Toggle navigation
Ana Sayfa
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Giriş Yap
Kayıt Ol
×
Close
Giriş Yap
Remember me
Sorular ve Cevaplar
Bilgi Bankası
Dini yazılar
Tasavvuf
(Moderatör:
Asilzade
)
Konu:
Makaleler
« önceki
sonraki »
+
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Makaleler
1 Yanıt
3615 Gösterim
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Sümeyye Sude
Join Date: Mar 2009
Yer: izmir
787
+219/-0
Cinsiyet:
BAKMA SUSKUN DURDUĞUMA DAĞLARINDA SESİ ÇIKMAZ
Makaleler
«
:
24 Nisan 2008, 10:59:53 »
Makaleler
Kur'an-ı Kerimde “Kalpler ancak Allahın zikriyle tatmin olur.” buyrulmaktadır. Zikirden kasdedilen nedir? Kalbi nasıl tatmin eder ?
Kalbin Rabbi, onun ancak zikirle tatmin olacağını bildiriyor bize. Nedir zikir? Kelime mânâsıyla hatırlama. Allahı hatırlatan her hâdise, her levha, her ilmî eser birer zikir vesilesi. Kalp, bir fabrika, bir saray, bir misafirhane olan şu muhteşem kâinatın ancak Allahın emir ve iradesiyle var olduğunu bilmekle tatmin olur.
--------------------------------------------------------------------------------
Hiçbir velinin sahabelerin derecesine çıkamadığı yer yer tartışma konusu oluyor. Bu konuya açıklık getirir misiniz? Bazı veliler, Peygamberimizle (a.s.m ) vefatından sonra görüşmüş ve sohbet etmişlerYou are not allowed to view links.
Register
or
Login
Bunlar sahabelere yetişebilirler mi?
Resulullah’ın vefatından sonra, Celaleddin Suyûti gibi bazı büyük veliler, uyanık halde Resulullahı görmüşler, onunla konuşmuşlardır. Fakat bu konuşmaları nübüvvet itibarıyla değil, velayet-i Ahmediye cihetiyledir. Resulullah onlara velayeti ciheti ile temessül etmiş, görünmüştür. Çünkü Resulullah’ın ölümü ile vahiy bitmiş Nübüvvet sona ermiştir. Ölümünden sonra onu Nübüvvet sıfatıyla görmek mümkün değildir. Şu halde Nübüvvetin derecesi velayetin derecesinden ne kadar yüksekse, bir nebiyle sohbetle bir veliyle sohbet arasında da o kadar fark vardır.
--------------------------------------------------------------------------------
Risalet ve velâyet nedir?
Risalet, Allah’tan bir tavzif (görevlendirme), velâyet ise Allah’a bir yükseliştir. Yani, Allah bazı insanları, insanlara resul olarak göndermiştir. Bu bir görevlendirmedir. “Allah kime risalet görevini vereceğini en iyi bilendir” (En’am Sûresi, 124) ayetinin hükmünce, kim buna ehilse, görevlendirilir. İlk insan Hz. Âdem, aynı zamanda ilk peygamberdir. “Her ümmet için bir resul vardır” (Yunus Sûresi, 47) ayetinin belirttiği gibi, her kavme peygamber gönderilmiştir. Hz. Muhammed (asm.), son peygamberdir (Ahzab Sûresi, 40). Risaleti bütün insanlığa şümullüdür.
--------------------------------------------------------------------------------
Rabıta ne demektir?
Rabıta, “bağ, münasebet ilgi, alâka, bağlılık, mensub olmak...” gibi anlamlara gelir. Kendi şahsiyetinden sıyrılıp, sözgelimi şeyhin veya Resulullah’ın şahsiyetiyle bütünleşme, bir bağ kurma şeklinde uygulanır.
--------------------------------------------------------------------------------
Bir tasavvuf kavramı olarak “çile” ne demektir?
Tasavvuf yolu, bir çile yoludur. Kaba demir kızgın ateşe sokulmadan şekillendirilemez. Öyle de, çilesiz nefsi arıtmak mümkün değildir. Saadet sarayına meşakkat yolundan varılır. Tasavvuftaki “çile” ifadesi “kırk gün” anlamında Farsça bir kelime olup, Hz. Musa’nın Tur-i Sina’da Tevrat’ı almak için kırk gün riyazette kalmasından alınmıştır.
--------------------------------------------------------------------------------
Tasavvufi anlamda aşk nedir?
Aşk, şiddetli sevginin adıdır. Tasavvuf dilinde, Allah’a muhabbet anlamında kullanılır. İnsan, aşkı ya mecazi kullanır, ya da hakîkî. Mecazî aşk, fanilere gönül bağlamaktır. Hakiki aşk ise, Allah’ı sevmektir.
--------------------------------------------------------------------------------
Tasavvuf nedir?
