Aslan Bey komutasındaki Türk ordusu çok hızlı ilerler. Karşılarına ne gelirse alırlar. Sonunda duvarları çok yüksek olan bir kale çıkar. Bu kaleye daha önce hiç saldırı olmamıştır. Kale kayadan daha sağlam gibi görünür. Aslan bey hazırlıkları yapar ve emri olmadan saldırı olmayacağını söyler. Aradan epey bir zaman geçer ama ordu hale bekler.
Askerler bir anlam veremez ve Aslan bey’e ne zaman saldıracaklarını sorarlar. Aslan bey bekleyin der. Bu arada her gün ormana gider. Kimse neden gittiğini de anlayamaz. Aslan bey sisli havayı beklemektedir. Nihayet sis gelir ve Aslan bey emri verir. Askerlerin bağırmasını ister. Yanlarında bulunan 50 mandayı da getirmelerini söyler ve ormana gider. Sis yavaş yavaş açılmaya başladığında Aslan bey bir elçi gibi kaleye yaklaşır ve teslim olun der.
Düşman teslim olmaz sonra karı dağa bakın der. Herkes orya baktığında inanılmaz büyüklükte bir top görür. Aslan Bey bu topun İstanbul’u fetheden top olduğunu ve ateşlenirse kalelerini yok edeceğini söyler. Düşman bundan korkar ve teslim olur. Aslan bey düşmanın komutanını topun yanına götürür. Düşman komutan onun gerçekte bir top olmadığını onun bir kütük olduğunu anlar.