Ünite 6: Teknoloji ve Yaşamboyu Öğrenme - Konu özeti

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Yaşamboyu ve Geleneksel Öğrenme Arasındaki
Farklar

Yaşam boyu öğrenme genel olarak, bireyin kendi kişisel,
sosyal ya da mesleki yeterliliğini çeşitli nedenlere bağlı
olarak yaşamı boyunca değiştirmek ya da geliştirmek
istemesidir. Yaşam boyu öğrenme ayrıca kişinin
gelişiminin yanı sıra içinde bulunduğu toplumda
sosyalleşmesine, etkin bir vatandaş olarak yer edinmesine,
rekabet edebilme gücüne ve istihdamı arttırmaya da
yardımcı olur. Dolayısıyla yaşamboyu öğrenen bireylerin;
• Öğrenme ilgi ve gereksinimini saptayabilen,
• Öğrenme inancına sahip,
• Öğrenmeye istekli ve merakı olan,
• Bilgi okuryazarı,
• Öğrenme motivasyonuna sahip,
• Öğrenmede kararlılık gösteren ve
• Öğrenmeyi düzenleyebilen kişiler olması
beklenmektedir.

Yaşamboyu öğrenme, geleneksel ve zorunlu örgün eğitim
sonrası başlayan bir süreç değil, aksine temellerinin aile
içinde atıldığı ve bireyin tüm eğitim yaşamı sırasında ve
sonrasında devam eden bir süreçtir. Bu nedenle bireyin
bilgi ve beceri potansiyelini, yeterliklerini yaşam boyu
geliştirmeyi hedefleyen ve devamlı bir süreç olarak
görülen yaşamboyu öğrenmede okul, öğrenmek için bir
zorunluluk değildir. Bunun için yaşamboyu öğrenmeyi
geleneksel öğrenmenin bir alternatifi olarak değil,
geleneksel öğrenmeye çağdaş bir alternatif olarak
değerlendirilmelidir.

Geleneksel eğitim temelde bireylere bilginin
aktarılmasıyla ilgilenirken, yaşamboyu öğrenme bireysel
yeteneklerin gelişimi ve kişisel öğrenme kapasiteleri
üzerinde yoğunlaşır. Bu yaklaşımın özünde kişilere
“öğrenmeyi öğretme” anlayışı bulunmaktadır. Bu nedenle
eğitimde yaşamboyu öğrenmenin gerçekleşebilmesi için
bireylere nasıl öğrenebileceklerini öğretilmesi yani
“öğrenmeyi öğrenme” becerisini ve bilgi okuryazarlığı
becerilerinin okullarda kazanılması gerekmektedir.

Yaşamboyu Öğrenme ve İçinde Barındırdığı
Kavramlar

Yaşamboyu öğrenme felsefesi gereği bireyin sürekli aktif
olarak bilgiyi kullanmasını gerektirir. Yaşamı boyunca
herhangi bir nedene bağlı olarak gereksinim duyduğu
bilgiye ulaşıp, bu bilgileri kendi ilgi, beceri ve
yeteneklerine uyarlayabilen ve yenilerini katabilen
bireyler ise yaşamboyu öğrenebilen bireylerdir. Bu
nedenle bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma becerisi olarak
tanımlanan bilgi okuryazarlığı yaşamboyu öğrenmenin
içinde barındırdığı kavramlardan biridir. Kısaca
söyleyecek olursak yaşamboyu öğrenme bir amaç ise bilgi
okuryazarlığı bu amacın gerçekleşmesinin aracıdır.

Bilgi okuryazarının sahip olması gereken beceriler ise:
• Bilgi teknolojisini kullanma becerisi,
• Bilgi kaynaklarını kullanma becerisi,
• Bilgi sürecini yönetebilme becerisi,
• Bilgiyi kontrol edebilme becerisi,
• Bilgi birikimi oluşturabilme becerisi,
• Bilgi birikimini geliştirebilme becerisi ve
• Bilgelik yani başkalarına yararlı olma becerisidir.

