Allah, gücü her şeyi kuşatan aşkın bir varlıktır. Hayatı ve ölümü, insanları
imtihan etmek için yaratmıştır. İnsanların bu dünyada yaşayabilmeleri için
uygun bir ortam da hazırlamıştır. Kur’ân’ın pek çok suresinde olduğu gibi bu
surede de Kendisini ve sunduğu ikram ve ihsanları reddedenler, kabul
etmeyenler için ahirette azap, itaat edenler, kabul edenler için ise ödül
hazırladığını belirtmektedir. Kendisine karşı çıkılması, isyan edilmesi
durumunda geçmişte yaşanan helak türlerini örnek olarak göstermiştir. Yine
bu surede Allah’ın varlığını, birliğini görmek, anlamak, kavramak için
çevreye, evrene bakılması, bunlardan Allah’a giden bir yol ve yöntem
bulunması istenmiştir. İnkârcıları Allah’a karşı savunacak hiçbir şey, hiçbir
kimse yoktur.
İnsan, Allah’ın kendisine verdiği duyuları kullanmalı,
kendisini Allah’a götürecek yolları, yöntemleri bulmalıdır. Peygamber’in
(s.a.v.) haber verdiği kıyametin kopması, azap gibi gelecekte gerçekleşecek
şeyler, bir gün mutlaka vuku bulacaktır. Bu surede sık sık vurgulandığı gibi
insana düşen, Rahmân, merhameti sonsuz olan o Yüce Yaratıcıya teslim
olmak, dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmektir.