Ülkenin silahlı gücü olan ordunun, kontrolü, sevki ve idaresi gereklidir. Bunun için ilk çağlardan itibaren devletler, askerî teşkilatlara verilen görevlerin nasıl yapılacağı üzerine fikir yürütmüştür.
Doktrin denilen bu fikir yürütme sürecinde kültür, örf, âdet, eğitim, strateji, tatbikat-av ve kurallar etkili olmuştur.
İlk Çağ medeniyetlerinde orduların teçhizatları ve uyguladıkları taktikler hemen hemen aynıdır. Orduları farklı kılan özellikler; savaş meydanındaki hareket yeteneği, saldırı ve savunma gücüdür. Savaşlarda asıl sonuç kent kuşatmalarından ziyade meydan savaşlarında alınmaktaydı. Meydan savaşlarında piyadelerden oluşan birliklerin düş-manın savaş arabalarına direnme gücü, savaşın kazanılmasında etkiliydi.
Devletler, savaşlarda düşmanlarını alt edebilmek için farklı savaş stratejileri üretmiştir. Örneğin düzenli kentlere ve devlete sahip olmayan Kaşkalara
karşı Hititler, değişik bir savaş stratejisi uygulamak zorunda kalmıştır. Çünkü Kaşkaların yaşadığı coğrafya dağlıktı ve bu bölgede Hititlerin savaş arabaları etkisiz kalıyordu.
Bu nedenle Hititler, Kaşkalarla savaşırken ani baskınlara ve kuşatmalara yönelmiştir. Pers ordularının başarılı olmasında gelişmiş bir yol ve haberleşme ağına sahip olmaları önemli bir etkendi.
Savaş stratejisi olarak Persler, öncelikle okçuların ve sapancıların atışları ile savaşa başlar, ardından ağır silahlı askerler ve süvariler ile karşı tarafın ordusunu kanatlardan çökertmeye çalışırdı. Fakat bu taktik zırhlı, uzun mızraklı, geniş kalkanlı piyadelerle güçlü bir savunma oluşturan ve yakın
dövüş konusunda üstünlüğü bulunan Yunan ordusuna karşı etkisiz kalmıştı.
Güçlü ve disiplinli bir orduya sahip olan Roma İmparatorluğu, büyük bir coğrafyanın hâkimiydi. Savaşa giden büyük askerî birliklerin kilometrelerce uzaklıktaki yerlere sevk ve idaresinin yapılabilmesi için iyi bir askerî organizasyona ihtiyaç duyulmuştu. Savaşılacak alanların merkezden uzakta
olması sebebiyle Romalılar, emniyet amaçlı portatif ordugâhlar kurmuştur.
Güçlü bir ordu için eğitim ve tatbikat önemlidir.
Pers ordusunda eğitime 16 yaşından itibaren başlanır ve bu eğitim 10 yıl sürerdi.
Mısır ordusunda kuvvete dayalı askerî anlayışın yerini, savaş taktiklerine dayanan eğitim anlayışı almıştı.
Türklerdeki sürek avları da savaş eğitiminin önemli bir parçası olmuştur.