Aşağıdakilerden hangisi yaşayan sünni hukuk ekollerinden birisidir?

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Aşağıdakilerden hangisi yaşayan sünni hukuk
ekollerinden birisidir?
A) Evzâî Ekolü
B) Sevrî Ekolü
C) Hanbeli Ekolü
D) Leys Ekolü
E) Taberî Ekolü




[b]CEVAP: [/b]Hanbeli Ekolü

Hanbeli ekolü yaşayan sünni ekollerindendir.

[color=red][b]Yaşayan Sünni Hukuk Ekolleri[/b][/color]
- Hanefi
- Maliki
- Şafii
- Hanbeli

[color=red][b]Hanefî Ekolü[/b][/color]

[b]Kurucusu:[/b] Hanefi ekolü Kufe’nin önde gelen hukukçusu,
re’y ekolüyle adı özdeşleşmiş bir müctehid olan[b] Ebu Hanife Numan b. Sabit[/b] etrafında şekillenmiştir. Ekole adını veren Ebu Hanife, “İmam-ı A’zam” (en büyük imam) adıyla anılmaktadır.

Gerek kelami meselelerle ilgilenmesi neticesinde gelişen akıl yürütme yeteneği, gerekse ticari faaliyetleri sırasında edindiği sosyal hayata ilişkin tecrübe ve birikim Ebu Hanife’nin hukuk nosyonuna katkı sağlamıştır. Ebu Hanife’nin hukuki meselelerde kullandığı kaynakları Kitâb, Sünnet, icmâ, genel anlamıyla sahabe kavli, kıyas ve istihsan olarak sıralayabiliriz.

Ebu Hanife kıyası etkin bir biçimde kullanması, kıyasın hedeflenen neticeye ulaştırmadığı durumlarda ise istihsanı devreye sokması ile tanınmaktadır.

Ebu Hanife’nin hukuk anlayışı ile ilgili dikkate değer bir başka yön ise “hiyel” meselesidir. Arzu edilmeyen sonuçların, yine hukuk içerisinde kalarak ve hukukun imkânları ile aşılması şeklinde ifade edebileceğimiz hiyel uygulamaları ile ilgili Ebu Hanife’den birçok örnek nakledilmiştir.

Hayatını kendi ticari faaliyetleriyle kazanan Ebu Hanife herhangi bir kamu görevi kabul etmemiş hatta bu nedenle baskı da görmüştür.

Ona atfedilen eserler; el-Fıkhu’l-ekber, el-Fıkhu’l-ebsat, el-Vasıyye, el-Âlim ve’l-müteallim, Risâle ilâ Osman elBettî gibi daha ziyade akaid içerikli risaleler ile kendisinden rivayet edilen hadisleri içeren Musnedü Ebî Hanîfe adlı derlemedir.

[b]Öğrencileri ve Literatür: [/b]Önde gelen dört öğrencisi Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim, Muhammed b. Hasen eş- Şeybânî, Züfer b. Hüzeyl ve Hasen b. Ziyad’dır. Literatürde Ebu Hanife ve Ebu Yusuf için [b]“şeyhayn”[/b], Ebu Yusuf ve Muhammed için [b]“imameyn”[/b] ya da [b]“sahibeyn”[/b], Ebu Hanife ve Muhammed için ise [b]“tarafeyn”[/b] ifadeleri kullanılmaktadır.

Ebu Yusuf’un bize kadar intikal eden eserleri başlıca Kitabü’l-âsâr, Kitâbü’l-harâc, İhtilâfu Ebî Hanife ve İbn Ebî Leylâ, er-Red alâ siyeri’l-Evzâî’den oluşmaktadır.

Hanefi ekolünün görüşlerinin tedvininde en önemli rolü Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî’nin üstlendiği görülmektedir.

Şeybânî’nin Hanefi doktrinin aktarılmasına yönelik önemli eserleri başlıca iki grupta toplanabilir:
1. “Zahirü’r-rivâye” ya da “Mesâilü’l-usûl” adıyla anılan eserler, el-Asl ya da el-Mebsût, elCâmiü’l-kebîr, el-Câmiu’s-sağîr, es- iyerü’lkebîr, es-Siyerü’s-sağîr ve ez-Ziyâdât olmak üzere altı tanedir.

2. “Nâdiru’r-rivaye” ya da “Mesâilü’n-nevâdir” adıyla anılan eserler, Keysâniyyât, Harûniyyât, Cürcâniyyât, Rakkiyyât ve Ziyâdâtü’zziyâdât adlı eserlerdir.

