TÜRKİYE'DE GÖLLER VE OLUŞUMLAR!
Çeşitli tipte oluşmuş çanaklarda veya çukurlarda birikmiş sulara göl denir. Ülkemizdeki toplam göl alanları 10 bin km^ kadardır. Bunlar doğal göller ve baraj gölleridir. Doğal göllerimiz; yerli kaya üzerinde oluşmuş tektonik, karstik, volkanik ve buzul gölleri ile herhangi bir nedenle bir setin gerisinde oluşmuş set gölleri olmak üzere farklı gruplarda toplanırlar. Set göllerimizin kıyı set gölleri (lagün), volkan set gölleri, alüvyon set gölleri, heyelan set gölleri gibi birçok çeşidi vardır.
Yurdumuzdaki göller Akdeniz, Marmara, iç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde toplanmıştır. Ege, Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri doğal göller bakımından oldukça fakirdir.
Göllerimizin seviyeleri birbirinden farklıdır. Bunların bir kısmı neredeyse deniz seviyesinde (Küçük Çekmece, Köyceğiz), bir kısmı da çok yüksek düzeylerde bulunur (Süphan dağı üzerinde Aygır Gölü).
Göllerimizin bir kısmı bir gideğenle dışarıya akışlıdır. Bu göllerimizin suları tatlıdır (Hazar gölü, Çıldır Gölü, Eğirdir Gölü, İznik Gölü, Kuş Gölü). Kapalı havza niteliğinde olup dışarıya akışı olmayan göllerimizden Tuz Gölü'nün suyu tuzlu, Van Gölü'nün ise sodalıdır.
Göllerimizin derinlikleri de değişiktir. Tuz Gölü 1-2 m ile en az derinliğe; Van Gölü ise 451 m ile en fazla derinliğe sahip olan gölümüzdür.
Ayrıca oluşumları itibariyle göllerimiz değişik genişliklerde bulunur. Örneğin; 1 km2den daha küçük alanlı birçok gölümüz olduğu gibi (İç Anadolu'daki obruk gölleri), en geniş ve en büyük gölümüz 3712 km2 alana sahip Van Gölü'dür.
Göllerimiz oluşumlarına göre şöyle sınıflandırılabilir:
1. DOĞAL GÖLLER
Bunlar; tektonik göller, karstik göller, volkanik göller, buzul gölleri ve set gölleridir. Bunlardan birkaçının özelliğini birden gösteren göllerimiz de vardır (Yeniçağa Gölü, Abant gölü, Eğirdir Gölü).
a. Tektonik Göller
Faylanmalar sonucunda tektonik kökenli çanaklarda gelişmiş göllerdir. Ülkemizin jeolojik yapısı gereği birçok gölümüzün oluşumu bu gruba dahil edilir. Büyük çoğunluğu fay hatlarına yerleşmişlerdir. Büyük göllerimiz daha çok tektonik yapıya sahiptir. Sapanca, İznik, Ulubat ve Kuş gölleri Güney Marmara Bölümü'ndeki çöküntü alanlarında bulunur. Suları tatlıdır. Ege Bölgesi'ndeki Simav Gölü de bir tektonik gölümüzdür. Akdeniz Bölge-si'nin kuzeybatısındaki Göller Yöresi'nde yer alan Beyşehir, Suğla, Eğirdir, Kovada, Burdur, Acıgöl tektonik çanaklarda bulunur. Burdur ve Acıgöl birer kapalı havza olup suları tuzludur. İç Anadolu Bölgesi'ndeki Tuz, Akşehir, Eber, Ilgın, Seyfe ve Tuzla gölleri tektonik karakterli, suları tuzlu olan kapalı havza gölleridir. Doğu Anadolu'da Dicle nehrine kaynak oluşturan Hazar Gölü tektonik bir gölümüzdür. Kuzey Anadolu'da yer alan Lâdik, Çağa Melen gölleri birer çöküntü alanında bulunan tektonik göllerimizdir.