İslâmiyet, ana hatlarıyla iman, ibadet ve ahlaktan ibarettir. Kelâm ilmi imanı, fıkıh ilmi ibadeti, tasavvuf ilmi de ahlakı ele alır. Tasavvuf, İslâmı derûnî bir şekilde yaşamaktır. Ruhî ve vicdanî bir duyuşun mahsulüdür. Şekilden mânâya geçmek, kabuktan öze ulaşmaktır. Kâlin hâl olmasıdır.
--------------------------------------------------------------------------------
Tasavvufun gayesi nedir?
Tasavvuf, İslâmın bildirdiği hedeflere ulaşmada etkili bir yoldur. Bu hedeflerden bir kısmını şu şekilde sıralayabiliriz: Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak. Yani kalp ve ruhunu, Cenab-ı Hakk’ın razı olduğu sıfatlarla donatmaya çalışmak. İlahi ahlak, en kısa ifadesiyle, “Kur’an ahlakıdır:”
--------------------------------------------------------------------------------
Tarikat nedir?
Tarikat, tasavvufun sistemleşmiş şeklidir. Tarîkatlar, hakikatlerin yollarıdır. Tarîkatlar, şeriatın birer delili, ab-ı hayat dağıtan bir kevser kaynağıdırlar. Asırlardır nice ehl-i iman, bu menba’dan içmiş, bu muazzam hazineden istifade etmiştir.
--------------------------------------------------------------------------------
Tasavvufta dünyayı terketmenin gereği üzerinde duruluyor. sizce bizim dünyaya bakışımız nasıl olmalıdır?
Tasavvufun mühim esaslarından biri, dünyayı terk etmektir. Şüphesiz bu terk, kesb (çalışma) yönünden değil, kalp yönündendir. Mahiyetine hem madde, hem mânâ derc edilen insan, maddenin mahkumu olmamalıdır. Zira madde, ancak mânâya hizmetkar olabilir.
--------------------------------------------------------------------------------
“İlm-i Ledün” nedir?
Ehl-i tasavvuf, duyu, akıl ve tecrübe dışında, bir de ilm-i ledün kabul ederler. İlm-i ledün, vehbî bir ilimdir. Hz. Hızır’ın ilminden bahseden ayetteki “Ledün” kelimesinden hareketle, bu isim verilmiştir. (Kehf Sûresi, 65). Böyle bir bilgi, özel bir bilgidir. Bu bilgi, olayların iç yüzüne vukufiyeti sağlar. Bir çeşit gayb bilgisi, sırlar bilgisidir.
--------------------------------------------------------------------------------
Tasavvufa göre “şeyh” ve “mürid” kavramlarına açıklık getirir misiniz?
Şeyh, yol gösteren arif kişi, mürid ise, şeyhe bağlı kimse anlamındadır. Şeyh (mürşid), insanları halktan Hakka ulaştırmada bir rehber, bir kılavuzdur. Okulda hoca ne ise, dergâhta mürşit de odur. Hoca, daha çok akla hitap eder. Mürşit ise, ruhla meşgul olur. Mürşidin yüzü nuranî, sözü Rabbanîdir.
--------------------------------------------------------------------------------
Seyr-u sülûk ne demektir?
Seyr u sülûk, tasavvufta bir terbiye disiplinini ifade eder. Okumadan âlim, gezmeden seyyah olunamadığı gibi, mücadele ve murakabe olmadan tasavvufta yol alınamaz.
--------------------------------------------------------------------------------
Zikir ne demektir?
Zikir, Allah’ı anmaktır. Kur’ân’ın sarih emirlerindendir. “Beni anın, ben de sizi anayım” (Bakara Sûresi, 152), “Allah’ı çokça zikredin ki, felaha eresiniz” (Enfal Sûresi, 45) ayetleri, bu konudaki pek çok ayetten sadece ikisidir.
--------------------------------------------------------------------------------
Bazıları “şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır” diyorlar. bu sözü nasıl anlamak gerekir?
Bazı tarîkat kahramanlarına nispet edilen bu söz, zaman zaman yanlış kullanılmaktadır. Şöyle ki: Bu söz, bir mürşide bağlanmayı ifade eder. İnsan o sınırlı aklıyla gerçekler aleminin bütünüyle kavrayamaz.
--------------------------------------------------------------------------------
Kayıtlı
Asilzade
Asilzade
Join Date: Tem 2008
Yer: Kahramanmaraş
1247
+108/-0
Cinsiyet:
Asalet Ahlakın Temelidir
Ynt: Makaleler
«
Yanıtla #1 :
17 Temmuz 2008, 23:10:57 »
s.a
kardeşim
bu site bize tasavvufu tekrar hatırlatacak
inşaAllah
selametle
Kayıtlı
+
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
Sorular ve Cevaplar
Bilgi Bankası
Dini yazılar
Tasavvuf
(Moderatör:
Asilzade
)
Konu:
Makaleler
Yukarı git
Aşağı git