Beş vakit farz namaz ile cuma namazının farzının öünde ve sonunda kılınan
namazlar sünnet namazlar olarak isimlendirilir. Farz namazlara tâbi sünnet
namazlar terâvih namazı dışanda tek başına yani cemaatsiz kılınır. Belli bir
düzen içinde kılınan bu namazlara revâtib adı verilmiştir. Farzlara tâbi olarak
kılanan bu namazların bir kısmı müekked sünnet (Hz. Peygamber’in devamlı
kıldığı) ve gayri müekked sünnet (Hz. Peygamber’in ara sıra terk ettiği)
şeklinde iki kısma ayrılır.
Gayri müekked sünnetler müstehab veya mendup
olarak da adlandırılır. Hanefîler’e göre başlanılmış bir sünnetin bozulması
halinde kazâsı vaciptir. Hanefîler’e göre farza tâbi sünnet namazlar vakit
çıktıktan sonra kazâ edilmez. Sadece sabah namazının sünneti farzı ile
birlikte kerâhet vakti çıktıktan sonra o günün öğle vaktine kadar bir zaman
diliminde kazâ edilebilir. Sünnet namazların her rek‘atında kıraat farzdır.
Dört rek‘atlık gayri müekked sünnet namazlarda (ikindi namazının sünneti ile
yatsı namazının ilk sünneti), müekked sünnetlerden farklı olarak ilk oturuşda
tahiyyattan sonra salli-bârik duaları okunur ve üçüncü rek’ata sübhâneke ile
başlanır.
Farz namazların öncesinde veya sonrasında kılınan sünnet namazlar
farz namazlara hazırlayıcı, onları koruyucu ve eksiklerini telâfi edici
ibadetlerdir. Ayrıca bu namazlar Hz.Peygamber’e bağlılığın bir göstergesi
olup terk edilmesi hoş karşılanmaz.