Meleklerin Türleri

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Meleklerin Türleri
« : 03 Şubat 2018, 11:14:47 »
Kur’ân-ı Kerîm’de, göklerin ve yerin ordularının Allah’a ait olduğu ve
müminlerin bu görünmeyen ordularla desteklendiği beyan edilir. Meleklerin
sayısı ve türleri hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte ayet ve
hadislerde çeşitli görevlerle vazifeli bazı meleklerin bulunduğu ifade
edilmiştir. Hatta bunların bir kısmı Cebrâil ve Mîkâil gibi özel adlarla
isimlenirken, bir kısmı da ölüm meleği ve arşı taşıyanlar gibi sadece görevleri
ile zikredilmiştir.

Şimdi bu meleklerden ve görevlerinden kısaca söz edelim:

Dört Büyük Melek

Kur’an’da adı ya da vazifesi belirtilen meleklerden en önde gelenleri
literatürde “dört büyük melek” olarak da zikredilen; Cebrâil, Mikâil, Azrâil
ve İsrâfil’dir.

Bu meleklerin başında gelen Cebrâil, vahiy meleğinin özel adıdır. Bu
melek, Kur’ân-ı Kerîm’de üç yerde Cibrîl ismiyle geçmekte (örnek olarak el-
Bakara 2/97), ayrıca Rûh, Rûhu’l-emîn, Rûhu’l-kuds ve Resûl isimleri ile de
işaret edilmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’de sadece bir âyette geçen Mikâil, tabiat olaylarıyla
görevli meleğin adıdır. Hadislerde Mîkâil, rızık ve rahmet meleği olarak da
nitelenmiştir (Müsned I, 274).

Azrâil ise eceli gelenlerin ruhunu kabzetmekle görevli olan meleğin özel
adıdır. Kur’an’da Azrail ismi geçmemekle birlikte, bunun yerine ölüm meleği
(melekü’1-mevt) ile yaşam süresi bitenlerin ruhunu alan meleklerden söz
edilmektedir (en-Nisa 4/97; el-En’âm 6/61).

Kur’ân-ı Kerîm’de İsrâfil adı geçmemekle birlikte, birçok ayette
kıyametin kopması ve âhiret hayatının başlaması sırasında Sûr’a üfleme
olayından (en-Neml 27/87) ve yeniden dirilişi haber veren bir çağrıcıdan (elKamer
54/6) bahsedilmektedir. Ancak hadislerde söz konusu duyuruyu
yapacak olan İsrâfil meleğinin adı büyük melekler arasında sayılmıştır.
(Müslim, “Salâtü’l-müsâfirîn”, 200).

Mukarrebûn Melekleri

Bu meleklere illiyyûn veya kerrûbiyyûn melekleri de denilmektedir. Bunlar
Kur’ân’da ulûhiyet makamına en yakın melekler olarak zikredilirler (en-Nisa
4/172). Bu meleklerin Allah Teâlâ’nın huzurunda bulundukları, O’na sürekli
olarak ibadet ettikleri ve gece gündüz O’nu yücelttikleri kaydedilmektedir.
Arşı taşıyan ve onun çevresinde bulunan melekler de bu gruba girer (ezZümer
39/75; el-Mü’min 40/7)

Hafaza ve Kirâmen Kâtibîn Melekleri

Bu melekler insanları koruyan ve onların iyi ve kötü fiillerini kaydeden
meleklerdir. Kur’ân’da bu melekler; koruyanlar, izleyenler, yazıcı elçiler,
karşı karşıya olan iki melek, gözetleyip yazmaya hazır olanlar ve değerli
yazıcılar şeklinde çeşitli ifadelerle nitelenmektedirler (bk. ez-Zuhruf 43/80;
er-Ra‘d 13/10-11; Kâf 50/18; el-En‘âm 6/61).

Cennet ve Cehennemde Görevli Melekler

Kur’ân-ı Kerîm’de Cennet’te ve Cehennemde görevli olan bazı meleklerin
bulunduğu bildirilmektedir. Bunlardan Cennet’te bulunanlar, müminleri “İşte
bu size vaat edilmiş olan mutlu gününüzdür” (el-Enbiyâ 21/103) hitabıyla
karşılayacaklar, müminler, bölük bölük Cennet’e sevkedilip kapılar
kendilerine açıldığında ise onlara şöyle diyeceklerdir:
“Selâm size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedî kalmak üzere girin buraya”
(ez-Zümer 39/73).

