Soru: İslâm Hukukunun evlatlık kurumuna bakışını, Cahiliye Dönemi uygulamaları ile mukayese ederek, açıklayınız.
YANIT:
Nesebi belli olsun olmasın başkasına ait bir çocuğu kendi çocuğu olarak kabul etme anlamındaki evlat edinme geçmişte ve günümüzde rastlanan sosyal ve hukuki bir vakıadır. Arapça'da evlat edinme karşılığında kullanılan tebenni," oğul " anlamındaki ibn kelimesinden türemiş olup "oğul edinme" demektir. Evlat edinme kurumunun var olduğu hemen bütün toplumlarda görüldüğü gibi eski Arap toplumunda da sadece erkek çocuklar evlat edinildiğinden bu vakıa "tebenni" kelimesiyle ifade edilmiştir. Kız çocuklarının evlat edinilmesi sonraki dönemlerde görülür.
Evlatlık kurumuna İslamiyet öncesi Arap toplumunda da rastlanmaktadır. Araplar'da çok evlilik ve ölen ağabeyin hanımı ile evlenme uygulaması mevcut olduğu halde onlar aynı Sami kökten gelen Yahudiler gibi bu kurumu reddetmemişlerdir. Hz. Peygamber, nûbüvvetten önce eşi Hatice'nin kendisine hediye ettiği Zeyd b. Harise adlı köleyi ailesinin satın almak istemesi üzerine azat etmiş, fakat Zeyd Resûl-i Ekrem'in yanında kalmayı tercih etmiş, bunun üzerine Resûlullah onu evlat edinmiştir. Cahiliye döneminde evlat edinenle evlatlığın birbirlerine mirasçı oldukları anlaşılmaktadır.
İslam'ın ilk yıllarında eski geleneğin devamı olarak bir süre muhafaza edilen evlatlık kurumu Medine döneminde nazil olan, "Allah evlatlıklarınızı öz oğullarınız olarak tanımadı " (el-Ahzab 33 / 4) mealindeki ayetle kaldırılmış, ardından gelen ayette de evlatlıkların evlat edinenlere değil asıl babalarına nisbet edilmesi emredilmiştir. Bu kurumun islam hukukunca benimsenmemesi, böyle bir uygulamaya sevkeden dini telakkilerin batıl inançlardan kaynaklandığının ortaya konması, ayrıca karşıladığı bazı psikolojik ve sosyal ihtiyaçların İslam da farklı kurumlarla karşılanması ve esas itibariyle evlatlık uygulamasının suni oluşuyla izah edilebilir.