70’li yılların sonuna kadar bilgisayarlarla etkileşim
hâlinde olanlar çoğunlukla teknoloji profesyonelleri
veya bu konuya özel ilgi duyan bireyler olmuştur.
Kişisel bilgisayarların ortaya çıkışıyla birlikte bu durum
değişmeye başlamış; dünyadaki herkes potansiyel b
ilgisayar kullanıcısı hâline gelmiştir.
Buna paralel bir şekilde, bir çalışma alanı olarak
insan bilgisayar etkileşimi, 80’li yılların başında
ortaya çıkarak 90’lı yıllarda yaygınlaşmıştır.
İnsan bilgisayar etkileşimi, insanların bilgisayarlarla
nasıl etkileşim içerisine girdiklerini inceleyen disiplinler
arası bir alandır. Psikoloji, bilişsel bilimler,
bilgisayar teknolojileri, yazılım mühendisliği,
ergonomi, grafik tasarımı, endüstriyel tasarım,
sosyoloji, antropoloji ve eğitim bilimleri gibi alanlarla ilişkilidir.
Etkileşimli teknolojilerin tasarlanması, değerlendirilmesi ve
uygulanmasını içerir. İnsan ve bilgisayar etkileşimi,
arayüzler aracılığı ile gerçekleşmektedir.
İnsan bilgisayar etkileşimi için geliştirilen sistemleri amacı bilgisayarı
daha hızlı ve insana daha doğal gelecek yollarla kullanılabilir hâle getirmektir.
Kullanılabilirlik, bir ürünün belirli
kullanıcılar tarafından belirli amaçlarla etkili, verimli ve belirli bir
kullanım çerçevesinde memnuniyetle kullanılabilme derecesi olarak
tanımlanabilir.
İnsan bilgisayar etkileşiminin odak noktası kullanılabilirliktir.
Kullanılabilirlik değerlendirmelerinde verimlilik,
etkililik ve kullanıcı memnuniyetleri ölçülmekte;
bu değerlendirmeler tasarım sürecini şekillendirmektedir.
Buradaki amaç, tasarlanan arayüzlerin kolay öğrenilebilir ve kolay
kullanılabilir olması; başka bir ifadeyle kullanıcı dostu tasarımların
gerçekleştirilmesidir.
İnsan bilgisayar etkileşimine verilebilecek en çarpıcı örneklerden
biri bir bilim insanı olan ve 21 yaşında ALS hastalığına
yakalanan Stephen Hawking’dir.
Motor nöronların zamanla yüzde seksenini öldürerek sinir sistemini
felç eden ancak beynin zihinsel faaliyetlerine dokunmayan
bu hastalık, Hawking’i tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkûm etmiştir. Sadece sağ yanak kaslarından birini kullanabilmekte olan Hawking’in gözlüğüne monte edilmiş küçük bir alet, yanak kasındaki hareketi
kızılötesi yardımıyla bilgisayara aktarmakta;
Hawking bu sayede insanlarla iletişim kurabilmektedir.