DİN VE EDEBİYAT
1. Edebiyat kavramının tanımını yapınız.
Cevap: Bir kavram olarak dilimizde Tanzimat sonrasında
kullanılmaya başlayan edebiyat, insana ait bir duyguyu,
düşünceyi, hayali, yorumları, tutumları, gözlemleri dilin
imkânlarıyla en güzel şekilde anlatma sanatıdır. Diğer bir
ifadeyle edebiyat, duygu, düşünce veya hayallerin
heyecan, hayranlık ve estetik zevk uyandıracak şekilde
ifade edilmesidir
2. Alman düşünürü Hegel’e göre güzel sanatlar kaça
ayrılmaktadır?
Cevap: Hegel, güzel sanatları, plastik, fonetik ve söz
sanatı olmak üzere üç guruba ayırır. Plastik sanatlar,
heykel ve dekoratif sanatlar, mimari ve resimdir. Fonetik
sanat, mûsikî; söz sanatı ise, edebiyattır.
3. Beş temel sanattan birisi olan edebiyatın insanı
mukaddes duygu, ortak şuur ve vicdan etrafında
birleştiren ve ona ahlâkî açıdan yön veren dinle bir ilişkisi
var mıdır? Eğer var ise, bunun mahiyeti nedir?
Cevap: Her şeyden önce şunu ifade etmek gerekir: Güzel
sanatların başlangıcı hakkında araştırmalar yapan ilim
adamları ve estetik zevkin ortaya çıkışını ve gelişimini
araştıran uzmanlar, mûsikînin, raksın, şiir ve edebiyatın
menşeinin din olduğu kanaatine sahiptirler. Diğer bir
ifadeyle sanatın ilk örnekleri ayinlerde ortaya çıkmıştır.
Şiirin de ilk örnekleri bu ayinlerde söylenmiştir. En
azından Türk şiirinin, Şeylân, Sığır ve Yuğ adlarıyla
bilinen ayinlerde söylenerek geliştiğini bilmekteyiz.
Dolayısıyla buralarda söylenen yahut okunan şiirler de
dinî içeriğe sahiptir.
4. Şaman olarak bilinen din adamının edebiyat açısından
önemi nedir?
Cevap: Dinî ayini idare eden şaman, bu görevinin
yanında, şifacı, büyücü, mûsikîşinâs, rakkas ve şairdir.
Toplumun en önemli aktörü olan şaman, söylediği şiirlerle
sözlü kültüre, sanata ve edebiyata hayat vermiştir. Bu
dönemde Kam, Oyun, Bahşı ve Ozan gibi isimlerle anılan
şair toplumsal hadiseleri destân şeklinde şiire
dönüştürmenin yanında, ölenlerin arkasından sagu, lirik
duyguları ifade eden koşuk ve hikmete ilişkin savlar
söylemiştir.
5. Türklerin İslam’a girdikten sonra doğrudan doğruya
dinî kaynaktan beslenen edebî eserlerin iki koldan gelişim
göstermiştir. Bu iki kol nelerdir?
Cevap:
• Dinî metinleri açıklamayı ve öğretmeyi
amaçlayan edebî eserler.
• Dinî duyguyu ve tecrübeyi aktaran edebî eserler.
6. İslâmlaşma sonrası edebî eserler bir bütün olarak
değerlendirildiğinde şu görülecektir: İçine girilen yeni
hayatta edebiyat dinden; dinî kültür ve düşünce de
edebiyattan etkilenmiştir. Bu durum ne zaman zayıflamaya
başlamıştır? Açıklayınız.
Cevap: Bu edebî anlayış Tanzimat dönemine kadar devam
etmiştir. Tanzimat, Fransız aydınlanmasının etkisiyle
dünyevî (seküler) algıyı ön plana çıkardığından bu
dönemde din ve edebiyat ilişkisi etrafında tartışmalar
olmuştur.