Ayrıca bu meleklerin, Adn cennetlerine, babalarından, eşlerinden ve
çocuklarından iyi olanlarla beraber girecek kimselerin yanına her kapıdan
vararak, “Sabrınıza karşılık size selâm olsun! Dünya yurdunun sonu ne
güzeldir!” diyecekleri de haber verilmektedir (er-Ra‘d/13-23-24).
İnkâr edenlerin ise bölük bölük Cehennem’e sürüklenecekleri, kapıların
onlar için açılacağı ve Cehennem bekçilerinin onlara, “Size, içinizden
Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı haber veren
peygamberler gelmedi mi?” (ez-Zümer 39/71) diye soracakları
bildirilmektedir. Ayrıca ayetlerde Cehennemin başında iri gövdeli, sert
tabiatlı, Allah’ın buyruklarına karşı gelmeyen ve sadece kendilerine
emredilen işleri yapan meleklerin bulunacağı da ifade edilmektedir (etTahrîm
66/6).

Hârût-Mârût

Kur’an’da adı geçen bu iki meleğin Bâbil halkını imtihan etmek ve onları
sihir konusunda bilinçlendirmek için gönderildiği belirtilmektedir. Geldikleri
toplumu inançsızlığa karşı uyarma görevi bulunan bu meleklerin günahkâr
olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Her şeyden önce İslam inancında
melekler günah işlemekten uzak varlıklardır.

“Süleyman’ın hükümranlığı hakkında şeytanların (ve şeytan tıynetli
insanların) uydurdukları yalanların ardına düştüler. Oysa Süleyman (büyü
yaparak) küfre girmedi. Fakat şeytanlar, insanlara sihri ve (özellikle de)
Babil’deki Hârût ve Mârût adlı iki meleğe ilham edilen (sihr)i öğretmek
suretiyle küfre girdiler. Hâlbuki o iki melek “Biz ancak imtihan için
gönderilmiş birer meleğiz. (Sihri caiz görüp de) sakın küfre girme”
demedikçe, kimseye (sihir) öğretmiyorlardı. Böylece (insanlar) onlardan kişi
ile karısını birbirinden ayıracakları sihri öğreniyorlardı. Hâlbuki onlar
Allah’ın izni olmadıkça o sihirle hiç kimseye zarar veremezlerdi. (Onlar
böyle yaparak) kendilerine zarar veren, fayda getirmeyen şeyleri
öğreniyorlardı. Andolsun, onu satın alanın âhirette bir nasibi olmadığını
biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şey ne kötüdür! Keşke
bilselerdi!” (el-Bakara 2/103).

Yukarıdaki ayet dışında Hârût ve Mârût melekleri hakkında Kur’anda ve
hadis herhangi bir kitaplarında bilgi yoktur. Bu melekler hakkında Yahûdiler
arasında yaygın olarak anlatılan hikâyelerin İslam inancıyla uyuşması ise söz
konusu değildir. Bu hikâyelerde Hârût ve Mârût işledikleri günah yüzünden
gökyüzüne dönmelerine izin verilmeyen varlıklar olarak anlatılmaktadır.
Tefsirlerde ise genel olarak bu meleklerin, insanları sihirbazların sihrinden
korumak ve onların tuzaklarını etkisiz kılmak için insanlara sihrin içyüzünü
öğretmek amacıyla gönderilen iki melek olduğu kaydedilir. Buradan
hareketle meleklerin masumiyeti kelâmcılar arasında da tartışma konusu
olmuş, Mu’tezile ve Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğunluğu onların günah
işlemedikleri yönünde görüş belirtmişlerdir.

Münker-Nekîr

Bu melekler, kabirde sorgu işi ile görevli olan meleklerdir. Bu meleklerin adı
hadislerde geçmektedir. Burada, ölü defnedildiğinde Münker ve Nekîr adları
verilen siyah tenli, mavi gözlü iki meleğin ona geldiği, bazı sorular sorduğu
ve verdiği cevaplara göre kabrini genişlettiği ya da daralttığı belirtilmektedir.
(Tirmizî, “Cenâiz”, 70)