Teknolojinin hızlı gelişimi ve değişimine bağlı olarak
bilginin üretimi, üretilen bilginin elde edimi, kullanımı ve
paylaşımı da hızla gerçekleşmektedir. Bilgi okuryazarlığı
teknolojideki bu gelişmelerle birlikte “ağ okuryazarlığı”,
“teknoloji okuryazarlığı”, “bilgisayar okuryazarlığı”, “web
okuryazarlığı”, “çoklu ortam okuryazarlığı” gibi çeşitli
kavramlarla da ilişkilendirilerek tanımlanmaya
çalışılmıştır.

Yaşamboyu öğrenmenin içinde barındırdığı bir diğer
kavram olan yetişkin eğitimi, kendini yaş ve sosyal rol
bakımından yetişkin olarak gören ve kendi yaşamından
sorumlu olduğunun bilincinde olan bireylerin, kişisel,
sosyal ve mesleki yaşamlarındaki ilgi ve gereksinimleri
karşılamaya yönelik bilgi ve becerileri kazandırma süreci
olarak tanımlanmaktadır. Androgoji olarak da adlandırılan
yetişkin eğitimi, mesleki eğitimden boş zaman
etkinliklerinin düzenlenmesine, tamamlayıcı eğitim
etkinliklerinden vatandaşlık eğitimine kadar çok geniş
yelpaze de eğitim etkinliklerini kapsar. Ayrıca eğitimin ya
da öğrenmenin belirli bir zaman ve mekanla sınırlı
olamayacağını ve bireyin doğumundan ölümüne kadar
devam edeceğini vurgulayan yetişkin eğitimi zorunlu
eğitimin tamamlanmasından sonra başlayan bir süreç
değildir, böyle değerlendirilmemelidir. Verimli bir
yetişkin eğitiminden söz edebilmek için ise yetişkin olarak
adlandırılan bireylerin;
• Kendini doğru olarak algılaması,
• Deneyimlerinin olması,
• Öğrenmeye hazır olması,
• Öğrenme yöneliminin olması ve
• Öğrenme motivasyonlarının olması
gerekmektedir.

Yaşamboyu Öğrenme ve İlkeleri

Yaşamboyu öğrenme bireyin doğdu andan yaşam
süresinin sonuna kadar devam eden her türlü eğitim
faaliyetini kapsayan çok geniş bir kavramdır. Avrupa
Birliği Komisyonu yaşamboyu öğrenmeyi, “bilgi, beceri
ve yeterliği geliştirmek belirli bir süre ile yapılan eğitim
faaliyetlerinin tümü” olarak tanımlamıştır. Ayrıca
yaşamboyu eğitimin sadece ekonomik bakış açısıyla ya da
yetişkin öğrenenlerle sınırlı olmadığı, öğrenmenin
yapılandırılmış, yarı yapılandırılmış ya da
yapılandırılmamış tüm öğrenme biçimlerini kapsayıcı
şekilde olması gerektiği, istihdamla ilgili amaçlar kadar
bireysel, sosyal ve vatandaşlık amaçlarını da kapsadığı
vurgulanmıştır. Bu ilkeler yaşam boyu öğrenmenin temel
ilkeleridir.

Avrupa Birliği Komisyonu ayrıca yaşam boyu öğrenme
çerçevesinde temel stratejilerini de açıklamıştır. Bu temel
stratejiler doğrultusunda yaşam boyu öğrenme
uygulamaları, ülke gereksinimlerini ve beklentilerini
karşılamada farklılıklar gösterse de temelde görüş
birliğinin sağlandığı üç temel dayanak; yaşamboyu
öğrenme tanımının sadece ekonomik bakış açısıyla ve
yetişkin öğrenenlerle sınırlı kalmadığı, örgün, yaygın, açık
ve uzaktan ya da serbest tüm öğrenme yaklaşımlarını içine
alacak biçimde kapsayıcı olduğu ve öğrenme amaçlarının
bireyin kişisel, sosyal, kültürel, mesleki gelişiminden aktif
vatandaş olarak yapabileceklerine kadar geniş bir
yelpazeyi içermesi gerektiği üzerinedir.