TÜRK-İSLÂM EDEBİYATI
7. Türk Edebiyatı, tarihi sosyal değişmeye göre hangi
aşamalarda ele alınıp incelenmektedir?
Cevap:
• İslâm Öncesi Türk Edebiyatı
• İslâm Kültürü Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
• Batı Kültürü Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
8. İslâm Öncesi Türk Edebiyatının özellikleri nelerdir?
Cevap: İslâm Öncesi Türk Edebiyatı, başlangıçtan
İslâm’ın kabul edildiği zamana kadar sürer. Yazılı
metinleri itibariyle miladi VIII. yüzyıldan itibaren
başlayan bu edebiyat, sözlü kültür içerisinde daha eskilere
dayanır. Bu dönem, dil, ifade, duyuş ve zevk itibariyle
millî edebiyat dönemi olarak nitelendirilir. Çünkü daha
çok göçebe bir toplum özelliğine sahip olunması
sebebiyle, başka toplumların ve kültürlerin etkisinden
uzak kalınmıştır.
9. İslâm Öncesi Türk Edebiyatı yazılı ve sözlü olarak
gelişmiştir. Yazılı edebiyatın iki önemli kolu vardır. Bu
kollar hangileridir?
Cevap: Köktürk (Göktürk) dönemi ve Uygur dönemi.
10. Yazılı edebiyat açısından Köktürk Dönemini
açıklayınız.
Cevap: Köktürkler, yazılı edebiyatı bulunan ilk devlettir.
Bu dönemden geriye kalan en önemli eser, VIII. yüzyılın
ilk yarısında dikilen Orhon Abideleri( Orhon Kitabeleri,
Orhon Yazıtları)’dir. Miladi VIII. Yüzyılda Kül Tigin,
Bilge Kağan ve Tonyukuk adına dikilmiş olan bu abideler,
dil, tarih ve edebiyat değeri bakımından önemlidir.
11. Yazılı edebiyatın ikinci kolu olan Uygur Dönemini
açıklayınız.
Cevap: İslâm Öncesi Türk Edebiyatı’nın ikinci kolu,
Uygur dönemidir. Elimizde bu döneme ait zengin
malzeme vardır. Çince, Sanskritçe, Toharca, Sogdca ve
Tibetçe’den çevrilen dinî metinlere rastlanmaktadır.
Uygurlar, Mani ve Buda dinlerine girmişler ve bu
kültürlerin etkisiyle eser vermişlerdir. Daha çok
Budizm’in etkisiyle, dinî, ahlâkî ve hamâsî eserler
yazılmıştır.
12. İslâm Öncesi Türk Edebiyatı’nın ilk sözlü edebî
ürünleri nelerdir?
Cevap:
• destanlar
• sagular
• koşuklar
• savlar
13. Türk destanlarından en önemlilerini yazınız?
Cevap:
• Yaratılış
• Alp Er Tunga
• Oğuz Kağan
• Bozkurt
• Ergenekon
• Türeyiş
• Göç
14. Arap yarımadasının çeşitli yörelerinde kurulan Ukaz
gibi panayırlarda şiir yarışmaları yapılmıştır. Buralarda
eleştiri süzgecinden geçirilerek seçilmiş şiirler tomarlara
yazılarak Kâbe’nin duvarına asılmıştır. Kâbe duvarına
asılan bu tür şiirlere verilen ad nedir?
Cevap: Muallakât
15. Türkİslâm Edebiyatı’nın tanımı nedir?
Cevap: İslam kültürel alanda büyük değişmeler yapmış,
dili ve edebiyatı geliştirmiştir. Türkİslâm Edebiyatı, her
şeyden önce bu yeni edebiyatın adıdır. Diğer bir ifadeyle
bu terim, hem Müslüman hem de Türk olan şair ve yazarın
ortaya koyduğu edebî etkinlikleri ifade eder.
