Mobil İşletim Sistemleri

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Mobil İşletim Sistemleri
« : 24 Şubat 2018, 09:41:07 »
Cep telefonları, tablet bilgisayarlar, saat ve PDA’ lar gibi taşınabilir cihazlar günümüzün
vazgeçilmez mobil iletişim araçları arasında yer almaktadır. Bu tür cihazlardaki kamera,
sesli arama, mesajlaşma servisi gibi daha birçok hizmeti ve uygulamayı çalıştırmak için
mobil işletim sistemleri geliştirilmiştir. Mobil işletim sisteminin tasarımı ve özellikleri
masaüstü makineler üzerinde çalışan genel amaçlı bir işletim sisteminden daha farklıdır.

Mobil cihazların ekran boyutu, bellek, işlemci kapasitesi, pil ömrü, bilgi işlem ve iletişim
kabiliyetindeki sınırlılıklar gibi gerek fiziksel gerekse işlevsel kısıtları mevcuttur. Bu nedenle,
günümüzde destekledikleri özelliklere bağlı olarak farklı mobil işletim sistemleri
geliştirilmiştir. Örneğin bir PDA işletim sistemi akıllı bir telefonunkinden farklıdır.
Geçmişten günümüze mobil işletim sistemi mimarisi de basitten karmaşığa doğru evrilen
bir süreç izlemiş ve özellikle son 10 yıllık dönemde mobil işletim sistemi tasarımı üç
fazlı bir gelişim yaşamıştır: PC tabanlı bir işletim sisteminden, gömülü işletim sistemine
ve ardından bugünkü akıllı telefon odaklı işletim sistemine dönüşüm. Pek doğaldır ki,
donanım, yazılım ve internet teknolojilerindeki yenilikler söz konusu değişimlerin ana
etkenleridir. Donanım sanayi mobil araçları tasarlamak için ilk olarak mikroişlemcileri ve
çevre birimlerinin boyutlarını azaltarak işe başladı. Başlarda yeterince küçük ve aynı zamanda
yüksek işlemci yeteneği özelliklerine sahip bir cihazı geliştirmek mümkün olamadı.

Piyasada ya PC büyüklüğünde bir dizüstü bilgisayar ya da telefon büyüklüğünde ama
daha yavaş çalışan bir PDA bulabiliyorduk. PDA’ lar için geliştirilmiş mobil işletim sistemlerinde
de genelde çoklu görev yönetim özelliği veya üç boyutlu grafik desteği yoktu. Ayrıca
ilk işletim sistemlerinde bugün rutin olarak kullandığımız termometre, görüntünün
dönmesi, dokunmatik ekran gibi algılayıcılar (sensörler) da mevcut değildi. Yazılım boyutunda
süreci incelediğimizde de benzer bir gelişim gözlenebilir. Özellikle taşınabilir dizüstü
bilgisayar gibi cihazlarda yazılım, kullanıcı verimliliği (klavye, fare girişi/kullanımı vb.)
üzerine odaklanmıştır. Adından da anlaşılacağı gibi kişisel veri yardımcısı yazılımların
sunduğu gibi kullanıcıya kişi bilgileri, e-posta ve benzeri kişisel verileri yönetme imkânı
veren yazılımların ilk başlarda işletim sistemlerinde önceliği yoktu. Zamanla kullanıcının
bir mobil cihazdan beklentileri doğrultusunda bu ve benzeri yazılımların mobil işletim
sistemlerine entegrasyonu başlamıştır. İnternetin gelişimi de dönüşüm ihtiyacını ortaya
koymaktadır. Özellikle Web 2.0’ dan sonra ağ inanılmaz bir bilgi kirliliğine dönüşmüştür.

Ağda kullanıcının arama, düzenleme ve veri madenciliği yapmasını bekleyen milyonlarca
bilgi yığını depolanmıştır. Öte yandan artık kullanıcı interneti sadece bir şeyleri arama
mecrası olarak değil yaşam alanı olarak kullanmaya başlamıştır. Dolayısıyla kişi tüketici
formdan çıkmış ve üre-tüketici (proconsumer) forma evrilmiştir. Her geçen gün ağa katılan
insan sayısı fazlalaşmakta, sosyal etkileşimler artmakta ve ağdaki bilgi birikimi de
internet uygulamalarının gelişmesiyle kullanıcı merkezli üretime dönüşmektedir. Bunlara
ilaveten, internetin bulut bilişim hizmetiyle artık kullanıcıların yazılım arama ve depolama
derdi kalmamıştır. Bulut bilişim hizmeti sahip olduğumuz tüm uygulama, program ve
verilerimizi sanal bir sunucuda yani “bulutta” saklanması ve internete bağlı olduğumuz
herhangi bir ortamda cihazlarımız aracılığıyla (bilgisayar, telefon, tablet vb.) bu bilgilere,
verilere, programlara kolayca ulaşım sağladığımız hizmetler bütününe verilen isimdir.