Yaşamboyu Öğrenmede Kullanılan Kitlesel Açık
Çevrimiçi Dersleri (KAÇD), Özellikleri ve
Geleneksel Öğrenme Arasındaki Farkları

Eğitim, teknolojideki sürekli yenilik ve gelişimlerden en
çok etkilenen alanlardan biridir ve özellikle internet ve
internete dayalı web teknolojileri bilginin küresel olarak
dolaşımına ve paylaşımına izin verdiğinden, eğitim de
herkes için standart hale dönüşmüştür. Eğitimin isteyen
herkesin erişimine açık olmasını sağlayan uygulamalardan
biri de Kitlesel Açık Çevrimiçi Derslerdir (KAÇD). Bu
tanıma göre öğrenme sadece öğretenden öğrenene bilgi
aktarımıyla değil, öğrenenlerin aktif katılımlarıyla ve
öğretim kaynaklarıyla aktif etkileşimlerle
gerçekleşmektedir. Bu düşünceden hareketle Carson
(2005) Açık Ders Kaynaklarını;
• Ders formatında düzenlenmiş,
• Çoğunlukla ücretsiz ve serbestçe ulaşılabilen,
• Sayısal ortamda bulunan,
• Kullanım ve adaptasyona belirli lisans koşulları
(creative commons) ile açık,
• Tek başına sertifika ya da diploma vermek
amacıyla kullanılmayan,
• Yüksek kaliteli eğitim kaynakları olarak
açıklamıştır.

Öğrenme çevrimiçi ağlar üzerinden gerçekleşir. Bağlantıcı
veya öğretimci KAÇD’lere göre öğrenen ve öğretici
rollerinde değişiklik olabilir. Dolayısıyla bu durumdan
hem dersi verenler hem de alan kişiler karşılıklı olarak
faydalanabilmektedir. KAÇD’lerin kullanıcılarına
sağladığı temel faydalar ise aşağıda belirtilmektedir.
Bunlar;
• KAÇD’lere farklı bağlantılarla erişebilme
olanağının olması,
• KAÇD’lerin istenilen herhangi bir dile
uyarlanabilir olması,
• Katılımcılara ve içeriğe bağlı olarak farklı
çevrimiçi araçların kullanılabilir olması,
• Zaman ve mekan sınırlamalarının olmaması,
• Hızlı şekilde katılımcılara bilgilendirmeler
yapılabilmesi,
• İçeriğin tüm katılımcılar tarafından paylaşılabilir
olması,
• Öğrenmenin daha informal ortamda
gerçekleşmesi,
• Öğrenmenin farklı paydaşlarla bağlantılı olarak
gerçekleştirilebiliyor olması,
• Dersi takip edebilmek için bir diplomaya sahip
olmak zorunlu değildir, sadece öğrenme isteğinin
olması yeterlidir.
• Herhangi bir KAÇD’e katıldığınızda kendi
ağınızı ve kişisel öğrenme ortamınızı bu sisteme
dahil edebilme olanağının olması,
• KAÇD’lere katılım yaşamboyu öğrenme
becerilerinizi geliştirmeye, kendi öğrenme
biçiminizi ve bilgiyi elde etme yolunuzu
belirlemeye yardımcıdır.
Genel olarak KAÇD’lerin amaçları altı ana grupta
toplanmıştır (Hollands ve Tirthali, 2014). Bunlar:
• KAÇD’lerin daha fazla kişiye ulaşmasını
sağlamak ve kullanımını yaygınlaştırmak,
• KAÇD’ler yoluyla marka oluşturup devamlılığı
sağlamak Giderleri azaltarak ya da gelirleri
arttırarak ekonomiyi güçlendirmek,
• Eğitim çıktılarını arttırmak,
• Eğitim öğretime yenilik getirmek,
• KAÇD’lerin öğretme ve öğrenme üzerindeki
etkilerini belirleyen araştırmalar yapmaktır.

