Ünite 3 – İslâm Medeniyetinin Özellikleri Çözümlü Test IV

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
1. Aşağıdakilerden hangisi İslam Harp prensiplerinden
biri değildir?
A) Adaletten ayrılmama
B) Savaşta tahribattan kaçınma
C) Fiilen savaşa katılmayanlara dokunmama
D) Esirlere iyi muamelede bulunmak
E) Savaş sırasında yağma ve talan yapmak

Çözüm: İslâm dünyasında adalet ve insanlara muamele
kendisinden önce örneğine rastlanmayacak şekilde devam
etti. Hatta İslâm’ın dünya harp tarihinde kendisinde önce
düşünülmesi bile mümkün olmayan birtakım insanî
prensipler ortaya koydu. Nitekim harpte düşmana karşı da
olsa Müslüman, adaletten ayrılmayacaktır. Savaşta
tahribattan kaçınılacaktır. Fiilen savaşa katılmayan
(kadın, çocuk, yaşlı ve din adamı gibi) kimselere
dokunulmayacaktır. Savaşta, insanlık haysiyet ve şerefine
yakışmayan hareketlerden uzak durulacaktır. Esirlere iyi
muamele edilecektir. Doğru cevap E’dir.

2. Müslümanların “vakıf medeniyeti” meydana
getirdiklerinin göstergelerinden biri aşağıdakilerden
hangisi değildir?
A) Vakfiyeler
B) Mahkeme Kayıtları
C) Arşiv belgeleri
D) Tarihi eserler
E) Seyahatnameler

Çözüm: Hz. Peygamber döneminden başlayıp devam
eden İslâm medeniyeti, Kur’ân ve Sünnet’ ten aldığı
ilhamla insanî birçok değer ortaya koymuştur. Nitekim
sadece Allah’ın rızasını kazanmak için kurulan vakıfların
bir benzerini başka medeniyetlerde görmek pek mümkün
değildir. Vakıf ise başkalarına yardım etmek gayesiyle
kurulan tesislerdir. Müslümanlar, bu tesisler sayesinde
adeta bir “Vakıf Medeniyeti” meydana getirmişlerdi.
Konu ile ilgili
- vakfiyeler,
- mahkeme kayıtları (şer’iye sicili),
- arşiv belgeleri,
- yerli ve yabancı seyyahların eserleri (seyahatnameler)
bütün bu söylediklerimizin birer şahidi olarak günümüze ışık tutmaktadırlar.
Doğru cevap D’dir.

3. Aşağıdaki hangisi siyasetnâme ahlâk, siyaset ve
devlet yönetimini konu alan eserleriyle ideal bir
yönetimin temel ilkelerini ortaya koyan
düşünürlerden biri değildir?
A) Farabi
B) İbni-Sina
C) Yunus Emre
D) Keykavus
E) İbn Rüşd

Çözüm: Hz. Peygamber’in vefatından sonra ortaya çıkan
yönetim sorunlar, onun bıraktığı mirasın ışığında
çözülmeye çalışılmıştır. Böylece ideal yönetim ilkeleri
oluşturulmaya başlanmıştır. Kendi kaynak ve
geleneklerinin dışındaki bilgi birikimini de dikkate alan
Müslüman düşünürler, kadim medeniyetlerin -İslâmiyet’e
aykırı olmayan- siyaset felsefelerini değerlendirmekte bir
mahzur görmediler. İbn Mukaffa, Cahız, Farabi, İbn Sina,
İbn Bacce, Gazalî, Sühreverdî, İbn Tufeyl, İbn Rüşd,
Maverdî, Keykavus, İbn Teymiye, Nasirüddin Tûsî, İbn
Haldun, Celaleddin Devvânî, Nizamülmülk gibi
düşünürler, siyasetnâme ahlâk, siyaset ve devlet
yönetimini konu alan eserleriyle ideal bir yönetimin temel
ilkelerini ortaya koymuşlardır. Doğru cevap C’dir.

4. Hz. Peygamber’in titizlikle uygulamaya çalıştığı ve
bu yolda ümmetine emirler verdiği, sadece mülkün
değil, her şeyin temeli olarak kabul edilen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Adalet
B) Eşitlik
C) Özgürlük
D) Sınıf
E) Milliyetçilik

Çözüm: Hz. Peygamber’in titizlikle uygulamaya çalıştığı
ve bu yolda ümmetine emirler verdiği adalet, sadece
mülkün değil, her şeyin temeli olarak kabul ediliyordu. Bu
sebeple, kendisinden sonra gelen halifeleri ve daha
sonraki Müslüman hükümdarlarca da aynı titizlikle
uygulanmaya çalışılıyordu. Bunun içindir ki, Hz.
Peygamber’den sonra adaletin dağıtımı görevini halifeler
bizzat kendileri yürüttüler. Doğru cevap A’dır.