Aslında günlük hayatta bulut bilişimi birçoğumuz kullanıyoruz. Örneğin, sosyal ağlardaki
(Facebook, Twitter) birçok veri (yüklediğiniz fotoğraf, coğrafi koordinatlar, video, müzik,
belge vs. ) o sitelerin kendi bulutlarında depolanmaktadır. Verilerin bu şekilde depolanması,
beraberinde kesintisiz gözetlenme konusunu gündeme getirmiştir. Özetle, yukarıda
saymaya çalıştığımız donanım, yazılım ve internet dolayımlı bu ve benzeri gelişmeler, mobil
işletim sistemlerinin; kendi kendine yeten, açık ve erişilebilir sistemlere dönüşmesine
neden olmuştur.

Mobil piyasasında farklı işletim sistemlerinin ve uygulama geliştirme platformlarının
varlığı, teknoloji piyasasında farklı dengelerin, çözümlerin ve aktörlerin doğmasına sebep
olmuştur. Mobil işletim sistemleri çok çeşitlilik gösterse de bazıları kullanıcı ihtiyaçlarını
karşılayamadığından çoktan kullanıcılar tarafından terkedilmeye başlanmıştır.

Bugün popüler olarak kullanılan mobil işletim sistemleri arasında;
Google’ dan Android, Apple’ dan iOS, RIM’ den BlackBerry OS, Symbian Vakfı’ nın geliştirdiği Symbian, Palm’ ın Web OS’ u, Microsoft’ un Windows Mobile’ ı sayılabilir.

Bugün akıllı telefonlara tam teşekküllü bir bilgisayarın birçok özelliği eklenmiş durumda.
Bunların arasında yüksek hızlı işlemciler, geniş depolama alanı, çoklu görev,
yüksek çözünürlüklü ekranlar ve kameralar, çok amaçlı iletişim donanımı gibi birçok özellik sayılabilir.

Tüm bu sistemlerde bir menü ve uygulama alanı bulunur. Ekranın en üst kısmında, aynı masaüstü işletim sistemlerinin görev çubuğunda olduğu gibi bir bildirim alanı yer alır. Bu alanda ağa bağlanma durumu (Wi-Fi), pil durumu, servis sağlayıcı, saat, tarih gibi bilgiler mevcuttur. Bekleme
alanı adı verilen geniş bölümde uygulamalar ekrana yayılmış şekildedir. Dokunmatik
ekran sayesinde kullanıcı sağa sola kaydırma hareketleriyle söz konusu uygulamaların
simgelerine erişebilir.

Mobil işletim sistemi işlevlerinin birçoğunu ünitenin başında genel işletim sisteminin
görevleri konusunda belirtmiştik. Ancak burada farklı özellikleri de ekleyerek genel hatlarıyla
bir mobil işletim sisteminin işlevlerini açıklamakta fayda var:

 • Çoklu Görev: Bu özellik mobil cihazda aynı anda açılan programların işletim sistemi
tarafından aynı zamanda çalıştırılmasını sağlar. Bir diğer deyişle, başka uygulamalar
kullandığınız ya da cihazı kullanmadığınız sırada arka planda belirli görevler gerçekleştirilebilir.
Bu sayede, uygulamalar arasında hızla geçiş yapabilir ve uygulamaları
açtığınızda veya geri döndüğünüzde güncellenen içerikleri görüntüleyebilirsiniz.

Zaman Uyumlama/Paylaşımı İşlevi (İşlem ve Süreç Yönetimi): İşletim sistemi, uygulama
programlarının belirli bir sıra ve sürede çalıştırılmasını planlar. Tıpkı bir
zaman çizelgesi gibi programların önceliklerini belirler ve yönetir.

Bellek Ayırma ve Yönetimi: İşletim sistemi, mobil cihazın belleğinin hangi bölümlerinin
kullanımda olduğunu ve hangi alanların kullanılmadığını takip etme, sü-
reçlere bellek tahsis etme, tahsis edilen belleği geri alma ve bellek ile sabit disk
arasındaki değişim işlemlerini yerine getirmekle sorumludur.

Dosya Sistemi: Dosya daha önce de belirtildiği gibi verilerin toplandığı birimlerdir.
Sanal olarak cihaz, bütün verileri dosya olarak saklar ve dolayısıyla farklı birçok
dosya tipi içerir: Program dosyaları, resim, metin dosyaları gibi. İşletim sistemi
dosyaları organize etme ve yönetme işlevini de üstlenmiştir. Dosya sistemi olarak
isimlendirilen bir arayüz ile işletim sistemi dosyaların içindeki bilgileri düzenler.

