İslam Ahlakını Temelleri

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
İslam Ahlakını Temelleri
« : 29 Ocak 2018, 15:05:56 »
İslâm ahlâkı, daha önceki bölümde görüldüğü gibi, Cenab-ı Hakk’ın Hz.
Peygamber’e bildirdiği ve onun hayatında görünür hale gelen, ondan
sahabenin üstlenerek yaşadığı, yaşarken de kendisinden sonraki nesile
aktardığı bir davranış düzenini ifade etmektedir. Daha sonra gelen nesiller de
benzer bir şekilde kendilerinden sonraki nesile bu hayat tarzını ve davranış
düzenini yaşayarak aktarmıştır. Bu günümüze kadar böylece gelmiştir.
Bu davranış düzeninde sırasıyla Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber’in
uygulamaları ve sahabenin buna fiilî ve kavlî (sözlü) şahadetinin muhtelif
cihetlerden kaynak değeri vardır. Bunun yanında bütün Müslümanların tarih
boyunca bu kaynakların verili şartlarda nasıl uygulanacağı ve ne gibi
neticeler ortaya çıkardığı hususunda gösterdiği gayret ve bu verileri hem
nakil, hem tasnif hem de üst bir dil oluşturarak makul bir şekilde uygulama
pratiğinin de, sonraki nesiller için kaynak değeri vardır. Özellikle yaşayan iyi
ahlâklı insanlar, yeni yetişen çocuklar ve gençler için, ahlâklı yaşama
bilgisinin şehâdet (veya müşâhede yani gözüyle görüp, kulağıyla işitip,
anlayıp uygulama) yoluyla ulaşabildikleri tecrübi kaynağıdır. Gençler
hayırseverliğin iyi olduğunu kitaplardan, ne olduğunu ve kendi hayat şartları
içinde nasıl tahakkuk ettiğini ve edebileceğini, irtibat halinde bulundukları
ahlâklı ve hayırsever insanlardan, müşahede yoluyla görerek ve duruma göre
de, hayır faaliyetine bizzat iştirak ederek, öğrenirler. Bu yönden mesela dede
ve nineler ile torunlar arasındaki irtibat, çocukların ahlâki gelişimi açısından
çok önemlidir.

Kaynak Kavramı ve Terimi
Türkçe’de kaynak kelimesi, bir şeyin varlığını aldığı ve varlığını sürdürürken
kendisinden beslendiği, kendisine dayandığı nihai ve ilk nesneyi (menşeini ve
menbaını) ifade eder. Bir suyun veya nehrin kaynağı olduğu gibi, fikirlerin ve
sosyal hareketlerin de kaynakları vardır.

Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük: Kaynak: 1. Bir suyun çıktığı yer,
kaynarca, pınar, memba, göz: “Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi.” -Y. K.
Karaosmanoğlu. 2. Bir şeyin çıktığı yer, menşe: İnanılır kaynaklardan alınan
haberlere göre... 3. Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge: “Yabancı bir
idare, iktisat, ticaret, memleketin bütün kazanç kaynaklarına musallat olur.” -F.
R. Atay. 4. Araştırma ve incelemede yararlanılan belge, referans: Tapu
kayıtları onun XVI. yüzyılda yaşadığını gösteren başlıca kaynaklardandır. 5.
Herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı veya eserlerin bütünü, literatür.
6. İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp
yapıştırma işi. 7. mec. Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut
sıranın ön taraflarına girme işi. 8. fiz. Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye
yayıldığı yer: Işık kaynağı. Isı kaynağı.

