Emevîler zamanında iktisadî ve medenî seviyenin yükselmesiyle beraber,
ilim ve sanat hayatında da önemli gelişmeler kaydedilmiş, şehirlerde görülen
imar faaliyetleri yanında, Kur’an ve kitap istinsah, telif ve tercüme
faaliyetleri de hızla artmaya başlamıştır. Hüsn-i hatla mushaf yazan kâtipler
çoğalmış, saraylarda halifeler adına kâtipler çalıştırılmıştır. Arap yazısının
gelişmesinde halifelerin sanatkârları destekleyip himaye etmeleri yanında,
kâtipler de bütün sanat heyecanlarını ve emeklerini Kur’an yazısının
güzelleşmesine sarfetmişlerdir. Kur’an istinsahında kâtiplerin duydukları
ilâhî aşkı, gösterdikleri sabır, itina ve titizliği başka bir sanatta bu ölçüde
bulmak mümkün değildir.
İbadet haline gelmiş bu gayrettir ki günümüze
kadar yazılmış Kur’an nüshaları hat sanatının en güzel örnekleri arasındadır.
Emevîler devrinde hüsn-i hatla yazdığı mushafla adı öne çıkan Hâlid b.
Ebü’l-Heyyâc’dır. İlk celî yazı hattatı olarak da kabul edilen Hâlid, Mescid-i
Nebevî’nin kıble duvarına Şems sûresinden Kur’an’ın sonuna kadar altınla
ilk âbidevî yazı yazan hattat olarak bilinmektedir.
Emevî sarayında ücretle çalışan ve mushaf yazan Mâlik b. Dînâr da (ö.
131/748) adı geçen önemli hattatlardandır. Fakat Emevîler devrinde yetişen
ilk büyük yazı ıslahatçısı Kutbe el-Muharrir’dir (muharrir, hattat karşılığı
kullanılan bir kelimedir). Kutbe’nin dört çeşit yazı ortaya çıkardığı
bilinmektedir. Emevî halifelerinin fermanları tûmarlara tûmar kalemiyle
yazılırdı.
Tûmar, parşömen ve papirüsten belirli ölçüde hazırlanmış büyük
boy yapraktır. Kutbe bu ölçülü tûmar yapraklarına yazılacak yazının kalem
ağzının genişliğini tesbit etmiş, diğer celîl, sülüs ve nısf kalemlerinin
genişliğini de tûmara göre belirlemiştir. Abbâsîler zamanında Dahhâk adında
bir hattat Kutbe’nin yazılarını daha da güzelleştirmiştir. Onu takip eden İshak
b. Hammâd talebeleriyle ölçülü (mevzun) hatların birçoğunu belirleyip
ortaya çıkarmışlardır.
Me’mûn’un güçlü saray hattatı Ahvel el-Muharrir İslâm hattının şekil ve
ölçülerinde kesin kural ve yeni düzenlemeler getirmiş, on bir yazının
kurallarını belirlemiştir. Böylece Emeviler devrinde ve Abbasîler devrinin
başlarında muhtelif tipte resmî ve idarî belgelere belirli ebatta kâğıtlar ve
bunlar için uygun kalemler tesbit edilmiş, yaklaşık 24 çeşit yazı karakteri
ortaya çıkmıştır.
Bunlara mevzun (ölçülü) veya aslî hatlar denilmiştir. Belirli
ana üslûplar etrafında şekillenen bu kalemlerin (yazıların) isimleri bilinmekle
beraber günümüze ulaşmış örnekleri bulunmadığından bu yazıları birbirinden
ayıran özellikler yeteri kadar bilinmemektedir.