Sonraki kuşaklarda yetişen Hanefi alimler içerisinde Tahâvî ve Kerhi’nin el-Muhtasar adlı eserleri oldukça ilgi görmüştür.

Hanefi hukukçular arasında “dört metin” (mütûn-ı erbaa) adıyla anılan şu eserler de muteber kabul edilmiştir:
1. Abdullah el-Mavsılî; el-Muhtâr ve şerhi olan elİhtiyâr.
2. Tacüşşerîa Mahmud b. Sadruşşerîa el-Mahbûbî; el-Vikâye.
3. İbnu’s-Sââtî; Mecmau’l-bahreyn.
4. Hafızüddin en-Nesefî; Kenzü’d-dekâik.

Hanefi literatürü içerisinde üçüncü bir ana başlığı da “Vâkıât”, “Fetâvâ” ya da “Nevâzil” kapsamındaki eserler oluşturmaktadır. Ebu’l-Leys es-Semerkandî’nin enNevâzil adlı eseri, bu türün ilk örnekleri içerisinde sayılabilir.

[color=red][b]Yayıldığı Coğrafya:[/b][/color] Abbasiler ve  Osmanlılar zamanında resmi mezhep olarak kabul edilmesi Hanefi ekolünün etkinliğini bu devletlerin hâkimiyet sahasına yaymıştır.
Umumiyetle Türk Coğrafyasında ve Türkler aracılığıyla Müslümanlaşmış olan bölgelerde Hanefi ekolü oldukça yaygındır.

[color=red][b]Malikî Ekolü[/b][/color]

[b]Kurucusu: [/b]Maliki ekolü, İmam Malik adıyla tanınan [b]Malik b. Enes el-Esbahî[/b] etrafında şekillenmiştir. Hac amacıyla Mekke’ye gitmenin haricinde ömrü boyunca Medine’den ayrılmadığı nakledilmektedir. İmam Malik ilim hayatına, Medine’nin fıkıh ve hadis alanında seçkin isimlerinden ders alarak başlamıştır.

Fıkıhta başlıca hocası Rebîa b. Ebî Abdirrahman’dır.
Hadis konusunda Nâfî, İbn Şihab ez-Zührî, Ebu’z-Zinâd ve Yahya b. Said el-Ensârî gibi hocalardan yararlanmıştır. Hocaları içerisinde on üç yıl boyunca derslerine devam ettiği Abdurrahman b. Hürmüz’ün ayrı bir yeri vardır.

Geç dönem Maliki fakihleri, İmam Malik’in içtihadında kullandığı kaynakları Kitâb, Sünnet, İcmâ, Medinelilerin uygulaması, kıyas, sahabe kavli, mürsel maslahat, örf ve âdet, sedd-i zerâyi, istihsan ve ıstıshab şeklinde tespit etmişlerdir.

İmam Malik’in Muvattâ adlı eseri hukuk tarihi açısından oldukça önemlidir. Bu eserin fıkıh ve hadis sahasında tedvin edilmiş ilk eserlerden olduğu görülmektedir. Bu eserin güvenilir ravilerinden birisi Hanefi hukukçu Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî’dir. Malikiler arasında daha çok tutulan diğer bir ravi ise Yahya b. Yahya elLeysî olmuştur.

[b]Öğrencileri ve Literatür: [/b]Özellikle Kuzey Afrika ülkeleri ve Mısır’dan gelen öğrencileri hocalarının görüşlerini bu ülkelerde yaymak için gayret sarf etmişlerdir. Bu öğrencileri arasında Abdurrahman b. el-Kasım, Abdullah b. Vehb, Eşheb b. Abdilaziz, Abdullah b. Abdilhakem, Asbağ b. Ferec ve Muhammed b. Abdillah b. Abdilhakem anılabilir. İmam Malik’in görüşlerinin aktarılmasında, Muvattâ’dan sonra en önemli kaynak olarak elMüdevvenetü’l-Kübrâ kabul edilebilir.

[b]Yayıldığı Coğrafya: [/b]Maliki mezhebi önce Hicaz bölgesinde yayılmış, daha sonra Kuzey Afrika ülkeleri ve Endülüs’te yaygınlaşmıştır.

[color=red][b]Şafiî Ekolü[/b][/color]

[b]Kurucusu: [/b]Şâfiî ekolünün kurucusu [color=red][b]Muhammed b. İdris eş-Şâfiîdir.[/b][/color] İlim hayatına Mekke’de Müslim b. Halid’den aldığı derslerle başlamıştır. Daha sonra İmam Malik’in derslerine devam etmiş ve ondan Muvattâ’yı okumuştur.