Giriş/Çıkış Birimleri Yönetimi: İşletim sistemi cihazın giriş ve çıkış birimlerini de
yönetir. Kullanıcıdan mobil cihaza ham verinin gönderilmesini sağlayan birime
giriş birimi (mikrofon, optik kalem, tuş takımı vb.), mobil cihazdan işlenmiş olan
veriyi kullanıcıya iletilmesini sağlayan birime ise çıkış birimi (kulaklık, yazıcı vb.)
adı verilir. Mobil cihazlarda ayrıca kamera, dokunmatik ekran gibi hem giriş hem
de çıkış birim elemanları mevcuttur. Cihaz ilk açıldığında işletim sistemi bu birimleri
tanır ve yönetir.

Koruma ve Güvenlik: Mobil işletim sistemleri güvenlik açısından masaüstü tabanlı
işletim sistemlerinden daha ileri düzeydedir. Yalnız bu durum güvenlik açığının
olmadığı anlamına gelmemelidir. Mobil işletim sistemi bazıları uygulamaların kullanacağı
izinleri, kullanıcıya bırakmış durumdadır. Öte yandan, her mobil cihaz
kullanıcısı, söz konusu izinler ve kötü yazılımlar konusunda yeterince bilgili olamayabilir.
Dolayısıyla aslında kötü bir yazılım kullanıcıdan izin istediğinde bilinç-
sizce izni uygulamaya verebilir. Ticari işletim sistemleri bu izinleri zaten kullanıcı-
ya sunmadığı için kullanıcı böyle bir problemle karşılaşmaz. Ayrıca mobil işletim
sistemleri veri güvenliği fonksiyonunu da üstlenmiştir. Veri kayıplarını önlemek
amacıyla işletim sisteminde şifreleme özelliği vardır.

Çoklu Ortam Özellikleri: Mobil cihazlar farklı ses, video ve görüntü formatlarını destekler
ve medya kütüphaneleri içerebilir. İşletim sistemi bu sistemleri de çalıştırır ve
yönetir. Örneğin iOS işletim sistemindeki “Siri” adı verilen dikte özelliği işletim sisteminin
yönettiği bir uygulamadır. Siri, sesi metne çeviren bir uygulamadır. Bu sayede
kullanıcı ses komutuyla yazı yazabilir, mesaj gönderebilir ve arama yapabilir.

Son yıllarda teknoloji pazarında en sıkı rekabet mobil alanda ve özellikle cep telefonunda
yaşanmaktadır. Bu kıyasıya rekabet özellikle Apple’ ın geliştirdiği iOS ve Google’
un ürünü Android işletim sistemleri arasında görülmektedir.

Bu iki işletim sistemi de Linux tabanlı ve hem cep telefonları hem de tablet bilgisayarlar
da çalışabilen formdadır. Aralarındaki en önemli fark iOS’ un kapalı bir ekosistem yani
güvenli ve virüsün olmadığı bir ortam oluşturma özelliğine sahip olmasıdır. Öte yandan,
Android her ne kadar açık bir sistematikle çalışsa da her geçen gün güvenlik, hız gibi
nedenlerle kapalı bir ekosisteme doğru bir dönüşüm yaşamaktadır. Bugün masaüstü işletim
sistemlerinden daha yaygın ve kronik hale gelen mobil işletim sistemleri arasında bir
tercih yaparken birçok faktörü dikkatte almak gerekebilir. Bunlar kullanıcıdan kullanıcıya
değişim göstermesine karşın, kullanım kolaylığı ve arayüz, performans, uygulamalar, sı-
nırlamalar ve esneklik, erişebilirlik, güncellemeler bu özelliklerden bir kaçı. Örneğin mobil
cihazlara yazılımlar (uygulamalar) internetten üzerinden indirilmektedir. Kullanıcı bu
uygulamaları iOS işletim sisteminde yalnız Apple mağazasına giderek ücretli veya ücretsiz
olarak temin edebilirken, Android sistemlerde hem Android Market hem de alternatif
mağaza uygulamalarıyla bu ürünlere erişmeniz mümkün. Android’ in alternatif mağaza
uygulamasıyla müşteriyi kısıtlamaması iOS’ a göre esneklik özelliğini ön plana çıkarırken,
aynı zamanda ciddi bir güvenlik problemine de işaret etmektedir, çünkü Android Market
dışından yazılımlar alan kullanıcı, az önce belirttiğimiz gibi zararlı yazılımları da beraberinde
mobil cihazına kurabilir.

iOS’ un 2010-2012 yılları arasında artan kullanım trendi, 2012’ den sonra düşüşe geçerken,
Android’ in bu süreçteki hızlı ivmelenmesi oldukça dikkat çekicidir. Diğer taraftan
masaüstünde ikinci sırada yer alan Apple, mobil işletim sistemlerinde bu arayı tamamen
kapatmış ve pazar payının bugün dahi yarısını elinde tutmaktadır. Bakalım yakın
gelecekte liderlik kimin elinde olacak?