b. Karstik Göller
Karstik göller, en çok kireç taşlı alanlarda görülür. Bu göller kireç taşlarının çözünmesi ve çökmesiyle oluşmuştur. Özellikle Akdeniz Bölgesi'nin Göller Yöresi'ndeki Salda ve Yarışlı gölleri tipik karstik göllerimizdir. Ayrıca bu yöredeki Eğirdir, Kovada, Beyşehir ve Suğla göllerinin oluşumunda tektonik ve karstik süreçler birlikte etkili olmuştur. Bunlardan başka İç Anadolu Bölgesi'nde Tuz Gö-lü'nün güneyindeki Obruk Platosu üzerinde içlerinde su da bulunan birçok obruk bulunur (Kızören Obruğu). Sivas'ın doğusundaki jipsti arazide ise birçok karstik göl vardır (Hafik Gölü).
c. Volkanik Göller
Türkiye'deki volkanik dağlar üzerinde görülen küçük çaptaki göllerdir. Bu göllerimiz volkanik etkinlikler sonucu Üçüncü Zaman (Mezozoik) ve Dördüncü Zaman (Kuaterner)da, volkan konilerinin ağızlarındaki kraterlerde oluşmuşlardır. Van Gölü batısındaki Nemrut volkan konisi üzerinde yer alan Nemrut Gölü, ayrıca Göller Yöresi'nde İsparta Akdağ üzerindeki Gölcük, volkan konisi ağzında oluşmuş krater gölleridir. Yine Doğu Anadolu'da Süphan dağının doğusundaki Aygır Gölü bir başka krater gölüdür.
İç Anadolu Bölgesi'nde iki maargölü bulunmaktadır. Bunlardan biri Nevşehir'deki Acıgöl ile Karapınar'ın doğusundaki patlama çukuruna yerleşmiş olan Meke Gölü (Tuzlagöl)'dür. Halka şeklindeki Meke Gölü'nün içinde birçok patlama konisi vardır. Bunların en büyük patlama konisinin ağzında da yağışlı zamanlarda göle dönüşen küçük bir krater gölü bulunur (Şekil 6).
Nevşehir'deki volkanik kökenli maar göllerinden Acıgöl ve geride Göldağı volkan konisi
ç. Buzul Gölleri
Doğu Anadolu Bölgesi'nde Buzul, Bingöl, Mercan dağları; Doğu Karadeniz Bölümü'nde Kaçkaı ve Üçdoruk dağları; Akdeniz Bölgesi'nde Bolkar ve Aladağlar gibi yüksek dağlarımız üzerinde buzu gölleri görülür. Bunlar, buzul aşındırması sonucun da oluşan ve sirk adı verilen çanaklara suların dol masıyla oluşmuş küçük göllerdir. Küçük Çaplı ol duklarından tam bir özellik taşımazlar.
d. Set Gölleri
Ülkemizde dalga, akıntı ve akarsuların işlevle riyle ya da kütle hareketleri ve volkanik etkinlikleı le oluşmuş birçok set gölü bulunur..
Kıyı set gölleri (lagünler): Koyların ve körfezlerin önünün dalga ve akıntılarla taşınan kum, çakıl gibi malzemelerle birikerek setlenmesiyle oluşmuş göllerdir. Kıyı set göllerine lagün de denilir. Delta kenarlarında oluşan göller de bu sınıflama içinde yer alır. Ülkemizdeki en tipik örnekleri Marmara Bölgesi'nin kuzeyinde oluşmuş Küçük Çekmece, Büyük Çekmece ve Durusu gölleridir. Çukurova deltasında oluşmuş Akyatan ve Akyayan gölleri ile Bafra deltasındaki Balık Gölü, Büyük Menderes deltasındaki Dil Gölü kıyının setlenmesiyle oluşmuş lagünlerdir.
Alüvyon seti gölleri (vadi kenarı gölleri):
Akarsu vadilerinde akarsuların getirdiği çakıl, kum gibi malzemeleri biriktirmesi ile oluşmuş göllerdir. Dalaman Çayı'nın batısındaki Köyceğiz Gölü, Büyük Menderes deltasının güneyindeki Bafa Gölü, Meriç deltası doğusundaki Gala Gölü, Gediz Vadi-si'ndeki Marmara Gölü, alüvyonların setlemesiyle oluşmuş vadi kenarı göllerine ülkemizde tipik örnekler oluştururlar.
