Aile içinde anne ve babadan sonra birbirine en yakın kişiler, kardeşlerdir.
Kardeşler birçok duyguyu beraber yaşar; aynı anda üzülür, aynı anda sevinirler.
Çünkü duygusal olarak da aynı anne ve babadan soya çekim yoluyla
aldıkları özelliklerle donatılmışlardır. Kardeşler, anne ve babanın duygu ve
düşüncelerinden, kendilerine düşen payı almışlardır. Onların duygularının
birbirine yakınlığının temel nedeni budur.
İnsan hayatının en güzel günleri, sıcacık yuvasında kardeşi veya kardeşleri
ile beraber geçirdiği çocukluk günleridir. Evde, bahçede veya parkta
beraber oynarken hem aynı duyguları hissetmişler, hem de bazı şeyleri
paylaşmayı ve insanlarla iyi geçinmeyi öğrenmişlerdir.
Aynı aile içinde yetişen, bir ağacın dalları gibi aynı kökten beslenen, aynı
anne ve babanın sevgi ve şefkatini gören kardeşler arasında çok güçlü bir bağ
vardır. Bu nedenle dinimiz, kardeş hakkına son derece önem vermiş, insanın
kardeşleri ile olan ilişkisini kesmemesini istemiştir. Bu bağ ve yakınlığa
rağmen, kendi kardeşleri ile güzel geçinemeyen birinden, başkalarıyla güzel
geçinmesini beklemek boşunadır.
Büyük erkek kardeş ve büyük kız kardeşler, ailenin doğal yardımcılarıdır.
Bunlar bazen anne ve baba yerine geçerler. Durum böyle olduğu için, büyük
kardeşler sevgi ve saygıya daha layıktırlar. Hz. Peygamber bir hadîsinde:
“Büyük kardeşin küçük kardeş üzerindeki hakkı, babanın çocukları
üzerindeki hakkı gibidir.” (Suyûtî, 1969, II, 74) buyurmuştur. Bu nedenle,
annenin olmadığı yerde ablalar, babanın olmadığı yerde de ağabeyler
dinlenir, onlar anne ve baba gibi kabul edilir. Ancak, ağabeyler ve ablalar,
kendilerine verilen bu yetkiye dayanarak kardeşlerini ezme yönüne gitmez,
onlara anne ve baba şefkatiyle davranırlar. Dolayısıyla kardeşler arasındaki
ilişki de karşılıklı sevgi ve saygıya dayanır.
Hz. Peygamber, kendisine gelip “öncelikle kimlere iyilik etmesi gerektiği”ni
soran bir Sahâbî’ye şu cevabı vermiştir:
“Annene, babana, kız kardeşine, erkek kardeşine, bunlardan sonra gelen
yakınlarına, sende hakkı bulunan ve ziyaret etmen gereken kimselere.” (Ebû
Dâvûd, “Edeb”, 129)
Bu hadiste Peygamberimiz, iyilik yapmamız, görüp gözetmemiz gereken
kişiler olarak kız ve erkek kardeşi, anne ve babadan hemen sonra zikretmiştir.
Hele kız kardeşler, duygusallıkları nedeniyle sevgi ve şefkate daha fazla
muhtaçtırlar.
Kısaca maddeleştirecek olursak, kardeşlerin birbirine karşı görev ve
sorumluluklarını ya da kardeşlerin birbiriyle ilişkilerinde gözetmeleri gereken
ilkeleri şöyle ifade edebiliriz:
1. Kardeşler birbirini sevip saymalı, koruyup gözetmeli, birbirinin hakkına
riayet etmelidir.
2. Birbirlerini kıskanmamalıdırlar. Kıskançlığın çok kötü bir hastalık
olduğu, kardeşler arasındaki geçimsizliğin nedenlerinden birinin de
kıskançlık ve bencillik olduğu göz ardı edilmemelidir.
3. Büyük kardeşler küçük kardeşlere her zaman örnek olmalı, küçüklerin
yanlışlarını gördüklerinde, onları kırmadan uyarmalıdırlar. Küçükler de
büyüklerini her zaman sevmeli, onların uyarılarına kulak vermelidir.
4. Aralarındaki dayanışma ve yardımlaşma, bilgi ve iş düzeyinde her zaman
devam etmelidir. Birlik ve beraberlikten güç doğduğu unutulmamalıdır.