Irak’taki görüşleri için “mezheb-i kadîm” (eski mezhep), Mısır’daki görüşleri için de “mezheb-i cedîd” (yeni mezhep) ifadesi kullanılmaktadır.

Önce Kitâb ve Sünnet’e başvururdu. Ahad haber bile olsa kendi deyimiyle “sabit” olan sünnete karşı çıkmazdı. Şâfiî, Hanefilerin kullandığı istihsanı ise açık bir dille ve sert bir şekilde reddetmiştir. Bunun yanında mürsel maslahat ve Medinelilerin ameli gibi delillere başvuru kaynakları içerisinde yer vermediği görülmektedir.

Eserlerin bizzat kaleme almış ya da öğrencilerine dikte ettirmiş olması, hukuki görüşleri ile ilgili birinci el bilgiye ulaşma imkânı sağlamıştır. Meşhur [color=red][b]er-Risâle[/b][/color] adlı eserini  Irak’ta yazmış, ancak daha sonra Mısır’da yeniden düzenlemiştir. Fıkıh usulü alanında er-Risâle, Şâfiî’nin fıkıh usulünün müdevvini olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Mukayeseli bir hukuk kitabı niteliğinde olan eseri ise son kısmında bulunan Cimâu’l-ilm ve İbtâlü’listihsan gibi bölümleri metodolojik tartışmalar ihtiva eden “el-Ümm”dür. Diğer bir eseri de İhtilâfü’l-hadis’tir.

[b]Öğrencileri ve Literatür: [/b]Irak’taki mezheb-i kadimini nakleden öğrencileri arasında Zaferani ve Kerâbisi dikkat çekmektedir. Mısır’daki öğrencileri içerisinde Harmele b. Yahya, Buvaytî, İsmail el-Müzeni ve el-Ümm’ü rivayet eden Rebî b. Süleyman el-Murâdî önde gelen isimlerdendir. Özellikle Nevevi’nin Minhâc’ı geç dönemlerde bir çok Şâfiî alim tarafından şerh edilmiştir.

[b]Yayıldığı Coğrafya:[/b] Şâfiî mezhebi günümüzde Mısır, Suriye, Ürdün, Lübnan, İran, Hindistan, Filipinler, Sri Lanka, Malezya ve Endonezya gibi ülkelerde yayılmıştır. Mısır’da Eyyubiler’in desteği ile bir dönem resmi mezhep statüsünü kazanmıştır.

Ülkemizde de Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde önemli sayıda Şâfiî mezhebi mensubu bulunmaktadır.

[color=red][b]Hanbelî Ekolü[/b][/color]

Bu ekolün temsilcisi [color=red][b]İmam Ahmed b. Hanbel eş-Şeybânî[/b][/color]dir. Şâfiî’nin Bağdat’da olduğu dönemde ondan
fıkıh okumuştur. Ahmed b. Hanbel’in baskın olan yönü hadisçiliktir. Nitekim kırk bin kadar hadis ihtiva eden [color=red][b]el-Müsned[/b][/color] adlı eseri, temel kaynaklar arasında yer almaktadır. Bunun yanında hadis konusunda kaleme aldığı Kitabü’l-ilel ve marifeti’r-rical adlı çalışması da önemlidir.

Ahmed b. Hanbel, farazi fıkıhtan hoşlanmaz, meydana gelmemiş olaylarla ilgili hüküm yürütmezdi. Nas ve eser merkezli, nakle dayalı bir fıkıh anlayışı benimsemiş, kıyası son çare olarak görmüştür.

[b]Öğrencileri ve Literatür: [/b]Ahmed b. Hanbel’in hukuki görüşlerini rivayet eden öğrencilerinin başında oğulları Salih ve Abdullah gelmektedir. Fıkhi görüşlerini el- Camî adlı müstakil bir eserde toplayarak tedvin eden, bir sonraki kuşaktan Ebu Bekr el-Hallâl olmuştur. Bunun yanında meşhur el-Muhtasar yazarı Ebu’l-Kasım Ömer b. elHuseyn el-Hırakî (ö. 334/945) de anılmalıdır.

[b]Yayıldığı Coğrafya:[/b] Önce Bağdat’da, daha sonra Irak’ın dışına taşarak Hicaz, Suriye ve Mısır gibi ülkelerde taraftar bulmuştur. Günümüzde [color=blue][b]Suudi Arabistan’nın resmi mezhebi[/b][/color] olan Hanbelîliğin, Kuveyt ve körfez ülkelerinde de mensupları bulunmaktadır.