16. Kronolojik olarak Türkİslam edebiyatının gelişimi
hangi dönemleri kapsamaktadır? Açıklayınız.
Cevap: Kronolojik olarak Karahanlılar döneminde ilk
ürünlerini veren bu edebiyat, Selçuklular döneminde
gelişmiş ve Osmanlı döneminde klasikleşmiştir. Bu tarihi
seyir, edebî eserin özünde herhangi bir değişikliğe
sebebiyet vermez. Çünkü bu üç dönemde de sanatkâr,
İslâm ilimlerinin ve düşüncesinin imkânlarından yola
çıkarak eserini yazmıştır.
17. Batı Kültürü Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatının
tanımı nedir?
Cevap: Batı’da gelişen maddeci görüşlere dayalı felsefe
okullar, bilim ve sanat anlayışları, din tasavvurları ve
algıları zaman içinde Türk aydınını etkisi altına almıştır.
Bu etki, doğal olarak zihni değişmi beraberinde
getirmiştir. Böylece seküler (dünyevî) konuların ağırlıklı
varlığını gösterdiği yeni bir sanat anlayışı gelişmeye
başlamıştır. Bu yeni anlayış içinde gelişen edebiyat, Batı
Kültürü Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı olarak
nitelendirilmektedir.
18. Batı Kültürü Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatının
kollarını nelerdir?
Cevap:
• Devam eden klasik edebiyat
• Yeni edebiyat
19. Devam eden klasik edebiyat nedir?
Cevap: Kasideleri, gazelleri, mesnevileri, manzum ve
mensur eserleriyle kendine özgü bir dünya anlayışını
aksettiren ve klasikleşen İslâm Kültürü Etkisinde Gelişen
Türk Edebiyatı, bu dönemde de varlığını korumuştur.
Kullanılagelen biçim, form ve zihniyetle eserler telif eden
şair ve yazarların var olduğu bir gerçektir. Hatta bu
şairlerin bir araya gelerek Encümen-i Şuarâ adıyla bir
topluluk oluşturdukları da bilinmektedir.
20. Yeni Edebiyat nedir?
Cevap: Yeni edebiyat, klasik edebiyatın aksine, daha çok
nesre dayanan, tiyatro, hikâye, makale, fıkra gibi yeni
edebî türlerle birlikte, dindışı temalara öncelik veren bir
sanat anlayışını ifade eder. Bu edebiyat, eskiye ait
unsurların bir kısmını tasfiye eden, yaşatmak zorunda
olduğu unsurları ise yaşanan sosyal ve kültürel değişmenin
gerektirdiği dil, tema ve form yapısı ile kaynaştıran bir
edebiyattır. Bu sebepledir ki, her ne kadar yeni türlere, dil,
tema ve forma sahip olsa da içinde eski olarak
nitelendirdiği kültürden izler de taşır. Dolayısıylabu
dönem de ve daha sonraki dönemler de Türk-İslâm
Edebiyatı içinde ele alınıp incelenmesi mümkün olan
eserlere sahiptir. Şu halde Türk-İslâm Edebiyatı,
Karahanlılar döneminden başlayan ve devam eden bir
edebiyattır.
21. Türk-İslâm Edebiyatı içinde yazılan eserler hangi
guruplarda ele alınmaktadır?
Cevap:
• Dinî-tasavvufi bilgiyi, duyguyu ve düşünceyi
öğretmek amacıyla yazılan eserler
• Dinî-tasavvufi verilerden yararlanan edebî eserler
22. Dinî-tasavvufi bilgiyi, duyguyu ve düşünceyi öğretmek
amacıyla yazılan eserleri kaç gruba ayrılmaktadır?
Açıklayarak yazınız.
