Algısal ve kısa süreli belleğin aksine uzun süreli
belleğin kapasite ya da süre sınırlaması yoktur.
Bu belleğin, milyonlarca bilgi parçasını neredeyse
sonsuza dek saklayabildiği düşünülmektedir. Hatta
bir görüşe göre unutmuyoruz sadece bilgilere
ulaşmakta ve çağırmakta zorlanıyoruz. Kısa süreli
bellekteki anılar tekrar ve anlamlı ilişkilendirmeler
kullanılarak (kodlanarak) uzun süreli belleğe
aktarılır.
Uzun süreli belleğimizde bilgi anlamsal
bağlantılar hâlinde tutulur. Bu nedenle uzun süreli
belleğe transfer edilirken kuvvetli işikiler, bağlantı-
lar kurduğumuz yeni bilgiler daha kolay geri çağ-
rılabilir, hatırlanabilir. Örneğin, yeni tanıştığımız
birinin adını daha önceden aynı isimde tanıdığı-
mız başka biri ile ilişkilendirdiğimizde daha kolay
hatırlayabiliriz. Uzun süreli bellekte bilgiler bir
sistem dâhilinde depolandığı için hatırlama süreci
kısa süreli bellekten farklıdır. Eğer bilgiler iyi bir
şekilde örgütlenmiş ise çabuk hatırlanabilirken iyi
ilişkilendirilmemiş bilgiler o kadar çabuk hatırlanamayabilir.
Uzun süreli bellek temel olarak öyküsel ve işlemsel
olmak üzere ikiye ayrılabilir. Öyküsel bellek (ne
olduğunu bilmek) bilinçli bir şekilde geri çağrılabilen
gerçekler ve etkinliklerin depolandığı bellektir.
Bu bellekte saklanan bilgileri istediğimizde geri çağırabiliriz.
Örneğin, en sevdiğiniz öğretmeninizin
adı, kişisel yaşantınıza dair, çoğunlukla duygularınızı
içeren olaylar öyküsel belleğinizde saklanır.
Öyküsel bellek olaysal ve anlamsal olmak üzere iki
alt boyutta incelenebilir. Olaysal bellek tecrübelerimizi
ve zaman kurgusu içinde gerçekleşen olayları
depoladığımız bellektir. Otobiyografik olayların
(tarihler, yerler, onlarla ilişkili duygular) kaydedildiği
bellektir. Örneğin bu alanda tutulan bir bilgiyi
çağırdığınızda (örneğin lise mezuniyetiniz) o olayın
aktrörü olursunuz sadece gerçekleşenleri o anda
yaşadığınız duyguları ve çevrenizde gerçekleşen iliş-
kili diğer olayları da hatırlarsınız. Anlamsal belleğinizde
ise daha belirgin kalıplar şeklinde gerçekler,
anlamlar ve dış dünyaya ait bilgi tutulur. Harflerin
anlamları, kelimelerin tanımları, renklerin adlarını
tanımak gibi bilgiler anlamsal bellekte tutulur.
İşlemsel bellek ise bisiklet sürmek, bir müzik
aleti çalmak gibi yaparken her bir aşamasını tek tek
düşünmediğimiz bir şekilde bilinçsizce yaptığımız
yeteneklerimizin depolandığı bellektir. Bu bellekte
genellikle tekrar ve pratik yaparak artık bir şekilde
otomatikleşen davranışlarımız yer alır. Araba
sürmeyi ilk öğrenmeye başladığınızda debriyaj ve
vitesi nasıl kullanacağınıza çok dikkat edersiniz.
Araba sürmeye devam ettikçe artık farkına varmadan
otomatik bir şekilde debriyaja basar ve vitesi
değiştirirsiniz.