Volkanik set gölleri: Volkanlardan çıkan lâvların bir vadinin veya bir çukurluğun önünü kapatması sonucunda oluşmuş göllerdir. Murat Nehri havzasının yukarı kesimini oluşturan alan, Nemrut Volkanı'nın püskürmesiyle çıkan lâvlarla setlene-rek Van Gölü oluşmuştur. Havzanın Muş Ovası ile de ilişkisi kesilmiştir. Dolayısıyla kapalı bir havza konumuna geçmiştir. Van Gölü, havzasındaki tektonik etkinliğe dayalı ve zaman zaman yağışlı dönemlerin de etkisiyle taşarak göl düzeyi alçalıp yükselmektedir. Göl çevresindeki kayaların volkanik kökenli olmasından dolayı suları sodalıdır. Van Gölü'nün doğusundaki Erçek Gölü, kuzeybatısındaki Nazik Gölü ve Bulanık Gölü; Büyük Ağrı Da-ğı'nın batısındaki Balık Gölü, Ardahan'ın doğusundaki Çıldır Gölü ülkemizdeki diğer volkanik set gölleridir.
Heyelan gölleri (heyelan set gölleri): Akarsu vadilerinin heyelan sonucu kapanması ile oluşmuş göllerdir. Erzurum kuzeyindeki Tortum Gölü, Trabzon'daki Sera ve Uzungöl, Reşadiye-Fatsa arasındaki Zinav Gölü, Bolu'daki Abant gölü ve Yedigöller, Adapazarı Akyazı'daki Sülüklü Göl, Ordu'daki Gaga Gölü, Amasya'nın kuzeydoğusundaki Bora-bay Gölü ülkemizdeki tipik heyelan gölleridir. Anadolu'nun kuzeyindeki dağlık alanlarda heyelan göllerinin oluşmasının birçok nedeni vardır. Buralarda yıllık yağış miktarının fazla olması, dik yamaçlı vadilerden yapılarına su alınca çabuk kayganlaşan ve yer kaymalarına neden olan volkanik kayalardan oluşmaları bu nedenlerin bazılarıdır
2. BARAJ GÖLLERİ
Akarsu vadilerinin dar ve derin boğazlar oluşturduğu yerlerde, önlerinin (insanlar tarafından) yapay olarak kapatılması sonucunda oluşan göllerdir. Sulama ve elektrik enerjisi gereksinimi, sanayi suyu sağlama, taşkın kontrolü gibi amaçlarla baraj ve göletler yapılmıştır. Örneğin Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında birçok baraj yapımı plânlanmıştır. Bir kısmının yapımı hâlen sürmektedir (Dicle nehri üzerinde Kralkızı ve Dicle barajları gibi).
Yurdumuzda Kızılırmak üzerinde Hirfanlı, Ke-sikköprü, Kapulukaya, Altınkaya; Yeşilırmak üzerinde Hasan Uğurlu, Suat Uğurlu ve Almus; Dicle üzerinde Devegeçidi; Fırat nehri üzerinde Atatürk, Karakaya, Keban, Sakarya nehri üzerinde Hasan Polatkan, Gökçekaya; Büyük Menderes üzerinde Adıgüzel ve Kemer; Gediz üzerinde Demirköprü; Seyhan üzerinde Seyhan; Ceyhan üzerinde Aslan-taş; Manavgat üzerinde Manavgat ve Oymapınar baraj gölleri yapılmıştır.
Sonuç olarak baraj göllerimiz, ülkemizdeki içme ve sulama suyu sağlama, su ürünleri üretimi, elektrik üretimi, dinlenme ve spor rekreasyon, turizm ve ulaştırma bakımından çok büyük öneme sahiptirler. Ancak diğer alanlarda, örneğin akarsu-larımızda olduğu gibi, göllerimiz de çevre yerleşim birimleri ve sanayi tesislerimiz tarafından hızla kirletilmektedir. Bu nedenle, zaman kaybetmeden göllerimizin kirletilmesi önlenmelidir.