Arapça “haşr” kelimesi sözlükte bir topluluğu zor kullanarak bulunduğu
yerden çıkarıp bir mekânda toplamak anlamına gelir. İslâm inancında haşir
ise âhirette diriltilen insanların hesaba çekilmek üzere “arasât” veya “mevkıf”
yahut “mahşer” denilen maydanda toplanlamarını ifade eder.
Haşir dirilişten sonraki merhaleyi teşkil eder. Kur’an’da bildirildiğine göre insanlar, cinler,
melekler ve tapınılan putlar hesaba çekilmek için haşredilecektir (Âl-i İmrân
3/158; el-En’âm 6/51, 72,128; Sebe’ 34/40; el-Ahkâf 46/6). Kabirlerinden
çıkarılıp diriltilen insanlar çekirge sürüleri gibi kendilerini çağırana doğru
koşacak, herkesin yanında görevli iki melek bulunacaktır (Kâf 50/21, 44; elKamer
54/7-8). İlâhî buyruklara isyan etmekten sakınan müminler Allah’ın
huzuruna binekli elçiler ve konuklar gibi parlak yüzlü olarak haşredilecek;
kâfirler, zâlimler ve Kur’an’dan yüz çeviren günahkârlar ise gözleri korkudan
göğermiş, zincirlere vurulmuş, katrandan elbiseler giydirilmiş, yüzleri kara
olarak kör, sağır ve yüzükoyun bir halde sevkedilecektir (İbrâhîm 14/49-50;
el-İsrâ 17/97-98; Meryem 19/68, 85-86; Tâhâ 20/102, 124-127; el-Furkân
25/34; en-Neml 27/83-85; Kâf 50/44; Abese 80/38-42).
Hadislerde de haşirle ilgili tasvirler yapılmıştır. Buna göre insanlar
üzerinde yol gösterici hiçbir işaretin bulunmadığı bembeyaz ve dümdüz bir
alanda haşredilecek, haşir sırasında insanlar yalın ayak, çıplak ve güneşin
sıcaklığından ötürü sıkıntılı bir süreç yaşayacaktır (Buhârî, “Rikâk” 44,
“Enbiyâ” 8, “Zekât” 52).
Ömürlerini iyilikle geçiren müminler altın eğerli
binekler üzerinde mahşer yerine götürülürken kâfirlerin liderleri yüzükoyun,
diğerleri ise yaya olarak mahşere sevk edilecektir (Ahmed b. Hanbel,
Müsned, I,155; Buhârî, “Rikâk” 45; Müslim, “Cennet” 59).