CEVAP: Doğrultmak
TÜRK DİL KURUMU:
doğrultmak
-i
1. -i Doğrulmasını sağlamak, doğru duruma getirmek.
"Aralarında bellerini doğrultamayacak kadar yaşlıları da vardı."
- T. Buğra
2. Düzeltmek.
"Yanlışları doğrultmak."
3. Yöneltmek.
"Ancak delikanlı, kargının sapını yere gömüp ucunu ata doğrultarak hasmının saldırısını engelliyordu." - İ. O. Anar
4. Yön bulmak.
"Karşıki tepeye bakarak yolu doğrultup geldim."
5. Para sağlamak, kazanmak.
"Bütçemizi doğrultur, pansiyoner olmaktan vazgeçeriz."
- A. İlhan