5. İslam dinine göre aşağıdakilerden hangisi iktidar ve
devamlılığın ön koşuludur?
A) Adalet
B) Eşitlik
C) Özgürlük
D) Milliyetçilik
E) Sınıf

Çözüm: Adalet, iktidar ve devamlılığın bir şartı
olmaktadır. Eğer iktidarın devamı isteniyorsa güvenilmesi
gereken hususiyet adalet olmaktadır. Bütün yöneticilerin
adalete uygun davranması gerekir. Fakat padişahlar, bu
konuya herkesten daha fazla önem vermelidirler. Zira
adalet, hazinenin artmasına ve halkın çoğalmasına yol
açar. Hazine ise halkın çokluğundan ve ülkenin
bayındırlığından kaynak alır. Memleketin ümranı ise
adaletledir. Harap olan bir ülkenin maldan ve
medeniyetten nasibi olmaz. Doğru cevap A’dır.

6. Hz. Peygamber’in, evrensel insan hakları
beyannamesi olarak görülen konuşması
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bedir Savaşı
B) Uhud Savaşı
C) Veda Hutbesi
D) Hicret
E) Hendek Savaşı

Çözüm: Yüce rabbimiz, insanın aslı ile ilgili gerçekleri
bildirdikten sonra düzenli ve dengeli bir hayat yaşaması
için gerekli olan prensipleri de koymuştur. Ferdin hak ve
hürriyetini tanıyıcı ve temin edici prensipler yanında
insanın sorumluluğu ile kuralları koymuştur. Bu sebepten
o, en küçük toplum olarak kabul edilen ailede bile fertlerin
birbirlerine karşı olan hak ve ödevlerinden bahsederek
onlara nasıl riayet edilmesi gerektiğini belirtir. Hz.
Peygamber’in, evrensel insan hakları beyannamesi
diyebileceğimiz Veda Hutbesinde, yüz binlerce
Müslümana hitap ederken aile fertlerinin birbirlerine
karşı olan hak ve vazifelerini birer kanun şeklinde ortaya
koymuştur. Doğru cevap C’dir.

7. “Dinde zorlama yoktur” ayeti Kur’an’daki hangi
surede geçmektedir?
A) Bakara Suresi
B) Fatiha Suresi
C) Ali İmran Suresi
D) Nisa Suresi
E) Maide Suresi

Çözüm: “Dinde zorlama yoktur” (Bakara, 2/256) ayeti,
İslâm’ın başka din, anlayış ve felsefelere sahip olan
insanlara bakış açısını ortaya koymaktadır. Bunun içindir
ki, İslâm tarihinde zorla İslâmlaştırma gibi bir harekete
rastlanmaz. Doğru cevap A’dır.

8. Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin
Endülüs’te sorunsuz bir şekilde kaç asır yaşamıştır?
A) 3
B) 5
C) 6
D) 8
E) 11

Çözüm: İslâm’ın hoşgörü anlayışı ve ötekine karşı olan
insanî tutumu İslâm coğrafyasının en batı ucunda bulunan
Endülüs’te de devam etmişti. Gerçekten çok dinli ve çok
kültürlü bir yapıda bulunan Endülüs’te yaklaşık sekiz asır
süren İslâm hâkimiyeti (711-1492) sırasında
Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler aynı ülke içinde
bir arada ciddi problemlerle karşılaşmadan yaşıyorlardı.
Endülüs’te Hıristiyanlar ile Yahudiler dinî inanç, kurum,
hukuk, âdet ve geleneklerini sürdürme konusunda bir
baskıyla karşı karşıya kalmıyorlardı. Doğru cevap D’dir.

9. Osmanlı içindeki gayrimüslim halkların tevhid
inancına yönelerek İslamiyet’i kabul etmesinde
aşağıdakilerden hangisi etkili olmamıştır?
A) Her dine gösterilen hoşgörü
B) Yöneticilerin adil olması
C) Zulme uğramamaları
D) Vicdan hürriyetine önem verilmesi
E) Zoraki dini seçmelerinin sağlanması

Çözüm: Müslümanlar, insanları tevhid dediğimiz
“Allah’ın birliği” inancına davet ediyorlardı. Ancak bu
bir kimseyi zorla Müslüman yapmak için değildi. Hemen
her yerdeki fetihleri kitleler halindeki İslâm’a girme takip
etmişti. Bu katılımlar İslâm’ın en doğru ve hak din olduğu
yolundaki tercihleri ile gerçekleşiyordu. Doğru cevap
E’dir.

10. Hılfü’l-fudûl adlı toplantı aşağıdakilerden hangisi ile
ilgili yapılmıştır?
A) Haksızlıkları önlemek
B) Dini seçtirmek
C) Dürüst olmak
D) Yalan söylememek
E) Gayrimüslimleri zorlamak

Çözüm: Hz. Peygamber 25 yaşında iken haksızlıkları
önlemek gayesiyle yapılan toplantıya Hılfü’l-fudûl adı
verilmiştir. Doğru cevap A’dır.