Cevap:
• Okuyucuda edebî bir zevk ve heyecan oluşturan
eserler: Bu eserler, dinî- tasavvufi bilgiyi,
duyguyu ve düşünceyi estetik kaygılarla sunan
eserlerdir. Bu eserlere örnek olarak, hilyeler,
mevlidler, na’tlar, münacat ve tevhidler gibi dinî-
edebî türlerin yanında hikemî tarzda yazılan
şiirleri de gösterebiliriz.
• Okuyucuda edebî bir zevk ve heyecan
oluşturmaktan ziyade doğrudan doğruya öğretici
olan eserler: Bu eserleri didaktik edebî eserler
olarak nitelendirmek mümkündür. Bu türden
eserlerde temel amaç öğretmektir. Dolayısıyla
estetik kaygı ikinci planda yer alır. Bu tür
eserlere örnek olarak, menâsik-i hac, ilmihal
kitapları, tarîkat-nâmeler ve bazı tasavvufi
mesnevileri gösterebiliriz.
23. Dinî-tasavvufi verilerden yararlanan edebî eserler
nelerdir? Açıklayınız.
Cevap: Bu guruba giren eserler, dinî-tasavvufi
kaynaklardan, bilgi ve tecrübeden yararlanan ve bunları
söz ve mana sanatları içinde değerlendiren eserlerdir.
Bunlar, eskilerin garâmî diye nitelendirdikleri lirik
eserlerdir. Temel ilkesi. Dolayısıyla bir mesaj taşıma
niyetinde değildir. Bu türden eserler, dil varlığını, bakış
açısını ve kavrayışı geliştirmeleri bakımından önemlidir.
24. Türkİslâm Edebiyatında bilgiye dayalı eserler
nelerdir?
Cevap: Kur’an tercümeleri, Hadis tercüme ve şerhleri,
Siyer-i Nebiler, Mirâciye, Menâsik-i Hac ve Akâidnâme
gibi türlerde görüldüğü gibi, doğrudan doğruya İslâmi
ilimlerle alakalı edebî eserlerdir.
25. Türk-İslâm Edebiyatı içerisindeki edebî eserlerin
bilimlerle ilişkileri hangi açılardan izah edilmektedir?
Cevap:
• Sanatkâr, dönemin ilimlerini, edebî form
içerisinde manzum ve mensur telif etmiştir.
• Sanatkâr, dönemin ilim ve bilim anlayışından
yararlanmış ve bunların kavramlarını estetik
değere dönüştürerek kullanmıştır.
26. Dinî-edebî türler olarak bilinen, Türk-İslâm
Edebiyatı’nın metinleri nelerdir?
Cevap: satır arası veya manzum Kur’an tercümeleri, Kırk
Hadis, Hilye-i Şerîf, manzum ilmihal, akaidnâme, Kâbenâme,
Siyer-i Nebî, Tasavvufnâme ve pendnâme gibi
doğrudan doğruya dinî, ahlâkî ve tasavvufî konuları ele
almaktadır. Bunlardan başka, cenknâme, sihhatnâme ve
kıyâfetnâme gibi tarih, sağlık ve ilm-i kıyâfet konularını
anlatan eserler de yazılmıştır.
27. İslâmlaşma nedir?
Cevap: Türkçede İslâmlaşmak, İslâmiyet’i benimsemek,
Müslüman olmak, İslâmiyet’e yönelmek, İslâmî mahiyet
kazanmak gibi anlamlara gelir. Sosyolojik bir terim olan
İslâmlaşma ise, bireyin yahut toplumun İslâm diniyle
tanışması ve bu dinin esaslarını benimsemesi anlamında
kullanılan bir kavramdır.
28. Türk-İslâm Edebiyatının, Türkler arasında İslâm’ın
yayılmasında ve benimsemesi bağlamında hangi türden
eserler verilmiştir?
Cevap: Bu soru dikkate alınarak Türk-İslâm Edebiyatının
eserlerini dört bölümde ele almak mümkündür.
• İslâm inancının, düşüncesinin ve değerlerinin
anlaşılmasını ve öğrenilmesini sağlayan eserler.