Bağlantıcı ve öğretici KAÇD’ler kıyaslandığında
öğrenenlerden farklı etkinlikleri yerine getirmeleri
gerektiği görülmektedir. Bunlar: değişik kaynaklara
ulaşmak, kaynakların izini sürmek, eriştiği kaynakları bir
araya getirmek, kişisel hesaplat oluşturmak, kendi
düşüncelerini bir araya getirip yeni anlayışlar geliştirmek
ve diğer öğrenenlerin de yaptığı gibi ortaya çıkardıkları
ürünleri paylaşmak. Bununla beraber öğretici KAÇD
sisteminde içeriğin öğreten tarafından sunumu ve
genellikle öğrenenin içeriğin tekrarına yönelik öğrenmesi
ve devamında sınavlar, akran değerlendirmesi gibi
yöntemlerle başarının ölçülmesi durumu vardır. Bağlantıcı
KAÇD’lerin aksine öğretici KAÇD’lerde öğrenenin
sorumluluğu daha azdır.

KAÇD’ler yüz yüze verilen geleneksel sistemdeki
derslerden pedagojik olarak da bazı farklılıklar
göstermektedir. Çevrimiçi ortamlarda gerçekleşen bu
uygulamalarda bir konu ya da kavramı öğrenmek ve kalıcı
bir öğrenme sağlamak için videolar ve bunlarla ilgili
çoktan seçmeli testler kullanılır. KAÇD’ler katılımcılara
belirli bir konuyu tam olarak öğrenmeleri için gerekli
kaynakları sunar ve herkesin kendi hız ve bireysel
özelliklerine bağlı olarak içeriği takip etmesini sağlar.
KAÇD’ler yüz yüze verilen geleneksel sistemdeki
derslerden pedagojik olarak gösterdiği farklılıklar
Glance’a göre (2013) şöyle sıralanmaktadır:
• Çevrimiçi öğrenme katılımcılarına yüz yüze
eğitimin hiçbir şekilde sunamayacağı herhangi
bir yerde ve herhangi bir zamanda ders
materyallerine ulaşım esnekliği sunar.
• KAÇD’lerde genel olarak bir konu ya da kavramı
hatırlamak için çeşitli videolar ve bununla ilgili
çoktan seçmeli testler kullanılmakta, bu da
gerçek ve kalıcı öğrenmeye fayda sağlamaktadır.
• KAÇD’ler katılımcılara belirli bir konuyu tam
olarak öğrenmeleri için gerekli kaynakları (video,
benzetimler, anlatımlar, linkler, bloglar vb)
sunarak herkesin kendi hızında ve bireysel
özelliklerine bağlı olarak içeriği takip
edebilmesine başka bir deyişle tam
öğrenebilmesine olanak sağlar.
• Çok sayıda katılımcının olduğu KAÇD’lerde
bireyin kendi ilerleme durumu ya da diğer
katılımcıların ilerleme durumları anında otomatik
olarak değerlendirilebilmektedir.
• KAÇD’lerde kullanılan kısa videolarda
katılımcılar kendi öğrenme hızlarına bağlı olarak
görüntüyü durdurma, geriye alma olanağına sahip
olabilmektedir.
• Böylece içeriğe dönüp konuyu keşfetmeleri daha
kolay olabilmektedir.
• KAÇD’lerde kullanılan forumlar ve tartışma
grupları katılımcıların soruları ya da
problemlerinin üstesinden gelmede en etkin ve
sıklıkla kullanılan ve diğer katılımcılardan
yardım alınan bir ortamdır ve genellikle yüz yüze
derslere alternatif olarak sunulan, sosyal öğrenme
modelini temel almış bir öğretim şeklidir.