Ahmet bayram ziyareti için halasının evine gitti ve kapıyı çaldı.
Fatma hala kapıyı açınca çığlık attı:
Hala: Ahmet! Hoş geldin, hoş geldin Ahmet, gir, gir canım oğlum!
Amcan Ali içeride. Ne güzel bir sürpriz!
Ali, kim geldi biliyor musun?
Ali Amca: Hoş geldin Ahmet.
Ahmet: Hoş bulduk. Hayırlı bayramlar, bayramınız kutlu olsun.
Hala: Bayramın kutlu olsun canım, sen neredesin, bir yıl geçti ve seni görmedik.
Ahmet: Eğitim için Kanada’ya gittim halacığım, mübarek kurban bayramı münasebetiyle geçen hafta döndüm.
Hala: Şükürler olsun sağ salim döndün oğlum.
Ahmet: Allah sana da sağlık versin halacığım, nasılsın? Sağlığın nasıl?
Ali amca sen nasılsın?
Hala: Çok şükür. Biz iyiyiz, sağlığımız iyi. Bayram dolayısıyla baklava yaptım.
Çay mutfakta hazır. Sana baklavayla birlikte çay koyayım mı?
Ahmet: Hayır, çay koyma, ama baklava yerim, uzun zamandan beri yemedim.
Hala: Bundan şüphem yok!
Hala baklavadan bir tabak getirdi ve Ahmet’in önüne koydu.
Ahmet baklavadan bir parça yedi ve şöyle dedi:
Ahmet: Eline sağlık halacığım. Baklava çok lezzetli.
Hala: Afiyet olsun! Leyla ile birlikte evde yaptım.
Ahmet: Leyla nerede?
Hala: Babalarının kabrini ziyaret etmek için kardeşi Mustafa’yla mezarlığa
gitti.
Ahmet: Allah rahmet eylesin. Ben mezarlığa arefe günü gittim.
Amca sen mezarlığa gitmedin mi?
Ali Amca: Ben bayram namazını kıldıktan sonra gittim oğlum.
Allah tüm ölülerimize rahmet etsin