İlk Çağ’dan itibaren ordular, devlet olarak adlandırılan sosyal ve siyasi yapının en önemli unsurlarındandır. Ordunun temelini teşkilat, teçhizat ve doktrin oluşturmaktadır.
Teşkilat
Askerî organizasyon içindeki emir komuta zinciri, beraberinde verilen görevleri ve bu görevleri yerine getirenlerin oluşturduğu teşkilatı doğurmuştur. İlk Çağ’dan itibaren devletler, varlıklarını devam ettirebilmek, savaşlarda başarılı olabilmek, huzuru ve düzeni sağlayabilmek için güçlü askerî teşkilatlar kurmaya başlamıştır.
Sümerlerde askerlik soylulara ait bir meslek olsa da savaş zamanı bütün erkekler asker sayılırdı. Asur ordusu ücretli askerlerden, gönüllülerden ve krala ait kentte oturan ve masrafları kral tarafından karşılanan hür erkeklerden oluşurdu. İhtiyaç hâlinde bütün erkekler askere çağrılırdı.
Mısır ordusu, yerel askerî birliklerden ve paralı askerlerden oluşurdu. Sınır boylarında kendilerine arazi verilen kişiler, ihtiyaca göre kralın muhafız alayında görev alırdı. Nil’de ve denizlerde kullanılan yelkenli ve kürekli savaş
gemilerine de sahip olan Mısır İmparatorluğu, güçlü donanmasıyla Kızıldeniz’de etkili olmuştur.
Hititlerde eli silah tutan her erkek savaş zamanında asker sayılırdı. Ancak kralın muhafızlığını yapan bir askerî kadro her zaman vardı ve ihtiyaç hâlinde paralı askerler de orduya alınırdı.
Urartularda ise ordu başta piyade kuvvetlerinden oluşmuşsa da siyasi yapının merkezî bir devlete dönüşmesi ile esirlerden de asker temin edilmeye başlanmıştır.
Perslerde askerlik tüm sınıflar için zorunluydu. Başkomutanlar ve rütbeliler soylulardan seçilirdi. Ordu, merkezî güçlerden ve satraplık ordularının birleşmesinden oluşur ve aynı zamanda paralı askerler de bu orduda bulunurdu.
Disiplini ile ün salmış Roma ordusunun temeli legionlardan (lejyon) oluşmaktaydı. Her Roma vatandaşı 46 yaşına kadar asker sayılırdı. Ordu devamlı olarak silah altında tutulmaz ancak savaş zamanında senatonun belirlediği sayıda kişi, silah altına alınırdı. Roma donanmasında genellikle iki sıra kürekli, dar ve hareket yeteneği fazla gemiler ile yelkenliler
bulunmaktaydı ve Romalılar donanma üstlerine de sahipti
Teçhizat, savaş araç ve gereçleri demektir. Ayrıca bunların imalatını, geliştirilmesini, ulaştırılmasını ve depolanmasını da kapsar. Teçhizat; askerlerin ayrılmaz bir parçasıdır. Gelişmiş teçhizatlarla donatılan askerî birlikler, diğer topluluklara karşı üstünlük sağlamıştı.
İlk Çağ medeniyetlerinin orduları genel olarak piyade, süvari ve savaş arabalı askerlerden oluşurdu. Bu askerler silah olarak ok, yay, kalkan, mızrak, topuz, balta ve kılıç gibi silahlar kullanırdı. Kuşatmalarda mancınık, kule ve
koçbaşları da kullanılmıştır.
İlk atlı kavimler olan konar-göçerlerde, ordunun savaş gücünü süvari birlikler oluştururdu. Savaş arabalarına sahip olan yerleşik toplumlar, konar-öçerlerden etkilenerek süvari birlikler de oluşturmuştur.
Bağımsız ve ücretli hür savaşçı topluluklar saldırı taktiği ve manevra yeteneği bakımından yetersiz olup gerekli eğitim ve disipline de sahip
değildi. Bu nedenle Orta Çağ’da devletleşme sürecine bağlı olarak bu askerî topluluklar düzenli ve disiplinli ordulara dönüştürülmüştür.