TÜRKİYE'DE HAYVANCILIK
Yüksek hayvancılık potansiyeline sahip olan ülkemizin ekonomisi 1980'li yıllara kadar tarım ve hayvancılığa dayanmaktaydı. Ülkemizde iklim koşullarına bağlı olarak yapılan hayvancılığa mera hayvancılığı (ekstansif hayvancılık), modern yöntemlerle yapılan hayvancılığa da ahır ya da besi hayvancılığı (intansif hayvancılık) denir. İklim ve yerşekillerinin etkisinin yanı sıra, hayvan soylarının ıslahı, otlakların ıslahı, kredi sorunu, erken kesim ülkemizdeki hayvancılığı etkileyen faktörlerdir. Yıllık millî gelirimizin %20'si hayvancılıktan sağlanır.
Küçükbaş hayvancılık: Ülkemizde, Kuzeydoğu Anadolu ve Doğu Karadeniz Bölümü dışında kalan alanlarda, küçükbaş hayvancılık yapılır. Bitki örtüsüne bağlı olarak küçükbaş hayvancılık ülkemizde yaygındır. Küçükbaş hayvanlar bozkır (step) hayvanlarıdır. Türkiye'de bozkırlar geniş yer tuttuğundan bu hayvanların yetişme alanı oldukça geniştir. Küçükbaş hayvanlar arasında en çok koyun yetiştirilir. Bunun yanısıra, eğimli arazilerde yetişen kıl keçisi de bulunur. ABD'den sonra ikinci sırada olduğumuz tiftik keçisi yetiştiriciliği de önemlidir.
Büyükbaş hayvancılık: Ülkemiz arazisinin engebeli olması büyükbaş hayvancılığı olumsuz etkiler. Ülkemizde Kuzeydoğu Anadolu'da ve Doğu Karadeniz Bölümü'nde büyükbaş hayvancılık yaygındır. Buralarda yaz mevsiminin yağışlı ve serin geçmesi, yüksek boylu çayırların yetişmesini sağlar. Büyükbaş hayvanlar arasında en çok sığır yetiştirilir. Besi hayvancılığı yaygınlaşmaktadır. Bunun yanı sıra yetiştirilen büyükbaş hayvanlar arasında manda, at, eşek, katır, deve de bulunur.
Kümes hayvancılığı: Ülkemizde etinden ve yumurtasından yararlanılan kümes hayvanları arasında tavuk, horoz, hindi, kaz, ördek, tavşan yetiştirilir. Sağlığa yararlı beyaz etin tüketiminin fazla olduğu büyük kentlerimizden İstanbul, İzmir, Bursa ve Ankara'da büyük ve modern tavuk çiftlikleri kurulmuştur. Bunun nedenleri arasında ulaşım kolaylığı ve kentlerdeki fazla tüketim gelir. Bunların ya-nısıra kırsal kesim kendi gereksinimini karşılayacak kadar kümes hayvanı yetiştirilir.
Arıcılık: Ülkemizin hemen her yöresinde arıcılık yapılır. Ancak bazı alanlarda arıcılıkta ilerlemeler kaydedilmiştir. Marmara Bölgesinde Balıkesir, Ege Bölgesinde Muğla ve Marmaris, Doğu Anadolu'da Erzurum, Kars, Bitlis, Hakkari Karadeniz'de Rize, Trabzon ve Artvin çevrelerinde arıcılık yoğun olarak yapılır. Ülkemizde arı kovanı sayısı 3,3 milyon, yıllık bal üretimi ise 35 bin tondur.
ipek böcekçiliği: Anavatanı uzakdoğu ülkeleri olan ipek böcekçiliği, Cumhuriyetimizin kurulmasıyla başta Bursa olmak üzere Balıkesir, Denizli, Elâzığ, Ankara, Amasya, Diyarbakır ve İstanbul'da ipek böcekçiliği yaygınlaşmıştır. İpek, dut yaprağı ile beslenen ipek böceğinden elde edilen hayvansal bir üründür. Ancak sunî ipek ve naylonun üretilmesi ve yeterli destek görmemesi nedeniyle günümüzde ipek, gerileme sürecine girmiştir.
Balıkçılık: Ülkemizin 8333 km deniz kıyısına sahip olması ve üç tarafı denizlerle çevrili olması nedeniyle su ürünleri potansiyeli çok yüksektir. Buna karşın tutulan balık miktarı azdır. Denizlerimizde tutulan balığın %80'i Karadeniz'den, geriye kalanı sırasıyla Marmara, Ege ve Akdeniz'den karşılanır. Tür yönünden zengin olan balık ve diğer su canlılarından 1400 türün ancak 93'ü değerlendirilir. Bunun 73'ü deniz türleri, 20'si iç su türleridir. Ülkemizde deniz balıkçılığının yanı sıra, tatlı su balıkçılığı ve kültür balıkçılığı da yapılır. Bazı doğal ve baraj göllerimize balık tohumları atılarak tatlı su balık üretimi arttırılmaya çalışılır. Havuz ve göletler ile deniz kıyılarındaki dalyanlarda kültür balıkçılığı, son yıllarda desteklenmektedir. Diğer su ürünlerimiz ise, midye, karides, ahtapottur. Süngercilik ise ülkemizde daha çok güneybatı Anadolu kıyılarımızda Bodrum, Marmaris, Datça çevrelerinde yaygın olarak yapılır.