Konumuz açısından kaynak kelimesinin üç anlamı ön plana çıkmaktadır.
Bunlardan birinci manasıyla bir varoluş düzeni olarak İslâm ahlâkının
kökeni, aslı ve varlık sebebini ifade eder. Bunu biz kısaca İslâm Ahlâkı
nereden gelir? Nereden kaynaklanırl? Veya daha genel olarak İslâm
Ahlâkının kaynağı/kaynakları nedir? diye sorarız. Daha farklı bir şekilde
İslâm ahlâkının varlık sebebi nedir? sorusu, bu manası ile kaynak ile ilgili
temel sorudur. Bu soru esas itibariyle felsefenin ve ahlâk felsefesinin
sorusudur. Bu soru İslâm ahlâkına yöneltildiğinde, İslâm ahlâk felsefesinin
inşa edici sorusu ve hareket noktasını teşkil eder. Burada soru, bir anlamda
dil öncesi varoluş düzeni olarak ahlâkın varlığı ve tahakkuku ile alakalıdır.
Mesela Fransız Filozofu Henri Bergson “Ahlâk İle Dinin İki Kaynağı” isimli
meşhur eserinde ahlâkın bu anlamda kaynağını ele almıştır.

İkincisi, birinci manası ile İslâm ahlâkı hakkında bilgi veren ve bunu
öğrenme ve öğretme imkanını ortaya çıkaran unsurları ifade eder. Bir ilim
olarak İslâm ahlâkının imkanı, buna bağlıdır. Bunu biz kısaca İslâm ahlâkını
nasıl veya nereden öğreniriz? Veya İslâm ahlâkını öğrenmenin yolları
nelerdir? soruları ile ifade ederiz. Bu sorular daha çok, ortaya çıkmış olan ve
yaşanan bir ahlâk sisteminin içerdiği ilke ve kurallar hakkındaki sorulardır.
Bu anlamda İslâm ahlâkının kaynakları Kur’an, sünnet ve daha önce yaşamış
ve halen hayatta olan İslâm büyüklerinin eserleri ve örnek hayatlarıdır.
Burada, varlığı bilinen bir davranış düzeninin muhtevası hakkında, sistematik
ve doğru bilgi edinme imkanı söz konusudur.

Üçüncü olarak daha çok bir ilim/disiplin olarak bu alanda telif edilmiş
kitaplar ve yazılı olarak bize ulaşmış diğer metinler kast edilir. İslâm Ahlâkı
hakkında hangi eserler telif edilmiştir? sorusu, artık ahlâkı bir ilim olarak
dikkate aldığımızı ve bu alanda belirli bir düzen içinde telif edilmiş
eserlerden bahs ettiğimiz ortaya çıkar. Bu manalar ve soruların birincisi
kendisine İslâm ahlâkının varlığını, ikincisi bilgisini ve nihayet üçüncüsü
bu konudaki sistematik düşünceyi, Müslümanların ahlâk hakkındaki
sistematik düşüncesini, kendisine konu edinmektedir.

Bu kaynaklardan her birinin bir nakli bir de akli kısmı bulunmaktadır.
Başta K. Kerim olmak üzere bütün naklin etkin olabilmesi için anlaşılması
gerekir. Anlaşılması ise zorunlu olarak akli bir faaliyettir. Nakil akıl olmadan
etkin olamaz. Diğer taraftan akıl üzerinden/tarafından anlaşılarak etkin olan
naklin anlaşılmış hali, en azından anlaşılıp yeni sayılabilecek bir duruma
uygulanmasına bağlı olarak, “genişlemiş” ve “gelişmiş” olacaktır. Daha sonra
nakil bu genişlemiş haliyle yeniden akıl üzerinden etkin olacak, yeniden
genişleyip gelişecek ve yeniden uygulanacaktır. Bu süreç hiç kesintiye
uğramadan devam edeceği için, ahlâk alanının kaynakları en temelde nakil ve
akıl olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Burada belki nakil ile ilgili olarak
şu noktada bir tefrik yapılabilir: ahlâkın var olması ile nakledilmesi
birbirinden farklı iki vakıadır; bu sebeple bunlar birbirinden ayrılmalıdır.

Bu sebeple biz kaynak kavramını tahlil ettikten sonra ortaya çıkacak
kısımların her birindeki naklî ve aklî kısımları da kısaca ele alacağız.