Hava bozmuş fırtına çıkmış ve ordunun gücünü kesecek dereceye gelmiştir. Osmanlı ordusu günlerdir çok zorlu şartlarda fırtınalı havada ilerlemeye çalışır. Fırtınadan padişahın otağ ısını taşıyan gurup kaybolmuş bu yüzdende padişahın ot ağısı kurulamamıştır. Çok cesur ve padişaha çok bağlı olan Tosun bey durumuz sinirlenir.
Tosun bey otağı aramaya çıkar ancak yağmur ve fırtınadan hiç bir şey göremez. Arama esnasında sipahi askerleri onu padişahın çağırdığını söylerler. Padişah, yanına gelen Tosun beye Nişe götürmesi üzere bir ferman verir. Fermanı alan Tosun Bey neredeyse hiç dinlenmeden gece gündüz demeden dağlar aşar sonunda Nişe varır daha sonra sabah olsun Niş beyine fermanı veririm deyip bir hana uyumaya gider.
Tosun bey gece rüyasında göğüsünde taşıdığı fermanın kan olup aktığını görünce uyanır. Uyandığında rüyanın da etkisi ile ferman artık durduğu yerde göğüsünü yakıyordur. Fermanın içinde yazanı merak etmeye başlar. Her ne kadar açmak istemese içinde ne yazdığını çok merak ediyordur. Yağmurdan dolayı mühürde açılma noktasına gelmişti. En sonunda dayanamayıp fermanı açıp satırları okurken şok olur Fermanda kendi kellesinin alınması yazıyordur. Bu duruma anlam veremez Tosun Bey hep sağdık bir asker olmuş cesurca savaşlara katılmış bir askerdi. Şaşkın ifadelerle olaya anlam vermeye çalışıyordu. İftiraya uğradığını düşündü ve kaçmayı denedi ancak yapamadı. Fermanı Niş beyine verip vermemekte karasız kalır. Kendisine verilen öğütleri aklına getirerek sabah olduğunda Beyin yanına gitmiş fermanı vermişti.
Fermanı okuyan bey şaşmış kalmış Tosun beyin ölmemesi için padişahla konuşabileceğini onun için bir şeyler yapacağını söyler amma velakin Tosun bey Padişahın emrine uymayanı ben öldürürüm der ve kellesini almasını ister. Tosun Bey orada ölür.