Geçen yüzyılın önemli kadın kahramanlarından olan Amerikalı kadın pilot Amelia Earhart, 24 Temmuz 1897’de Kansas’ta doğdu. Altı farklı okul okumasına karşın yalnızca birini bitirebildi: Havacılık okulunu.
1921’de uçmaya başladı. Uçma tutkusu onu olanaksız gibi görünen bir hedefe yöneltti. O, dünyayı uçarak geçen ilk kadın pilot olmak istiyordu. Bu zor işi başarabilecek yetenek ve deneyime de sahipti. 1922’de 5 bin metreye çıkarak dünya yükseklik rekorunu kırmış 1928’de 20 saat 40 dakikada Pasifik Okyanusu’nu uçarak geçmeyi başarmış ve bir ilke imza atmıştı.
Earhart, Atlantik’i geçen ilk kadın pilot olmanın yanısıra modern feminizmin temelini de atan kadınlardan biriydi. Hep kısa saçlı ve bir oğlan çocuğunu andıran mizacıyla tanınan Earhart, erken yaştan itibaren sınırları zorluyordu. Evlilik kurumunu kadınlar için “bir kafes” gibi görüyordu. 1931 yılında evlendiği aynı zamanda yayıncısı da olan eşine nikahtan bir gün önce, bağımsızlığını güvence altına alan bir tür anlaşma imzalattı. Buna göre “ikisi de kendilerini Ortaçağ’dan kalma bir tür yemine bağlı duyumsamayacaktı.” Bir yılın sonunda da eğer mutlu değillerse, “deney başarısız kabul edilecekti”. Evlilikleri yine de saygı ve dostluk üzerine kurulu olarak sürdü.
Yaptığı yüzlerce konuşma ve seminerde, genç kadınları sürekli olarak en yüksek eğitimi almaları ve evlenmemeleri, en azından geç evlenmeleri konusunda cesaretlendirdi.
Uçmak onun tüm tutkusuydu. Bu pahalı tutkusunu finanse edebilmek için panayırlarda sosis satmaktan telefon operatörlüğüne değin her işi yaptı. Boston’da sosyal yardımcı olarak göçmen çocuklarına baktığı dönemde bile, boş zamanının tümü havaalanında geçiyordu.
1935’te Hawaii’den Amerika’ya uçtuktan sonra, Ekvator’dan dünyayı dolaşmak dışında bir güzergâh da kalmamıştı. Son yolculuğundan önce eşi George Palmer Putnam’a yazdığı son mektubunda “Tehlikelerin ayırdında olduğumu bil lütfen! Yapmak istiyorum; çünkü erkeklerin denediği gibi kadınların da denemesi gerekiyor” diyordu.
1937’de işe koyuldu. Yardımcısı Fred Noonan ile birlikte yola çıktı. Son uçuşunu yaptığı Lockhed A-10E tipi uçağının adı Electra’ydı. Törenlerle başlayan büyük yolculukta uçaktan en son haber Yeni Gine ve Hawaii arasında bir bölgeden geldi. 35 bin 4 yüz kilometre yol giden Earhart, uçakta yakıtın tehlikeli bir biçimde azaldığını bildiriyordu.
Bir süre sonra da uçakla kule arasındaki ilişki kesildi. Uçak, tam olarak bilinmeyen bir bölgede iki mürettebatıyla birlikte kaybolmuştu.
Üç yıl sonra İngiliz askerleri ıssız Nikmarro Adası’nda insan kemikleriyle karşılaştılar. O yıllarda bu kemiklerin bir erkeğe ait olduğu sanıldı. En son teknolojiyle geçtiğimiz yıllarda yapılan araştırmalarda ise kemiklerin, boyu 1.73 cm. olan bir kadına ait olduğu tespit edildi. Bu da Earhart’ın ölçülerine uyuyordu.
Kimi bilim adamlarıysa bu gelişmeye kuşkuyla yaklaştılar. Uçağın kadın pilotunun cesedinin bulunduğu iddia edilen adada uçaktan da parçaların olması gerektiğini öne sürdüler. Tek bilinen gerçek ise, Ameila Earhart’ın ideallerine ulaşmak adına yaşamını yitirdiği.