu bir kabukla çevrili olan embriyo ve besin maddesinden oluşan yapıya, tohum denir. Tohum canlının bütün özelliklerini taşıyan canlı yapıdır. Tohumda su oranı çok düşüktür. Uygun koşullar olursa çimlenir.

EMBRİYO + ÇENEK (BESİ DOKU) = TOHUM

Bitki türüne göre tohumlar birçok farklılıklar gösterir. Ancak, tüm tohumlarda üç yapı bulunur.

 Bunlar;
1- Tohum Kabuğu: Tohumu sarar, dış etkilerden korur. Çimlenme sırasında suyla şişerek patlar.
2- Embriyo: Zigotun bölünüp çoğalmasıyla oluşur. Bitkinin küçük bir taslağıdır. Kök, gövde, yaprak taslaklarını içerir.
3- Çenek (Besi Doku): Embriyoya bağlı besin deposudur. Çimlenme sırasında embriyonun beslenmesini sağlar. Fasulye, nohut gibi bitkilerde besi doku yoktur. Embriyo besinini çenek yaprak içinden alır.
Döllenmiş tohum taslağı (embriyo) tohumu oluştururken, başta yumurtalık olmak üzere çiçeğin diğer kısımları gelişerek meyveyi oluşturur. O halde tohum ve tohumu çevreleyen kısımların hepsine meyve denir.
• Meyvenin temel görevi tohumu korumak ve tohumun taşınıp dağılmasına yardımcı olmaktır.
Gerçek Meyve: Yalnız yumurtalığın gelişmesiyle oluşan meyvedir. Ör: Portakal, limon, kavun, böğürtlen.
Yalancı Meyve: yumurtalıkla beraber çiçeğin diğer organlarının da gelişmesiyle oluşan meyvedir.
Ör: elma, armut, incir. Bunlarda etli ve tatlı kısımlar çiçek tablasından oluşmuştur.

Besin ve su biriktirerek etlenen meyvelere etli meyveler denir. Erik, kayısı, kiraz, domates, üzüm gibi.
Bazı bitkilerde meyve etlenmez. Bunlara kuru meyve denir. Fındık, ayçiçeği, haşhaş, kestane, bakla, fasulye gibi.

TOHUMUN ÇEVREYE YAYILMASININ ÖNEMİ

Bitkiler toprağa bağlı canlılardır. Bir toprak parçasında aşırı bitki olması, bitkinin topraktan alacağı su ve mineral miktarını azaltır. Ayrıca bitkilerin bir yerde aşırı çoğalması birbirlerini gölgelemeleri demektir. Bu da fotosentez yapmak için gerekli olan güneş ışığını kapatmaları anlamına gelir. Bu nedenle bitkiler neslini sürdürebilmek için yayılmak zorundadır.
Bitkiler birçok yolla tohumlarını uzağa gönderirler. Öncelikle tozlaşmada bol miktarda çiçek tozu (polen) yaparlar. Ayrıca bol miktarda tohum yaparak da yayılma olasılıklarını artırırlar.
Tohumların yayılmasında hayvanlar için besleyici ve lezzetli meyveler büyük rol oynar. Bu sayede tohumların bir kısmı hayvan tarafından çevreye dağıtılır, bir kısmı da yenir. Tohumların bir bölümü dayanıklı kabukları sayesinde, hayvanların sindirim siteminden zarar görmeden geçer ve dışkıyla atılır. Böylece yeni yetişecek bitki, çok uzaklara taşınıp, gübre katmanıyla beraber toprağa düşmüş olur.
Bazı bitkilerde tohumun şekli ve yapısı dağılımı sağlar. Dikenli, paraşütlü, kanatlı, tüycüklü, suda yüzen tohumlar gibi.
Ayrıca insanlar da tohumların yayılmasında çok önemli etkendir.


MEYVE VE TOHUMDAN NASIL YARARLANIYORUZ?

Bitkiler meyve ve tohumlarını üremek için oluştururlar. Bazı bitkiler meyvelerinde şeker, vitamin ve mineral biriktirir. Birçoğu da tohumlarında protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineraller içeren besinler depolamıştır. içeren besinler depolamıştır.
İnsanlar ve hayvanlar için, meyve ve tohumlar sevilen besin maddeleridir.
Bazı bitkilerden sebze olarak da yararlanırız. Bunlar domates, biber, kabak, patates, turp gibi bitkilerdir. Bunların yaralandığımız kısımları meyve, yaprak, yumru gövde, çiçek, kök gibi organlarıdır. Sebze sözcüğü genelde, pişirerek yediğimiz, tatlı olmayan bitkisel yiyeceklerin adıdır. Sebze diye adlandırdığımız domates, biber, patlıcan, kabak da aslında birer meyvedir.
Bitkilerden besin olmalarının dışında, başka amaçlar için de yararlanırız. Teknolojik gelişmeler, bitkilerden elde ettiğimiz ürünleri artırmıştır. Ayrıca yararlanılan bitki çeşitleri de giderek artmaktadır. Eskiden çöp olarak adlandırılan madde artıkları, şimdi ham madde olarak adlandırılıyor.


BİTKİLERİN YAŞAM DÖNGÜSÜ VAR MI?





Kışın sona ermesi, baharın yüzünü göstermesiyle, topraktan otlar bitmeye başlar. Yağışlı havalarda büyür ve gelişirler. Havalar ısınıp topraktaki nem azaldığında çiçek açıp, yazın da kuruyup ölürler. Ama bu sırada dayanıklı tohumlarını toprağa saçmışlardır.
Bazı bitkiler ise uzun yıllar yaşar. Bin yıllık bir zeytin ağacı, iki bin yıllık bir sedir ağacı, beş yüz yıl önce dikilmiş bir ulu çınar bizi şaşırtmaz.
Bitkiler ister uzun, ister kısa yaşasın bir yaşam döngüsü sürdürür.

Mantar bir bitki midir? Ve hücreleri bitki gibi dikdörtgen mi yoksa hayvan hücreleri gibi yuvarlak mıdır?

Mantarlar, bitkiler aleminin değil, fungi aleminin üyeleri. Hem bitkilerden, hem de hayvanlardan ayrı olarak inceleniyorlar. Hücrelerinin çevresinde, bitki hücrelerinde bulunan görevdeşlerine benzeyen, ancak selüloz yerine kitin içeren hücre duvarları bulunuyor. Hücrenin şekli de, bu kitin içerikli hücre duvarının yapısına göre değişkenlik gösterebiliyor. Dolayısıyla, mantar hücreleri için sabit bir şekil söylemek olanaklı değil.

Çok hücreli mantarlarda yan yana gelen hücreler, düzgün dizilebilmek için biraz daha kompakt şekiller alırken, tek hücreli mantarlarda hücreler çok daha farklı ve hatta asimetrik şekillerde bile olabiliyor.