Gusül, hükmi-dinî temizlenme ve arınma vasıtası olduğu için guslü
gerektiren şeyler de, hükmi kirlilik durumu olarak kabul edilen cünüplük,
hayız ve nifastır. Buna göre, dinen yükümlü olanlar, cünüp olunca veya
kadınların hayız ve nifas kanları kesilince gusül abdesti almaları gerekir. Bu
üç durumun dinî literatürde büyük kirlilik olarak anılması, bu durumdaki
kimselerin dinen necis (pis) sayıldığı anlamına gelmemektedir. Cünüp olan
kimselerin, hayız ve nifas gören kadınların hükmen kirli olmaları, namaz,
tilâvet secdesi, Kâbe’yi tavaf, Kur’ân’ı elle tutma, Kur’ân okuma, mescide
girme gibi belirli ibadetleri veya ibadetle ilgili fiilleri yapmak için gerekli
ruhî ve manevi hazırlığa sahip olmamaları anlamına gelir.
Cuma ve bayram namazlarına gitmek, toplantılara katılmak için,
yolculuktan dönen, baygınlıktan ayılan, hac ve umre için ihrama giren
kimselerin, istihâza kanından temizlenen kadının gusletmesi sünnet veya
müstehaptır.
Guslü gerektiren durumlardan kadınlara mahsus haller olan hayız ve nifas
ilgili başlıkta birazdan anlatılacağı için burada kısaca cünüplük üzerinde
durulacaktır.
Cünüplük:
Fıkıh dilinde cünüplük, cinsel ilişki veya başka bir yolla
meninin şehvetle gelmesi (inzâl) sonucu oluşan hükmi kirlilik halidir. Bu
durumda olan kimselere “cünüp” veya “cenâbet” denir. Cinsel ilişkiye
girildiğinde meni gelse de gelmese de taraflar cünüp olur. Erkek veya
kadından herhangi bir sebeple meninin şehvetle gelmesiyle de cünüplük
oluşur. Kişinin cünüp olması için, meninin uykuda gelmesiyle uyanıkken
gelmesi arasında fark yoktur. Önemli olan meninin yerinden şehvetle
ayrılmasıdır, vücuttan dışarı çıkarken şehvetin bulunması şart değildir.
Meninin yerinden şehvetle ayrılması şart olduğu için şehvet olmadan gelen
meniden dolayı kişi cünüp olmaz. Mesela, zıplamak, ağır bir şey kaldırmak
veya hastalık sebebiyle gelen meniden dolayı gusül gerekmez.