Bazı vakitler vardır ki, bu vakitlerde namaz kılmak yasaklanmıştır. Bu
vakitlere “mekruh vakitler” veya “kerâhet vakti” denir ve şunlardır:
1. Güneşin doğmasından bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar olan
vakit. Güneşin bir veya iki mızrak boyu yani beş derece yükselmesi
demektir ki, güneşin doğuşundan itibaren yaklaşık otuz dakika sürer.
Temkin süresi de buna eklenirse, güneşin doğuşundan itibaren yaklaşık
40-50 dakika kadar bir süre namaz kılınmamalıdır. Bu süreden sonra
kerâhet vakti çıkmış olur. Artık istenilen nâfile veya kazâ namazları
kılınabilir. Kerâhet vaktinin çıkıp çıkmadığı basit bir usûlle de
belirlenebilir. Şöyle ki, çeneyi göğse dayayarak güneşe doğru bakılır; eğer
güneş ufuktan yükselmiş olduğu için görülmezse, kerâhet vakti çıkmış
demektir.
2. Güneşin tam tepe noktasında bulunduğu zamandan zevâlin bitimi vaktine,
yani öğle namazı vakti girdiği zamana kadar olan vakit. Hatırlanacağı
gibi, bazı fıkıh bilginleri şer’î gündüzü esas alarak kerâhet vaktinin
başlangıcını zevâlden yaklaşık 40-50 dakika öncesi olarak kabul
etmişlerdir.
3. Güneşin sararıp gözleri kamaştırmaz bir hale gelmesinden batmasına kadar
olan vakit.
Bir hadiste şöyle buyrulmuştur: “Üç vakit vardır ki, Resûlullah bize bu
vakitlerde namaz kılmamızı ve ölülerimizi defnetmemizi yasakladı: Güneş
doğduğu zaman yükselinceye kadar, güneş tepe noktasına geldiği zaman
zevâline kadar, güneş batmaya meylettiği zaman” (Müslim, “Salâtü’lmüsâfirîn”,
293; Tirmizî, “Mevâkît”, 31,34). Bu sebeple bu üç kerâhet
vaktinde ne kazâya kalmış farz veya vacip namazlar, ne de cenaze namazı
kılınır. Söz konusu vakitlerde bunları kılmak haramdır. Daha önce okunmuş
bir secde ayetinden dolayı tilâvet secdesi de yapılamaz. Yapılırsa iâde edilir.
Bu üç vakitte nâfile namaz da kılınamaz. Ancak kılınırsa mekruh olmakla
birlikte geçerli olur ve iâdesi gerekmez. Tam zevâl anına rastlayan bir namaz,
farz veya vacip ise fâsit, nâfile ise mekruh olur. Ancak Ebû Yusuf’tan bir
rivayete göre cuma günü zevâl vaktinde nâfile namaz kılmak mekruh
değildir. İmam Şâfiî de bu görüştedir. Diğer taraftan, bu üç vaktin, ateşe
tapanların ibadet vakitleri olduğu ve ibadet ederken onlara benzememenin
dinimizin prensiplerinden biri olduğu bilinmelidir.
Bu üç vaktin dışında, aşağıda zikredeceğimiz vakitlerde ise sadece nâfile
(buna sünnetler dahil) namaz kılmak mekruhtur.
1. İkinci fecrin yani fecr-i sâdığın doğmasından güneşin doğacağı zamana
kadar olan vakit. Bu vakitte nâfile namaz olarak sadece sabah namazının
iki rek‘at sünneti kılınabilir.
2. İkindi namazının farzı kılındıktan sonra güneşin batımına kadar geçen
sürede nâfile namaz kılmak mekruhtur.
3. Akşam namazının farzından önce nâfile namaz kılmak mekruhtur. Ancak
Şâfiî mezhebine göre akşam namazının farzından önce iki rek‘at namaz
kılmak, sünnet-i gayri müekkede olup müstehaptır.
4. Bayram namazlarından önce ve sonra nâfile namaz kılmak mekruhtur.
Ancak Ebû Hanife’ye göre bayram namazından sonra evde nâfile namaz
kılmak mekruh değildir.
5. Farz namaz için kâmet getirilirken sabah namazının iki rek‘atlık sünneti
dışında nâfile namaz kılmak mekruhtur.
6. Hac esnasında Arafat ve Müzdelife’de namazlar cem‘ edilirken aradaki
sünnetleri kılmak mekruhtur.
7. Hatip hutbeye çıktığı zaman ve hutbe esnasında nâfile namaz kılmak
mekruhtur. Ancak hatip hutbeye çıkmadan önce başlanılan sünnet
tamamlanır.
8. Farz namaz için vakit daraldığı halde nâfile namaz kılmak mekruhtur.