• Mezopotamya medeniyetleri aritmetik işlemlerde çarpım tablosunu kullanmayı, dört işlem yapmayı, kare ve karekök almayı biliyorlardı. Alan ölçümleri ve su kanalları açmak için geometriden yararlanmışlardır. Dairenin alanı ve silindirin hacmini bulmada “pi” sayısı için 3,125 değerini belirlemişlerdir. Çemberi 360 dereceye bölmüşlerdir. Astronomi bilgilerine dayanarak takvim yapmışlardır.
Mezopotamya’da astronomi; matematik temelleri üzerine oturtularak Ay ve Güneş tutulmaları hesaplanmıştır. Bir saati 60 dakikaya, bir dakikayı da 60 saniyeye bölmüşlerdir. Bir haftayı 7 gün kabul etmişlerdir.
• Mısırlılar; astronomi, matematik ve tıp alanında ilerlemiştir.
Mısırlılar, güneş takvimini kullanmışlar, yılı 365 gün olarak hesaplamışlar ve günümüzde kullanılan takvimin temellerini atmışlardır. Ayrıca bir günü 24 saate bölmüşlerdir.
Mısırlılar, geometride de ileri olduklarından, hacim ve alan ölçmeyi çok iyi biliyorlardı. Bu yüzden de mimarlıkta oldukça yüksek seviyedeydiler. Piramitler gibi görkemli binaları çok sağlam bir şekilde yapabilmişlerdir.
• Çinliler; barut, kâğıt ve matbaayı icat etmişlerdir. Galileo’dan önce güneş lekeleri konusunda bilgi vermişlerdir.
Geleneksel Çin tıbbının tedavi yöntemleri olan masaj ve akupunktur günümüzde de kullanılmaktadır.
• Hint medeniyetinde matematikçiler sıfırı ilk defa kullanmıştır. Fakat sıfırı sayı olarak kabul etmemişlerdir.
Sayı sistemindeki bu erken tarihli gelişme, aritmetiğin gelişim hızını etkilemiştir.
• Eski Yunan’da doğa bilimleri büyük bir gelişme göstermiş ve özellikle Aristoteles bitkilere ve hayvanlara ilişkin bilimsel bilgileri derleyerek botanik ve zooloji alanlarının temellerini atmıştır. Mitolojik düşünceden, akılcı düşünceye geçişi simgeleyen Miletli Thales (Tales); matematik, astronomi ve doğa felsefesiyle uğraşmıştır. İlk Yunan matematikçisi olan Thales, kendi gölgesiyle kendi boyunun eşit olduğu anda piramidin gölgesini ölçerek piramidin yüksekliğini bulmuştur.
Geometriye “ispat” kavramını getirmiştir. Pythagoras (Pisagor), varlıkları ve varlıklar arasındaki ilişkileri sayılarla ve sayılara karşılık gelen çizgilerle açıklamıştır.
• Roma dönemi, teknolojik gelişmelerin yoğunlukta olduğu bir zaman dilimidir. Bu dönem içerisinde; şehircilik, hukuk, devlet yönetimi ve askerlik alanında bugün bile örnek alınabilecek başarılara imza atılmıştır.