Yazı, insanlık tarihinin en büyük ve en önemli buluşudur. Yazı sayesinde insanlık belleği ölümsüzleşmiş, binyılların bilgi birikimi yazıya geçirilerek insanlığın ortak paydası haline gelmiştir. Yazıya dönüşmüş her bilgi, her düşünce, her duygu bütün insanlığın yararlanmasına sunulmuş demektir.
Sözlü olarak anlatılan düşünceler, duygular da yazıya aktarıldığında kalıcılaşır. Yazmak, insana özgüdür ve belirli bir bilgi birikimine, duygu yoğunluğuna ulaşan kişiler için insani bir gereksinimdir. Gündelik yaşamda dilekçe, öz geçmiş, rapor, seminer, teklif mektubu gibi yazıları işi gereği yazan insanoğlu; çeşitli konulardaki görüşlerini, deneyimlerini deneme, günlük, makale; hayal ve duygularını şiir, öykü, roman gibi ürünlerle yazıya döker.