Sûra ikinci defa üflenince Allah evreni yeniden inşâ edecek, yer başka bir yer
olacak ve dümdüz yapılacak, gökler de başka gökler haline getirilecek, yer
küre yükünü dışarı atacak, kabirler deşilecek, ruhlar bedenleriyle birleştirilip
ölüler bir anda diriltilecek ve insanlar çırpınıp yayılan kelebekler veya
çekirge sürüleri gibi bölük bölük mahşere doğru sevk edilecek ve hakîr bir
halde Allah’ın huzuruna varacak, o gün kâfirler için çok zor bir gün olacaktır
(İbrâhîm 14/,42,48; el-İnfitâr 82/1-4; ez-Zümer 39/68-69; el-İnşikâk 84/4; enNebe’
78/16-17; el-Me’âric 70/42; en-Neml 27/87; el-Müddessir 74/8-9).
Kur’an’da yapılan diriliş tasvirlerine göre o günde insanlar arasındaki soy
yakınlığı fayda vermeyecek, herkes kendi derdine düşecek; kimse birbirine
bir şey sormayacak, insanlar kardeşlerinden, anne-baba, eş ve çocuklarından
kaçacak, bazı yüzler ak, bazı yüzler kara olacaktır (Abese 80/33-42; elMu’minûn
23/101; Âl-i İmrân 3/106).
Âyet ve hadislerde ölümden sonra diriliş inancını hayretle karşılayıp inkâr
eden ve bu konuda bilgilenmek isteyen herkese çeşitli deliller sunulmuştur.
Bunların başlıcaları şöyle sıralanabilir:
İnsanı İlk Yaratan Ölümünden Sonra Tekrar Diriltebilir
İnsanı yaratmak, buna ilişkin bilgi ve güç sahibi olmayı gerektiren bir
eylemdir. Allah ilkin topraktan yarattığı insanı, öldürüp toprağa
gömdürdükten sonra onu tekrar yaratmaya kadirdir. Hatta parmak uçlarını
farklı izleriyle birlikte eski şekline sokmaya da güç sahibidir. Çünkü buna
dair bilgisi ve gücü vardır. Toprağın insan cesedinden eksilttiği unsurları ve
geride bıraktıklarının yanı sıra yaratılanlara dair her türlü bilgi Levh-i
Mahfuz’da mevcuttur. Asıl hayretle karşılanması gereken, Allah’ın ölüleri
dirilteceğine inanmamaktır. Zira akıl bir eylemi bir kez yapabilenin onu
ikinci kez daha kolaylıkla yapabileceğine hükmeder (er-Ra’d 13/5; el-İsrâ
17/49; er-Rûm 30/27; Lukmân 31/27; Yâsîn 36/78-79; Kâf 50/2-5,15; elVâkıa
56/61-62; el-Kıyâme 75/2-3).
Evreni Yaratan İnsanı Tekrar Yaratabilir
Evren gibi son derece karmaşık bir işleyiş düzenine sahip olan varlık âlemini
yaratan güç, insan gibi daha küçük bir varlığı daha kolay yaratabilir. Çünkü
evreni yaratmak insanları yaratmaktan daha büyük bir iştir ve zordur.
Gözlemlerimiz evrenin var olduğunu bize kanıtlamaktadır. Bu sebeple bunu
yaratan Allah’ın insanları daha kolayca yaratacağı varsayılır (el-İsrâ 17/98-
99; el-Mu’min 40/57; el-Ahkâf 46/33; en-Nâzi‘ât 79/27).
Ölü Toprakta Canlılar Yaratan Toprataki Ölüleri Diriltebilir
Allah Teâlâ içinde hiçbir canlı varlık bulunmayan kupkuru ve bir anlamda
ölü olan toprakta gökten indirdiği yağmur vasıtasıyla pek çok böcek ve
bitkiyi canlandırıp yaratmakta ve bu olay her zaman insanların gözlemleri
önünde tekrarlanıp durmaktadır. Ölü toprakta hayatı yaratmakla topraktaki
ölü insanların diriltilmesi birbirinin benzeri olaylardır. İnsan aklı iki benzer
olaydan birini yapabilenin diğerini de yapabileceğine hükmeder (el-A’râf
7/56; el-Hac 22/5-7; er-Rûm 30/19; Fâtır 35/9; Fussılet 41/39; Kâf 50/9-11).
Tarihte Ölülerin Diriltildiğine İlişkin Örnekler Vardır
Ölülerin diriltmesini akıllarına sığdıramayanlara veya bu konuda bir gözlem
ve deney yaşamak isteyenlere örnek olmak üzere Allah geçmişte bazı ölüleri
dirilttiğini haber vermiştir. Hz. Mûsâ zamanında İsrailoğulları bu örneğe
şahid olmuş, Hz.İbrahîm bizzat öldürüp parçalara ayırdığı bir kuşun dirilişini
gözlemlemiş ve adı belirtilmeyen bir insan öldürüldükten yüz yıl sonra
diriltilmiş ve ölmüş eşeğinin diriltilişi de kendinse izlettirilmiştir (el-Bakara
2/55-56, 72, 243, 259-260).
İslâm bilginlerinin tamamı ölümden sonra dirilişin cismanî, yani ruh ve
beden birarada olacağı görüşünde ittifak etmiştir. İlgili âyetlerde verilen
bilgiler bunu kanıtlamaktadır. Zira ölüp toprağa karıştıktan sonra
diriltileceklerini kabul etmeyen ve “çürümüş kemikleri kim diriltecek” diyen
inkârcılara “ilk defa yaratan diriltecek” şeklinde karşılık verilmiş (Kâf 50/4;
Yâsî 36/78-79), böylece kemiklerin cisim olarak diriltilmesi açıkça
belirtilmiştir. Ayrıca kıyameti anlatan âyetlerde ruhların bedenlerle
birleştirileceği de vurgulanmış (et-Tekvîr 81/7), cennet ve cehennem
tasvirlerinde de âhiret hayatının cismânî olacağı anlatılmıştır.
Hadislerde de ölümden sonra cismânî dirilişe inanılması gerektiği
bildirilmiş (Buhârî, “Îmân” 37), ölülerin, gökten inecek bir tür “hayat
suyu”nun toprakta çürümeyen “acbu’z-zeneb” adlı bedenlere ait maddî
unsurlarla birleşmesi sayesinde diriltileceği ve insanların bir bitkinin
topraktan çıkığı gibi süratle kabirlerinden çıkacağını açıklanmıştır (Buhârî,
“Tefsîr” 39/3; Müslim, “Fiten” 141-142; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 322).