• İslâm inancını, düşüncesini ve değerlerini yayma
(tebliğ) niyetiyle yazılan eserler.
• Sadece sanatı önceleyen, ancak kullandığı dil,
sembol ve mazmunlarla İslâm dinine ilginin
oluşmasını sağlayan eserler.
• Herhangi bir dinî sembol ve mazmundan
yararlanmayan, sadece estetik değerleri öne
çıkartan eserler.
29. Hoca Ahmed Yesevi kimdir? Hikmet diye adlandırılan
eser/ler nelerdir?
Cevap: Dinî-tasavvufî edebiyatın ilk temsilcisidir. Hoca
Ahmet Yesevî’nin hikmet adını verdiği şiirleri, dinî ve
tasavvuf yolunu öğretmeyi amaçlayan manzumelerdir.
Bununla birlikte hikmetler, ata diye nitelendirilen dervişler
ve âşıklar tarafından kopuz eşliğinde ilâhî olarak
okunmuştur. Musikîyle şiirin birleşmesi, atanın şamanı
andırması bu kültüre aşina olan halkı etkilemiş ve onların
Müslümanlığı benimsemesini sağlamıştır. Belki bu
özelliği dolayısıyla hikmetler, dinî düşünceyi ve inancı
yayma niyetinde olan edebî eserler olarak
nitelendirilebilir.
30. İslâm inancının, düşüncesinin ve değerlerinin
anlaşılmasını ve öğrenilmesini sağlayan, dinî-tasavvufi
düşünceyi geliştiren ve halk irfânını besleyen başlıca
eserler hangileridir?
Cevap: sözlü ve yazılı edebiyat içerisinde gelişen ve halk
irfanını besleyen Dede Kokut Hikâyeleri, Hz. Ali
Cenknâmeleri, Hamzanâmeler, Battal-nâmeler,
Fütüvvetnâmeler, Menâkıbnâmeler, Sohbetnâmeler ve
gaza fikrini oluşturan bazı gazavatnâmeler de İslâm ahlak
ve değerlerini aktaran eserlerdir. MevlânâCelâleddin-i
Rûmî (ö. 1273)’nin Mesnevi’si, Âşık Paşa(ö.1333 )’nın
Garibnâme’si, Süleyman Çelebi (ö. 1422)’nin Vesiletü’nnecat’ı,
Yazıcızâde Muhammed Bîcân (ö.1451)’ın
Muhammediye’si ve Eşrefoğlu Rûmî (ö. 1484)’nin
Müzekki’n-Nufûs’u gibi eserler, dinî-tasavvufi düşünceyi
geliştiren ve halk irfânını besleyen eserlerdir.
31. Sanatı öncelemekle birlikte kullandığı dil, sembol ve
mazmunlarla İslâm dinine ilginin oluşmasına vesile olan
başlıca eserler hangileridir?
Cevap: Leylâ vü Mecnûn, Mantıku’t-Tayr, Gül ü Bülbül,
Şem ü Pervâne, Bülbülnâme ve Hüsn ü Aşk gibi eserler;
sanat ve estetik özellikleri öne çıkan eserlerdir. Bu
eserlerde ele alınan konu, tasavvuf düşüncesinin aşk ve
güzellik anlayışından; sabır, yalnızlık, çile ve gaye gibi
idealizmi besleyen fikirlerinden yararlanılarak oluşturulan
alegorik sembollerle sunulmuştur. Türk-İslâm
Edebiyatının en seçkin eserleri olan bu türden aşk
mesnevileri, İslâm sanatına ve dolayısıyla İslâm
düşüncesine ilginin oluşmasını sağlamıştır. Bunlardan
başka Hayriye gibi, sanat ve estetik yönü hikmetle
buluşturan öğretici eserlerin de bu ilgiyi geliştirdiği
söylenebilir.